#smrgKİTABEVİ Kadın ve Sosyalizm -
Marx ve Engels'in takipçileri arasından bir yazar ve siyasetçinin “kadın sorunu”na dair ilk kapsamlı çalışması olarak öne çıkan yapıt, pek çok dile çevrilerek dünyaya yayılan klasik bir esere dönüşmüştür. İşte, Türkiye'de toplumcu düşüncenin, aydın hareketinin ve örgütlü mücadelenin önemli figürlerinden Sabiha Sertel'in, ABD'de sosyoloji öğrenimi görürken hocasının önerisiyle okuduğu ve derinden etkilenerek daha 1935'te Türkçeye kazandırdığı yapıt budur.
Elbette bugünden bakıldığında, Bebel'in kimi yaklaşımlarının günümüz ilişkilerini açıklamakta yetersiz kaldığı ve aşıldığı söylenebilir. Ancak bu durum, metnin ve Sertel'in çevirisinin tarihî birer belge olmasına engel değildir.
Ayrıca Kadın ve Sosyalizm, yalnızca başlığının birinci kısmı, yani “kadın” meselesi çerçevesinde değil, “sosyalizm” meselesi çerçevesinde de çok tartışılan, değerli bir çalışmadır. “Sosyalizm tasavvuru” açısından bakıldığında, Marx ve Engels'in Gotha ve Erfurt Programları Üzerine'de yer alan kısacık tasvirlerinin ardından, somut yanıtlar oluşturmaya çalışan ilk metindir.
Bebel, “Eğitim nasıl dönüşecek, tarım ve sanayi nasıl gelişecek, çalışma koşullarında neler yaşanacak, bireyler kültür hayatına nasıl katılacak?” vb. onlarca soruyu, hem “kadın meselesi” bağlamında hem de “geleceğin toplumu” açısından ayrıntılı biçimde ele alıp bugüne de uzanan benzersiz bir yapıta imza atarken, Sabiha Sertel de bu tartışmaları daha 1935'te Türkiye'ye taşıyarak tarihî önemde bir işe kalkışmıştır.
Bu onurlu tarihi, okurlarımıza yeniden sunuyoruz.
Marx ve Engels'in takipçileri arasından bir yazar ve siyasetçinin “kadın sorunu”na dair ilk kapsamlı çalışması olarak öne çıkan yapıt, pek çok dile çevrilerek dünyaya yayılan klasik bir esere dönüşmüştür. İşte, Türkiye'de toplumcu düşüncenin, aydın hareketinin ve örgütlü mücadelenin önemli figürlerinden Sabiha Sertel'in, ABD'de sosyoloji öğrenimi görürken hocasının önerisiyle okuduğu ve derinden etkilenerek daha 1935'te Türkçeye kazandırdığı yapıt budur.
Elbette bugünden bakıldığında, Bebel'in kimi yaklaşımlarının günümüz ilişkilerini açıklamakta yetersiz kaldığı ve aşıldığı söylenebilir. Ancak bu durum, metnin ve Sertel'in çevirisinin tarihî birer belge olmasına engel değildir.
Ayrıca Kadın ve Sosyalizm, yalnızca başlığının birinci kısmı, yani “kadın” meselesi çerçevesinde değil, “sosyalizm” meselesi çerçevesinde de çok tartışılan, değerli bir çalışmadır. “Sosyalizm tasavvuru” açısından bakıldığında, Marx ve Engels'in Gotha ve Erfurt Programları Üzerine'de yer alan kısacık tasvirlerinin ardından, somut yanıtlar oluşturmaya çalışan ilk metindir.
Bebel, “Eğitim nasıl dönüşecek, tarım ve sanayi nasıl gelişecek, çalışma koşullarında neler yaşanacak, bireyler kültür hayatına nasıl katılacak?” vb. onlarca soruyu, hem “kadın meselesi” bağlamında hem de “geleceğin toplumu” açısından ayrıntılı biçimde ele alıp bugüne de uzanan benzersiz bir yapıta imza atarken, Sabiha Sertel de bu tartışmaları daha 1935'te Türkiye'ye taşıyarak tarihî önemde bir işe kalkışmıştır.
Bu onurlu tarihi, okurlarımıza yeniden sunuyoruz.