Ali Eriç, bir bahar sabahı İstanbul'dan kendi aracıyla tek başına, doğuya doğru yola çıktı, Asya'nın steplerini, Alaska'nın buzullarını, Patagonya'nın adacıklarını, Afrika'nın çöllerini ve Avrupa'nın kırlarını aşıp yeniden İstanbul'a ulaştı.
Bu kitap, Türk plakalı bir araçla yapılmış dünya seyahatinin hikâyesini anlatıyor. Her türlü zorluğu ve sıkıntısıyla, bütün keyifleri ve eğlencesiyle yollarda olmanın, başka coğrafyaları tanımanın, hepimize ait ama bir türlü paylaşamadığımız şu koca dünyayı keşfetmenin tek kişilik macerasını sunuyor.
Ali Eriç, bir bahar sabahı İstanbul'dan kendi aracıyla tek başına, doğuya doğru yola çıktı, Asya'nın steplerini, Alaska'nın buzullarını, Patagonya'nın adacıklarını, Afrika'nın çöllerini ve Avrupa'nın kırlarını aşıp yeniden İstanbul'a ulaştı.
Bu kitap, Türk plakalı bir araçla yapılmış dünya seyahatinin hikâyesini anlatıyor. Her türlü zorluğu ve sıkıntısıyla, bütün keyifleri ve eğlencesiyle yollarda olmanın, başka coğrafyaları tanımanın, hepimize ait ama bir türlü paylaşamadığımız şu koca dünyayı keşfetmenin tek kişilik macerasını sunuyor.