1199140959
527138
https://www.simurgkitabevi.com/ittihat-terakkinin-yeminsiz-kadinlari
İttihat Terakki'nin Yeminsiz Kadınları - #smrgSAHAF
0.00
Hiç kimse olaya kadınlar gözüyle bakmadı şimdiye kadar. Memleket mücadelesinde bir de kadınlar vardı... Her büyük kahramanlığın arkasında kadınlar yok mudur zaten? 'İttihat Terakki'ciler için sadece "Yeminliler" diyemeyiz. İttihat andı içip Kuran ve silaha el basan öncüler içinde yemine sadık kalmayanlar olduğu gibi, bu birliğin dışında, bu örgüte destek veren o kadar çok İttihat Terakki mensubu kadın var ki! Kimin İttihatçı, kimin karşıt olduğu konusu ayrı bir nitelik taşıyor. İttihat Terakki Fırkası'nın nasıl bir mücadele içinde olduğu ve bu alandaki kadınların rolü işlenen bir konu olmadı. Olmadı, çünkü gizliliği şiar edinmiş başlangıç şeması bütünüyle örgüt oluşumu veren üyelerin seçkin tavsiyelerle kabul edildiği İttihat Terakki gizliliği itibariyle "Erkeklere Mahsus" birleşimdi. Ölümüne ant içmiş İttihat Terakki üyelerinin gerek oluşum sırasında gerek Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki çabalarında diğer aile fertlerini özellikle kadınlarını da kapsadığı görülüyor. Daha çok İttihatçı eşlerini öne alan ama bir yerden diğer aile fertlerine uzanan bu bağlantıda "Kadın"ların genellikle örgüt üyesi erkeklerin taşıdığı sorumluluk, gizlilik ve bunun getirdiği çeşitli baskı ve acıyı nasıl paylaştıklarını pek düşünmeyiz. Onlar yapılan her baskını, her gözaltını ya da her tutukluluk ile her darağacını onlar gibi yaşadılar,onlar gibi hissettiler. Bunu hissetmeleri için İttihat ve Terakki üyesi olmaları gerekmiyordu. Onların İttihatçı kadınları olmaları kafiydi. Ya da en azından bir kadın olarak,bir aile bireyi olarak bütün olup biteni yaşamış olmak da insani bir trajik olaydı. Bu yeminsiz kadınlar, her kapı çalınışında, her bir gölgenin uzanışında o kahredici ürpertiyi ve baskıyı hissetmediler mi? "Ne zaman, ne zaman" diye sormadılar mı? Günlerce, haftalarca bir tek satır, bir tek sözcük için uykusuz geceler yaşamadılar mı? Özetle ister istemez aynı saflarda eş olarak da olsa yer alacaklar ve önemlisi birikmiş korkularını, fedakârlıklarını hiç kimseye hissettirmeyeceklerdi. Aksine bir davranışın yaşadıkları hayata ve İttihatçı eşlerine yakışmaz bir onursuzluk olduğunu kabul ettiler. Kendilerine göre sırlarını saklayıp, mücadele ettiler. (Tanıtım Bülteninden)
Hiç kimse olaya kadınlar gözüyle bakmadı şimdiye kadar. Memleket mücadelesinde bir de kadınlar vardı... Her büyük kahramanlığın arkasında kadınlar yok mudur zaten? 'İttihat Terakki'ciler için sadece "Yeminliler" diyemeyiz. İttihat andı içip Kuran ve silaha el basan öncüler içinde yemine sadık kalmayanlar olduğu gibi, bu birliğin dışında, bu örgüte destek veren o kadar çok İttihat Terakki mensubu kadın var ki! Kimin İttihatçı, kimin karşıt olduğu konusu ayrı bir nitelik taşıyor. İttihat Terakki Fırkası'nın nasıl bir mücadele içinde olduğu ve bu alandaki kadınların rolü işlenen bir konu olmadı. Olmadı, çünkü gizliliği şiar edinmiş başlangıç şeması bütünüyle örgüt oluşumu veren üyelerin seçkin tavsiyelerle kabul edildiği İttihat Terakki gizliliği itibariyle "Erkeklere Mahsus" birleşimdi. Ölümüne ant içmiş İttihat Terakki üyelerinin gerek oluşum sırasında gerek Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki çabalarında diğer aile fertlerini özellikle kadınlarını da kapsadığı görülüyor. Daha çok İttihatçı eşlerini öne alan ama bir yerden diğer aile fertlerine uzanan bu bağlantıda "Kadın"ların genellikle örgüt üyesi erkeklerin taşıdığı sorumluluk, gizlilik ve bunun getirdiği çeşitli baskı ve acıyı nasıl paylaştıklarını pek düşünmeyiz. Onlar yapılan her baskını, her gözaltını ya da her tutukluluk ile her darağacını onlar gibi yaşadılar,onlar gibi hissettiler. Bunu hissetmeleri için İttihat ve Terakki üyesi olmaları gerekmiyordu. Onların İttihatçı kadınları olmaları kafiydi. Ya da en azından bir kadın olarak,bir aile bireyi olarak bütün olup biteni yaşamış olmak da insani bir trajik olaydı. Bu yeminsiz kadınlar, her kapı çalınışında, her bir gölgenin uzanışında o kahredici ürpertiyi ve baskıyı hissetmediler mi? "Ne zaman, ne zaman" diye sormadılar mı? Günlerce, haftalarca bir tek satır, bir tek sözcük için uykusuz geceler yaşamadılar mı? Özetle ister istemez aynı saflarda eş olarak da olsa yer alacaklar ve önemlisi birikmiş korkularını, fedakârlıklarını hiç kimseye hissettirmeyeceklerdi. Aksine bir davranışın yaşadıkları hayata ve İttihatçı eşlerine yakışmaz bir onursuzluk olduğunu kabul ettiler. Kendilerine göre sırlarını saklayıp, mücadele ettiler. (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.