Altay Martı'nın öykülerindeki kahramanlardan öğreniyoruz bunu. Onlar elbetteki böyle süslü yargılar içeren konuşmalar yapmıyor. Öykülerdeki bedenler, ruhlar yerlerde sürünüyor bile olsalar bekliyorlar; çocuklarını, ailelerini, evlerini, soylu ya da sıradan duygularını, arzularını, baş edememişliklerini, kısacası geçip giden yaşamlarını yanı başlarına koyarak bekliyorlar. Hayal kırıklıkları çok, ama yine de hayal kurmaktan hoşlanıyorlar. Yani herkes gizliden gizliye umutlu “İyilik Tanrısının Günleri”ndeki öykülerde. Hayatın karmaşıklığını fark edememiş insanların irili ufaklı dünyalarındaki şaşkınlığı, öfkeleri, yılgınlıkları, mücadeleleri ve kendilerini onarmak için sarf ettikleri gayret, bulabildikleri çözümleri anlatıyor. (Arka kapaktan)
Altay Martı'nın öykülerindeki kahramanlardan öğreniyoruz bunu. Onlar elbetteki böyle süslü yargılar içeren konuşmalar yapmıyor. Öykülerdeki bedenler, ruhlar yerlerde sürünüyor bile olsalar bekliyorlar; çocuklarını, ailelerini, evlerini, soylu ya da sıradan duygularını, arzularını, baş edememişliklerini, kısacası geçip giden yaşamlarını yanı başlarına koyarak bekliyorlar. Hayal kırıklıkları çok, ama yine de hayal kurmaktan hoşlanıyorlar. Yani herkes gizliden gizliye umutlu “İyilik Tanrısının Günleri”ndeki öykülerde. Hayatın karmaşıklığını fark edememiş insanların irili ufaklı dünyalarındaki şaşkınlığı, öfkeleri, yılgınlıkları, mücadeleleri ve kendilerini onarmak için sarf ettikleri gayret, bulabildikleri çözümleri anlatıyor. (Arka kapaktan)