#smrgSAHAF İstiklal Mahkemeleri 1 - 2 1920 - 1923 / 1923 - 1927 TAKIM - 2006
Daha sonra Cumhuriyet Dönemi İstiklal Mahkemeleri'ni kendime doçentlik tezi seçip çalışmalarımı sürdürdüm. 1979 kasımında bu tezle doçent oldum. 1982 yılında Kültür Bakanlığı tezimi kitap halinde beş bin adet bastı.
1988 yılında iki kitabı bir araya getirip tek cilt halinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü yayını olarak iki bin adet bastırdım.
Bu kadar çok basılmasına karşılık 1990 sonrası konu hakkında "bilgi sahibi olmaksızın fikir yürüten" çok konuşma ve yazılara tanık olduk. Oysa konu tarihi bir olayı içeriyordu. Tek yöntem ise bilimsel çalışmalarda bulunmaktı. Ne hazindir ki İstiklal Mahkemeleri konusunda, yüz binlerce insan asılmıştır iddiasında bulunanlar, İstiklal Mahkemeleri kitaplarımdan habersizdiler.
Konuyu tekrar gündeme getiren, bu asılsız iddia sahiplerinin ortalığı bulandırıcı ideolojik ön yargılı tutumları oldu. Cumhuriyet gazetesi 1994 aralık ayında kitabımın iki hafta süre ile özetini yayınladı. İleri Kitap Evi 1988 baskısını ayrı basım olarak yayınladı. Milliyet gazetesi Ekim-Kasım 1996'da yeni bir özet yayınladı. Milliyet Yayınları 1997 ve 1998'de iki kitabı tek cilt halinde yeniden yayınladı.
Tarihi ideolojik malzeme yapmaksızın, bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre değerlendirmek gerektiğini son yılların bu çarpıcı tablosu bir kez 'daha göz önüne serdi. Atatürk'ün "tarihi yazan, tarihi yapana sadık olmalıdır" ve "hakikatleri buldukça, onları açıklamaktan çekinmemeli" sözlerinin ne derece önemli olduğunu ve tarihin gerçekleri ortaya koymak ve toplumlara gerçekleri aktarmak sorumluluğu bir kez daha anlaşılmaktadır. (Önsözden)
Daha sonra Cumhuriyet Dönemi İstiklal Mahkemeleri'ni kendime doçentlik tezi seçip çalışmalarımı sürdürdüm. 1979 kasımında bu tezle doçent oldum. 1982 yılında Kültür Bakanlığı tezimi kitap halinde beş bin adet bastı.
1988 yılında iki kitabı bir araya getirip tek cilt halinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü yayını olarak iki bin adet bastırdım.
Bu kadar çok basılmasına karşılık 1990 sonrası konu hakkında "bilgi sahibi olmaksızın fikir yürüten" çok konuşma ve yazılara tanık olduk. Oysa konu tarihi bir olayı içeriyordu. Tek yöntem ise bilimsel çalışmalarda bulunmaktı. Ne hazindir ki İstiklal Mahkemeleri konusunda, yüz binlerce insan asılmıştır iddiasında bulunanlar, İstiklal Mahkemeleri kitaplarımdan habersizdiler.
Konuyu tekrar gündeme getiren, bu asılsız iddia sahiplerinin ortalığı bulandırıcı ideolojik ön yargılı tutumları oldu. Cumhuriyet gazetesi 1994 aralık ayında kitabımın iki hafta süre ile özetini yayınladı. İleri Kitap Evi 1988 baskısını ayrı basım olarak yayınladı. Milliyet gazetesi Ekim-Kasım 1996'da yeni bir özet yayınladı. Milliyet Yayınları 1997 ve 1998'de iki kitabı tek cilt halinde yeniden yayınladı.
Tarihi ideolojik malzeme yapmaksızın, bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre değerlendirmek gerektiğini son yılların bu çarpıcı tablosu bir kez 'daha göz önüne serdi. Atatürk'ün "tarihi yazan, tarihi yapana sadık olmalıdır" ve "hakikatleri buldukça, onları açıklamaktan çekinmemeli" sözlerinin ne derece önemli olduğunu ve tarihin gerçekleri ortaya koymak ve toplumlara gerçekleri aktarmak sorumluluğu bir kez daha anlaşılmaktadır. (Önsözden)