#smrgKİTABEVİ Kadim Şehir Antakya ve Bin Yılın Depremi - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256420359
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199226258
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
204,00
Havale/EFT ile: 197,88
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199226258
613076
Kadim Şehir Antakya ve Bin Yılın Depremi -        2024
Kadim Şehir Antakya ve Bin Yılın Depremi - 2024 #smrgKİTABEVİ
204.00
Yaşamayan bilmez. Bütün hayatınız bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçer. O an ağzınızdan sadece "Allah'ım yardım et!" sözleri dökülür. Gün aydınlanmaktaydı. Şehrin korkutucu yüzü daha belirgin olarak gözükmeye başlamıştı. Deprem, yaşlı, genç, çoluk çocuk dinlememişti. Cesetlere bakamıyordum. Yıkıntılar arasında, kollar, bacaklar göze çarpıyordu. Sanki yerin altından bir canavar çıkıyormuş gibi önce ağır bir uğultu sonra çalkantı başladı. Karanlıkta tavana baktım, avize sallanıyor. Yatağım beşik gibi önce yerinde sallandı sonra karşı duvara doğru sanki altında raylı teker varmış gibi sağa sola gitmeye başladı. Artık toparlanıp eski haline getirilemeyecek taneleri dağılmış bir tespih gibiydik. Bizi birbirimize bağlayan adına yaşam denen o ip, üstümüzden çekmişti ellerini. Herkes ve her şey yalnızca kendi kaderinin kabuğuna çekilmiş, aynı evin, aynı binanın, aynı şehrin bambaşka köşelerinde bir bilinmezliği yaşamaktaydı.
Yaşamayan bilmez. Bütün hayatınız bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçer. O an ağzınızdan sadece "Allah'ım yardım et!" sözleri dökülür. Gün aydınlanmaktaydı. Şehrin korkutucu yüzü daha belirgin olarak gözükmeye başlamıştı. Deprem, yaşlı, genç, çoluk çocuk dinlememişti. Cesetlere bakamıyordum. Yıkıntılar arasında, kollar, bacaklar göze çarpıyordu. Sanki yerin altından bir canavar çıkıyormuş gibi önce ağır bir uğultu sonra çalkantı başladı. Karanlıkta tavana baktım, avize sallanıyor. Yatağım beşik gibi önce yerinde sallandı sonra karşı duvara doğru sanki altında raylı teker varmış gibi sağa sola gitmeye başladı. Artık toparlanıp eski haline getirilemeyecek taneleri dağılmış bir tespih gibiydik. Bizi birbirimize bağlayan adına yaşam denen o ip, üstümüzden çekmişti ellerini. Herkes ve her şey yalnızca kendi kaderinin kabuğuna çekilmiş, aynı evin, aynı binanın, aynı şehrin bambaşka köşelerinde bir bilinmezliği yaşamaktaydı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat