#smrgKİTABEVİ İstanbul Günlükleri ve Anadolu'da Yolculuk 12 Aralık 1802 - 22 Kasım 1803 - 2 Cilt TAKIM -
Seetzen'in Türkçeye iki cilt halinde kazandırdığımız 800 sayfaya yakın hacimdeki eseri her şeyden önce III. Selim dönemi İstanbul'una ayırdığı neredeyse 400 sayfayla bir Batılının gözünden kentin günlük yaşamına dair o tarihe kadar yazılmış en ayrıntılı anlatıdır. Kahvehaneler, mesire yerlerinde yemek yiyip, şarkılar söyleyerek ve halk oyunları oynayarak Paskalya yortularını kutlayan Rumlar ve Ermeniler, Kürtlerin türküler söyleyerek yaptıkları halk oyunları, kısbetlerini giymiş pehlivanların yağlıgüreş müsabakaları, çocukların sokak oyunları Seetzen'in dikkatle izleyip kaydettiği ayrıntılardır.
Yazar pamuklu dokumaların üretildiği, boyandığı, üzerlerine desenlerim basıldığı işyerlerini, ipekli dokuma evlerini, ipek bükümhanelerini, top dökümhanesini, gemi çapası atölyesini, kiremit ve tuğla ocaklarını da gezer. Zeytinyağı üretiminde ve imparatorluğun kahve kavurma işliğinde (tahmis), cam atölyelerinde çalışan işçilerin çektikleri güçlükleri ayrıntılarıyla anlatır, bağa ve sedef kakmalı eşyalar üreten zanaatkârların, saraçların, nargile çubukları yapan ve lüleleri altın yaldızla kaplayan ustaların hünerlerini hayranlıkla seyreder. Seetzen'in yeni açılan Mühendishane Mektebi ile Üsküdar'daki Türkçe eserler basan matbaa hakkında verdiği ayrıntılar ise bilim ve matbaacılık tarihimize katkı yapacak niteliktedir.
Yazar bentleri, kente su ileten kemerleri, sarnıçları inceler, Galata Kulesi'ne de çıkarak camilerin muazzam kubbeleri ile bezenmiş büyüleyici manzarayı seyreder. Seetzen'in Anadolu yolculuğu ise bizlere o dönemin Bursa, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Konya ve Antakya gibi şehirlerinin camileri, pazar yerleri, medrese, tekke ve kütüphaneleri, evleri, bahçeleri, hanları ve hamamları hakkında değerli bilgiler sağlar. Yol güzergâhındaki yaşadığı eşkıya korkusunu, yerel ayanların gücünü, kıyı kesimlerinden Anadolu içlerine ilerledikçe yabancıları görmeye alışık olmayan ahalinin kuşkulu yaklaşımlarını ilginç gözlemleriyle aktarır. Anadolu coğrafyasının yer yer büyüleyici atmosferini de çok güzel tasvir eder.
Seetzen'in Türkçeye iki cilt halinde kazandırdığımız 800 sayfaya yakın hacimdeki eseri her şeyden önce III. Selim dönemi İstanbul'una ayırdığı neredeyse 400 sayfayla bir Batılının gözünden kentin günlük yaşamına dair o tarihe kadar yazılmış en ayrıntılı anlatıdır. Kahvehaneler, mesire yerlerinde yemek yiyip, şarkılar söyleyerek ve halk oyunları oynayarak Paskalya yortularını kutlayan Rumlar ve Ermeniler, Kürtlerin türküler söyleyerek yaptıkları halk oyunları, kısbetlerini giymiş pehlivanların yağlıgüreş müsabakaları, çocukların sokak oyunları Seetzen'in dikkatle izleyip kaydettiği ayrıntılardır.
Yazar pamuklu dokumaların üretildiği, boyandığı, üzerlerine desenlerim basıldığı işyerlerini, ipekli dokuma evlerini, ipek bükümhanelerini, top dökümhanesini, gemi çapası atölyesini, kiremit ve tuğla ocaklarını da gezer. Zeytinyağı üretiminde ve imparatorluğun kahve kavurma işliğinde (tahmis), cam atölyelerinde çalışan işçilerin çektikleri güçlükleri ayrıntılarıyla anlatır, bağa ve sedef kakmalı eşyalar üreten zanaatkârların, saraçların, nargile çubukları yapan ve lüleleri altın yaldızla kaplayan ustaların hünerlerini hayranlıkla seyreder. Seetzen'in yeni açılan Mühendishane Mektebi ile Üsküdar'daki Türkçe eserler basan matbaa hakkında verdiği ayrıntılar ise bilim ve matbaacılık tarihimize katkı yapacak niteliktedir.
Yazar bentleri, kente su ileten kemerleri, sarnıçları inceler, Galata Kulesi'ne de çıkarak camilerin muazzam kubbeleri ile bezenmiş büyüleyici manzarayı seyreder. Seetzen'in Anadolu yolculuğu ise bizlere o dönemin Bursa, Manisa, İzmir, Uşak, Afyon, Konya ve Antakya gibi şehirlerinin camileri, pazar yerleri, medrese, tekke ve kütüphaneleri, evleri, bahçeleri, hanları ve hamamları hakkında değerli bilgiler sağlar. Yol güzergâhındaki yaşadığı eşkıya korkusunu, yerel ayanların gücünü, kıyı kesimlerinden Anadolu içlerine ilerledikçe yabancıları görmeye alışık olmayan ahalinin kuşkulu yaklaşımlarını ilginç gözlemleriyle aktarır. Anadolu coğrafyasının yer yer büyüleyici atmosferini de çok güzel tasvir eder.