#smrgSAHAF İstanbul'un Zaptı ( 1204 ) - 1994
Clery-les-Pernois'lı olan Robert de Clari kardeşi Aleaume ile beraber dördüncü haçlı seferine katılmış ve Pierre d'Amiens üe beraber mukaddes topraklara gitmek üzere yola çıkmış, seferin yol değiştirmesiyle Konstantinopolis'e giderek şehrin muhasarasında bulunmuş, zaptını görmüş, gördüklerini, duyduklarını sade bir dille anlatmıştır. Hayatı üzerinde bilinenler pek azdır, münakaşalıdır ve daha çok tahminlere dayanır.
Eserde Robert de Clari kendisinden "Robers de Clari li chevaliers" diye bahseder. Şövalye midir, değil midir? İyi bir tahsil görmüş müdür, görmemiş midir? Şövalye olabilir, fakat iyi bir tahsil görmediği muhakkaktır. Bununla beraber iyi müşahede eder. Gören gözlerle bakar, duyar, dinler ve anlatır. Robert de Clari sefere seyyah gibi çıkar, Konstantinopolis'de seyyah gibi dolaşır. Manastırlara, kiliselere, heykellere, sütunlara, sanat eserlerine, şehrin ihtişamına meraklı gözlerle bakar, anlatılanları eğrisini doğrusunu düşünmeden dinler ve söyler.
Üslûbu sade ve açıktır. Hadiseleri üzerinde fazla durmadan hikâye eder. Canlılıkla, konuşurmuş gibi dile getirir. Üslûp böyle, lâkin "li estoires de chiaus qui conquisent Coustantinoble" Robert de Clari tarafından mı yazılmıştır, yoksa Robert de Clari görüp duyduklarını, bildiklerini yazdırmış mıdır? Anlamak güçtür. (Önsöz'den)
Clery-les-Pernois'lı olan Robert de Clari kardeşi Aleaume ile beraber dördüncü haçlı seferine katılmış ve Pierre d'Amiens üe beraber mukaddes topraklara gitmek üzere yola çıkmış, seferin yol değiştirmesiyle Konstantinopolis'e giderek şehrin muhasarasında bulunmuş, zaptını görmüş, gördüklerini, duyduklarını sade bir dille anlatmıştır. Hayatı üzerinde bilinenler pek azdır, münakaşalıdır ve daha çok tahminlere dayanır.
Eserde Robert de Clari kendisinden "Robers de Clari li chevaliers" diye bahseder. Şövalye midir, değil midir? İyi bir tahsil görmüş müdür, görmemiş midir? Şövalye olabilir, fakat iyi bir tahsil görmediği muhakkaktır. Bununla beraber iyi müşahede eder. Gören gözlerle bakar, duyar, dinler ve anlatır. Robert de Clari sefere seyyah gibi çıkar, Konstantinopolis'de seyyah gibi dolaşır. Manastırlara, kiliselere, heykellere, sütunlara, sanat eserlerine, şehrin ihtişamına meraklı gözlerle bakar, anlatılanları eğrisini doğrusunu düşünmeden dinler ve söyler.
Üslûbu sade ve açıktır. Hadiseleri üzerinde fazla durmadan hikâye eder. Canlılıkla, konuşurmuş gibi dile getirir. Üslûp böyle, lâkin "li estoires de chiaus qui conquisent Coustantinoble" Robert de Clari tarafından mı yazılmıştır, yoksa Robert de Clari görüp duyduklarını, bildiklerini yazdırmış mıdır? Anlamak güçtür. (Önsöz'den)