#smrgSAHAF İtaatsizler - 2013

ISBN-10:
9786054745418
Stok Kodu:
1199013735
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
182 s
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199013735
399896
İtaatsizler -        2013
İtaatsizler - 2013 #smrgSAHAF
0.00
9.Yüzyılın sonlarında, İngilizler Selanik ve İzmir'den sonra İstanbul halkını da futbol ile tanıştırdılar. 1905 yılında İngiliz'lerin ve azınlıkların takımlarının yanında Mekteb-i Sultanı öğrencileri Galatasaray Takımını kurdular. 1907 yılında Kadıköy'ün futbolsever gençleri bir araya gelerek bir futbol takımı kurmayı düşünmeye başladılar. 1907 yılı Mayıs ayında Moda Beşbıyık Sokak 3 numaralı evde sular idaresinden memur Ayetullah Bey, Düyun-u Umumiye İdaresinde memur olan Ziya Bey, Deniz Harp Okulu öğrencisi Necip Bey futbol kulübü kurmak üzere bir araya geldiler. Kurulacak bu kulübün masraflarını mali durumu iyi olan Ziya Bey üstlendi. Üç genç Fenerbahçe burnundaki deniz fenerinden esinlenerek kurdukları kulübün adını "Fenerbahçe" koydular. Ziya Bey'in ısrarıyla kulübün renkleri "sarı-beyaz" oldu. Hintli Asaf Galip ve Sami isimli gençlerin katılmasıyla 6 kişi olarak ilk antrenmanlarını yaptılar. Yeni bir Türk takımının kurulduğu haberi Kadıköy ve Kuşdili Semtlerinde hızla yayıldı. Semtin tecrübeli futbolcularının katılımı ve St. Joseph Okulunun da desteği ile takım kısa zamanda tamamlandı. Kuşdili Papazı Çayırında yabancıların ve azınlıkların takımlarıyla maç yapmaya başladılar.

Bizler için herşey bir 3 temmuz sabahı başladı, bir anda ne olduğunu anlamadan altüst olduk, Başkanımız gözaltına alınmış, yöneticilerimiz gözaltına alınmış, gazete ve televizyonlarda inanılmaz suçlamalar... 19 maçta şike tespit edildi dediler kanıtlayamadılar, Sivasspor kalecisi Korcan'ın kızkardeşine araba verildi dediler sonradan anlaşıldı ki Korcan'ın kızkardeşi yok.

Bazı basın mensupları, UEFA'nın Fenerbahçe'ye 8 yıl men cezası vereceğini dahi söylediler. Bir anda Türkiye'de bilen bilmeyen kim varsa Fenerbahçe'nin hakimi savcısı oluvermişti, spor programı adı altında sürekli ve bilinçli karalama kampanyaları başlatılmıştı. Sanki birisi bir anda düğmeye basmış ve herşey aleyhimize dönmüştü. Bizler taraftar olarak, bir an bile bunların gerçek olabileceğine inanmadık.

Başkanımızın, yöneticilerimizin, Klubümüzün arkasında durduk. Yılmadık direndik, Silivri'de, Çağlayan Adliyesi önünde, Ankara'da binler olduk, Bağdat Caddesi'nde, Köprü'de yüzbinler olduk... Yılmadık, yeri geldi terörist, yeri geldi Ergenekoncu, olmakla suçlandık. Oysa biz yalnızca vatanını seven, değerlerine sahip çıkan, haksızlığa boyun eğmeyen Sarı-Lacivert aşığı taraftarlardık. Hep birlikte haykırdık, Sevdamıza kimse engel olamaz. Nerede bir Fenerbahçeli Varsa Orada Bir Türk Bayrağı Vardır. N.Gök

9.Yüzyılın sonlarında, İngilizler Selanik ve İzmir'den sonra İstanbul halkını da futbol ile tanıştırdılar. 1905 yılında İngiliz'lerin ve azınlıkların takımlarının yanında Mekteb-i Sultanı öğrencileri Galatasaray Takımını kurdular. 1907 yılında Kadıköy'ün futbolsever gençleri bir araya gelerek bir futbol takımı kurmayı düşünmeye başladılar. 1907 yılı Mayıs ayında Moda Beşbıyık Sokak 3 numaralı evde sular idaresinden memur Ayetullah Bey, Düyun-u Umumiye İdaresinde memur olan Ziya Bey, Deniz Harp Okulu öğrencisi Necip Bey futbol kulübü kurmak üzere bir araya geldiler. Kurulacak bu kulübün masraflarını mali durumu iyi olan Ziya Bey üstlendi. Üç genç Fenerbahçe burnundaki deniz fenerinden esinlenerek kurdukları kulübün adını "Fenerbahçe" koydular. Ziya Bey'in ısrarıyla kulübün renkleri "sarı-beyaz" oldu. Hintli Asaf Galip ve Sami isimli gençlerin katılmasıyla 6 kişi olarak ilk antrenmanlarını yaptılar. Yeni bir Türk takımının kurulduğu haberi Kadıköy ve Kuşdili Semtlerinde hızla yayıldı. Semtin tecrübeli futbolcularının katılımı ve St. Joseph Okulunun da desteği ile takım kısa zamanda tamamlandı. Kuşdili Papazı Çayırında yabancıların ve azınlıkların takımlarıyla maç yapmaya başladılar.

Bizler için herşey bir 3 temmuz sabahı başladı, bir anda ne olduğunu anlamadan altüst olduk, Başkanımız gözaltına alınmış, yöneticilerimiz gözaltına alınmış, gazete ve televizyonlarda inanılmaz suçlamalar... 19 maçta şike tespit edildi dediler kanıtlayamadılar, Sivasspor kalecisi Korcan'ın kızkardeşine araba verildi dediler sonradan anlaşıldı ki Korcan'ın kızkardeşi yok.

Bazı basın mensupları, UEFA'nın Fenerbahçe'ye 8 yıl men cezası vereceğini dahi söylediler. Bir anda Türkiye'de bilen bilmeyen kim varsa Fenerbahçe'nin hakimi savcısı oluvermişti, spor programı adı altında sürekli ve bilinçli karalama kampanyaları başlatılmıştı. Sanki birisi bir anda düğmeye basmış ve herşey aleyhimize dönmüştü. Bizler taraftar olarak, bir an bile bunların gerçek olabileceğine inanmadık.

Başkanımızın, yöneticilerimizin, Klubümüzün arkasında durduk. Yılmadık direndik, Silivri'de, Çağlayan Adliyesi önünde, Ankara'da binler olduk, Bağdat Caddesi'nde, Köprü'de yüzbinler olduk... Yılmadık, yeri geldi terörist, yeri geldi Ergenekoncu, olmakla suçlandık. Oysa biz yalnızca vatanını seven, değerlerine sahip çıkan, haksızlığa boyun eğmeyen Sarı-Lacivert aşığı taraftarlardık. Hep birlikte haykırdık, Sevdamıza kimse engel olamaz. Nerede bir Fenerbahçeli Varsa Orada Bir Türk Bayrağı Vardır. N.Gök

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat