Osmanlı beyefendilerinden âlim, kalemi kuvvetli bir araştırmacı olan İhtifalci Ziya Bey (d.1930) adım adım dolaştığı bu şehirde Bizans dönemi saray kalıntılarından ayazmalara, Osmanlı dönemi yıkık mescit ve tekkelerden mezar taşlarına varıncaya kadar her şeyi incelemiş, yıllar süren araştırmaları neticesinde, nihayet İstanbul ve Boğaziçi: Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Âsâr-ı Bâkıyesi adlı eseri vücuda getirmiştir.
Eser sadece o dönemde çekilen fotoğraf ve yazılardan ibaret değildir. Haritalar, müellifin kendi çizdiği eskizler, resimler, diğer dillerden çevrilmiş önemli ifadeler ve tarihlendirmeler ile cidden zengin bir kaynak haline gelmiştir.
İHTİFALCİ MEHMED ZİYA BEY(1866-1930) Sanayi-i Nefise Mektebi'ndeki öğrenciliği sırasında Maliye Nezareti'nde memuriyete başladı. 1889'da Gümülcine İdadisi'nde öğretmenliğe başladı; ardından Edirne, Tekirdağ, Halep, Konya, Milli İdadilerinde ve diğer idadilerde görev yaptı. 1911'de İstanbul'un tabii güzelliklerini ve tarihi eserlerini tanıtmak ve korumak için kurulan İstanbul Muhipleri Cemiyeti'nin aktif üyelerinden oldu. 1917'de kurulan Asar-ı Atika Encümen-i Daimisi'ne seçildi. Bu görevi vesilesiyle İstanbul'un tarihi eserlerini yakından tanıma ve inceleme fırsatı buldu. Mezar taşlarına varıncaya kadar çeşitli eserlerden notlar aldı.
Mehmet Ziya Bey'i İstanbul'da meşhur eden asıl faaliyeti, zor şartlarda halkın moralini düzeltmek ve kendine güvenini artırmak için Türk tarihinin önemli olaylarının veya kişilerin ölüm yıldönümlerinde ihtifaller düzenlemesi ve bu toplantılarda konuşmalar yapmasıdır. İhtifalci lakabı da buradan gelmektedir.
Osmanlı beyefendilerinden âlim, kalemi kuvvetli bir araştırmacı olan İhtifalci Ziya Bey (d.1930) adım adım dolaştığı bu şehirde Bizans dönemi saray kalıntılarından ayazmalara, Osmanlı dönemi yıkık mescit ve tekkelerden mezar taşlarına varıncaya kadar her şeyi incelemiş, yıllar süren araştırmaları neticesinde, nihayet İstanbul ve Boğaziçi: Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Âsâr-ı Bâkıyesi adlı eseri vücuda getirmiştir.
Eser sadece o dönemde çekilen fotoğraf ve yazılardan ibaret değildir. Haritalar, müellifin kendi çizdiği eskizler, resimler, diğer dillerden çevrilmiş önemli ifadeler ve tarihlendirmeler ile cidden zengin bir kaynak haline gelmiştir.
İHTİFALCİ MEHMED ZİYA BEY(1866-1930) Sanayi-i Nefise Mektebi'ndeki öğrenciliği sırasında Maliye Nezareti'nde memuriyete başladı. 1889'da Gümülcine İdadisi'nde öğretmenliğe başladı; ardından Edirne, Tekirdağ, Halep, Konya, Milli İdadilerinde ve diğer idadilerde görev yaptı. 1911'de İstanbul'un tabii güzelliklerini ve tarihi eserlerini tanıtmak ve korumak için kurulan İstanbul Muhipleri Cemiyeti'nin aktif üyelerinden oldu. 1917'de kurulan Asar-ı Atika Encümen-i Daimisi'ne seçildi. Bu görevi vesilesiyle İstanbul'un tarihi eserlerini yakından tanıma ve inceleme fırsatı buldu. Mezar taşlarına varıncaya kadar çeşitli eserlerden notlar aldı.
Mehmet Ziya Bey'i İstanbul'da meşhur eden asıl faaliyeti, zor şartlarda halkın moralini düzeltmek ve kendine güvenini artırmak için Türk tarihinin önemli olaylarının veya kişilerin ölüm yıldönümlerinde ihtifaller düzenlemesi ve bu toplantılarda konuşmalar yapmasıdır. İhtifalci lakabı da buradan gelmektedir.