#smrgSAHAF J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni -

Stok Kodu:
1199176161
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
152 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199176161
562266
J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni -
J. P. Sartre'da Yabancılaşma Fenomeni - #smrgSAHAF
0.00
Yabancılaşma sadece felsefeyi değil; aynı zamanda psikoloji, sosyoloji, antropolojiyi ilgilendiren bilgilerarası bir fenomendir. Varoluşçu filozoflardan J. P. Sartre hareket noktası olan yabancılaşmayı, tek başına değil; diğer kavramlarla birlikte ele almıştır. Sartre'da bireyden yola çıkarak topluma uzanan yabancılaşma söz konusudur, 'Bulantı' adlı yapıtında bunu şöyle dile getirmektedir: ''Şu an 'ben' derken garip bir boşluk var içimde, nedir 'ben'? Kendimi eskisi gibi hissedemiyorum, öylesine unutulmuşum. Gerçek olandan bende kalan tek şey, varolduğunu duyuran bir varoluş. Usul usul, uzun uzun esniyorum. Hiç kimse, kimse için yok artık Antoine Roquentin. Pek keyiflendiriyor bu beni. Neyin nesiymiş acep bu Antoine Roquentin? Soyut bir nesne. Bilincimde küçük, olgun bir anı kıpırdanıyor kendimden. Antoine Roquentin...'' (Sartre, 1995: 297)

Sartre'ın yabancılaşma fenomeninde ''bakış fenomeni'' önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü algılamak için bakmak gerekir. Bir bakışı algılamak, bakışı dünyadaki nesne olarak algılamak değildir. Bakılmakta olduğumuzun farkında olmaktır. Sartre'a göre bakış göndermedir, yönelmedir. Ona göre diğerinin bakışını bana gösteren utanç ve gururdur. Beni canlı yapan da utanç ve gururdur. Sartre'a göre bu dünyada diğerinin bakışı beni bu dünyadaki varlığımın dışına çıkartır. Başkasının bakışından önce kendisi için varlık iken, şimdi kendinde varlık durumuna düşmüş olurum. Sartre'a göre başkasının bakışı, karşımıza yabancılaşma kavramını çıkarmaktadır.

Yabancılaşma sadece felsefeyi değil; aynı zamanda psikoloji, sosyoloji, antropolojiyi ilgilendiren bilgilerarası bir fenomendir. Varoluşçu filozoflardan J. P. Sartre hareket noktası olan yabancılaşmayı, tek başına değil; diğer kavramlarla birlikte ele almıştır. Sartre'da bireyden yola çıkarak topluma uzanan yabancılaşma söz konusudur, 'Bulantı' adlı yapıtında bunu şöyle dile getirmektedir: ''Şu an 'ben' derken garip bir boşluk var içimde, nedir 'ben'? Kendimi eskisi gibi hissedemiyorum, öylesine unutulmuşum. Gerçek olandan bende kalan tek şey, varolduğunu duyuran bir varoluş. Usul usul, uzun uzun esniyorum. Hiç kimse, kimse için yok artık Antoine Roquentin. Pek keyiflendiriyor bu beni. Neyin nesiymiş acep bu Antoine Roquentin? Soyut bir nesne. Bilincimde küçük, olgun bir anı kıpırdanıyor kendimden. Antoine Roquentin...'' (Sartre, 1995: 297)

Sartre'ın yabancılaşma fenomeninde ''bakış fenomeni'' önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü algılamak için bakmak gerekir. Bir bakışı algılamak, bakışı dünyadaki nesne olarak algılamak değildir. Bakılmakta olduğumuzun farkında olmaktır. Sartre'a göre bakış göndermedir, yönelmedir. Ona göre diğerinin bakışını bana gösteren utanç ve gururdur. Beni canlı yapan da utanç ve gururdur. Sartre'a göre bu dünyada diğerinin bakışı beni bu dünyadaki varlığımın dışına çıkartır. Başkasının bakışından önce kendisi için varlık iken, şimdi kendinde varlık durumuna düşmüş olurum. Sartre'a göre başkasının bakışı, karşımıza yabancılaşma kavramını çıkarmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat