Erol Sever, bu önemli yapıtında, “İslam öncesi Arap şairleri, Kâbe'nin tanrısını, Hıristiyanlığın tanrısı olarak görüyorlardı ve bunun sonucu olarak da, Kâbe kültüne, İsa'ya yönelik olduğu için katılıyorlardı” saptamasıyla İslam'ın çok tanrıcılık ve Hıristiyanlık'taki tarihsel kökenini mercek altına almaktadır. İslam'ın Tevrat'tan etkilenmesi, ilk Hıristiyan kiliselerinin katı kalıplarını örnek alması ve erken İslam dönemindeki tarih yazıcılığının bölgenin siyasal ve toplumsal gerçeklerinden kaynaklanması; İslam tarihinin, resmi İslam tarihçileri tarafından nasıl değiştirildiğini gözler önüne sermektedir.
Yönetenlerin hakimiyet mücadelesindeki dini kullanma gücünü, Mezopotamya'da yer alan kavimlerin Asurlardan Romalılara kadar uzanan tarih dilimi içinde, toplumsal ve siyasal ilişkileri çerçevesinde inceleyen yapıt, 1994 Turan Dursun Araştırma-İnceleme Ödülü'nü kazanmıştır.
Erol Sever, Turan Dursun'un “Bugün İslam Dünyası'nda elde bulunan Kur'an, Peygamberin ‘vahy katiplerine yazdırdığı' bilinen Kur'an'ın aynı değil” sözünden yola çıkarak, yine de resmi Kur'an içinde Hıristiyan Arap ilahilerinin ve geleneklerinin büyük bir bölümünün yer aldığını göstermektedir. Bütün bunların eşliğinde, sorgulamak ve aydınlanmak için önemli bir başvuru kaynağı haline gelen bu kitap okunmalıdır.