#smrgKİTABEVİ Kadınca Bilmeyişlerin Sonu 1960 - 1980 Döneminde Feminist Edebiyat - 2022

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Sena Ofset
Dizi Adı:
Araştırma-İnceleme - 518
ISBN-10:
9789750510755
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199203109
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
196
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
124,25
Havale/EFT ile: 120,52
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199203109
589314
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu 1960 - 1980 Döneminde Feminist Edebiyat -        2022
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu 1960 - 1980 Döneminde Feminist Edebiyat - 2022 #smrgKİTABEVİ
124.25
Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına, sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960'ların ve 1970'lerin sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960'ların öncesinin de birikimi, birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini, toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.

Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye'de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir ön-feminizmin geliştiğini gösteriyor.

Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Füruzan ve Tezer Özlü'nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını "canhıraş" tasvir eden bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya -bazen de "delilikle"- nasıl direndiklerini hikaye ediyorlar.

Sevgi Soysal, Tante Rosa'yı "bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı" diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca bilinçlenmenin hikayesini anlatıyor.

Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına, sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960'ların ve 1970'lerin sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960'ların öncesinin de birikimi, birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini, toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.

Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye'de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir ön-feminizmin geliştiğini gösteriyor.

Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Füruzan ve Tezer Özlü'nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını "canhıraş" tasvir eden bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya -bazen de "delilikle"- nasıl direndiklerini hikaye ediyorlar.

Sevgi Soysal, Tante Rosa'yı "bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı" diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca bilinçlenmenin hikayesini anlatıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat