Geçmişte kalan, ve üstü örtük, cönkler, divanlar, divançeler çoktur Gaziantep'te. Ama ne yazık ki yeni kuşak bunun farkında değil: Biz orta yaşlılardan, kitabın yazarı Ercüment Âsaf Yanıç gibi, dedelerinin dizi dibinde o kültürün kokusu ve hazzını duyabilenlerden bazıları, kendilerini görevli bilip o tadı araştırarak günümüze aktarmaya çalışmaktalar... İşt egeçmişin karanlık sayfalarında kaybolmak üzereyken, kitaplaştırılan bir değer, Hacı Muhiddinzâde Efendi, Yanıç'ın kalemiyle geçmişten sesleniyor:
"Galiba mağlûb-ı aşkın oldu gönlüm çâre bul
Derdimin dermânı Vuslat'tır anın-çün pâre bul"
Onu duyabiliyor musunuz?
Dönemsel bir karanlığa ışık tutacağına inandığımız böyle bir eserin, ikinci baskısının yayınevimiz tarafından hazırlanmış olmasından dolayı biz de gururluyuz. (Arka Kapak)
Geçmişte kalan, ve üstü örtük, cönkler, divanlar, divançeler çoktur Gaziantep'te. Ama ne yazık ki yeni kuşak bunun farkında değil: Biz orta yaşlılardan, kitabın yazarı Ercüment Âsaf Yanıç gibi, dedelerinin dizi dibinde o kültürün kokusu ve hazzını duyabilenlerden bazıları, kendilerini görevli bilip o tadı araştırarak günümüze aktarmaya çalışmaktalar... İşt egeçmişin karanlık sayfalarında kaybolmak üzereyken, kitaplaştırılan bir değer, Hacı Muhiddinzâde Efendi, Yanıç'ın kalemiyle geçmişten sesleniyor:
"Galiba mağlûb-ı aşkın oldu gönlüm çâre bul
Derdimin dermânı Vuslat'tır anın-çün pâre bul"
Onu duyabiliyor musunuz?
Dönemsel bir karanlığa ışık tutacağına inandığımız böyle bir eserin, ikinci baskısının yayınevimiz tarafından hazırlanmış olmasından dolayı biz de gururluyuz. (Arka Kapak)