"Dünya tarih sahnesine çıktıklarından beri genellikle hakim olunan millet" olarak var olup, ilk kez 1948 yılında modern bir devlet kurmuş olan Yahudilerin, devletlerini yaşatmak ve güçlendirmek için benimsedikleri değer ve kavramların kökenleri, güncel gerekçeleri ve ileriye dönük beklentilerinin İsrail'deki vatandaşlık kavramı üzerinden şekilleniş biçiminin, İsrail ve tüm Ortadoğu'da toplum içi huzursuzluktan terorist eylemlere, silahlı çatışmalara ve hatta ülkelerin silahlı kuvvetlerinin birbirlerine saldırmalarına varan sonuçları olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın İsrail'in vatandaşlık anlayışı ve bu anlayıştaki değişimler ile karşılaşılan sorunlar üzerine yapılmasının nedeni, devletletlerin temelindeki insan topluluğu ile kurduğu vazgeçilemez asli ilişkinin gerçekleşme şekil ve sürecinin İsrail örneğinde sahip olduğu istisnai şeklin, İsrail'in ve diğer Ortadoğu ülkelerinin iç ve dış dengelerini yakından etkilediğinin düşünülmesidir. Çalışmada, 1990'lı yıllardan itibaren siyaset bilimi, sosyoloji, tarih, kültür başta olmak üzere disiplinler-arası bir yaklaşımla sürdürülmeye başlanan vatandaşlık araştırmalarından hareketle, bu kavramın tarihsel süreç içinde genel olarak nasıl algılandığı, modern dönemde nasıl bir yapıya büründüğü, çeşitli vatandaşlık anlayışlarının ne anlama geldiği, her bir üye devletin vatandaşlığı dışında ortak bir vatandaşlık kavramını oluşturan "Avrupa Birliği Vatandaşlığı" ve küreselleşmenin bir gereği olarak "dünya vatandaşlığı" kavramları ile özelde "İsrail'deki vatandaşlık anlayışı" ve bunun tarihsel geri planı ile toplumsal yaşamda son dönemde neden olduğu sorunlar realist bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmıştır.
"Dünya tarih sahnesine çıktıklarından beri genellikle hakim olunan millet" olarak var olup, ilk kez 1948 yılında modern bir devlet kurmuş olan Yahudilerin, devletlerini yaşatmak ve güçlendirmek için benimsedikleri değer ve kavramların kökenleri, güncel gerekçeleri ve ileriye dönük beklentilerinin İsrail'deki vatandaşlık kavramı üzerinden şekilleniş biçiminin, İsrail ve tüm Ortadoğu'da toplum içi huzursuzluktan terorist eylemlere, silahlı çatışmalara ve hatta ülkelerin silahlı kuvvetlerinin birbirlerine saldırmalarına varan sonuçları olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın İsrail'in vatandaşlık anlayışı ve bu anlayıştaki değişimler ile karşılaşılan sorunlar üzerine yapılmasının nedeni, devletletlerin temelindeki insan topluluğu ile kurduğu vazgeçilemez asli ilişkinin gerçekleşme şekil ve sürecinin İsrail örneğinde sahip olduğu istisnai şeklin, İsrail'in ve diğer Ortadoğu ülkelerinin iç ve dış dengelerini yakından etkilediğinin düşünülmesidir. Çalışmada, 1990'lı yıllardan itibaren siyaset bilimi, sosyoloji, tarih, kültür başta olmak üzere disiplinler-arası bir yaklaşımla sürdürülmeye başlanan vatandaşlık araştırmalarından hareketle, bu kavramın tarihsel süreç içinde genel olarak nasıl algılandığı, modern dönemde nasıl bir yapıya büründüğü, çeşitli vatandaşlık anlayışlarının ne anlama geldiği, her bir üye devletin vatandaşlığı dışında ortak bir vatandaşlık kavramını oluşturan "Avrupa Birliği Vatandaşlığı" ve küreselleşmenin bir gereği olarak "dünya vatandaşlığı" kavramları ile özelde "İsrail'deki vatandaşlık anlayışı" ve bunun tarihsel geri planı ile toplumsal yaşamda son dönemde neden olduğu sorunlar realist bir bakış açısıyla incelenmeye çalışılmıştır.