#smrgKİTABEVİ Kahramanlar Çağının İzinde: Heinrich Schliemann ve Troya Kazıları -
Schliemann'ın macerası –ve maceracılığı–, romantizmle “gerçekçiliğin” dünya görüşlerinin alışverişine dair canlı bir örnektir. Ayrıca bu anlatı, o yılların (Batı) Anadolusu'na dair canlı gözlemler içeriyor. Coğrafya ve peyzaja dair usta bir edebî anlatının zevki var aynı zamanda.
“Schliemann, yağmacı arkeoloji döneminin son temsilcilerinden biridir. Daha doğrusu, kazılarında yaptığı yanlışlar, icatlar ve işlerinin önemi üzerinden, yağmacı arkeoloji ile metodik arkeoloji arasında bir köprü olarak görülebilir. (…) Schliemann, Aydınlanma'nın altyapısını kuran klasik literatürün etkisinde gelişen Alman Bildung geleneğinin önemli bir temsilcisi olarak, bu literatürün (bilhassa Homeros'un) anlatısı ile sahadaki karşılığı arasında köprü olmaya çalışan, ‘efsane'nin ‘saha'daki karşılığı ile meşgul olan ve bu nedenle de efsanenin veya anlatının gerçeklikle buluştuğu taşınır ve taşınmaz buluntuların peşine düşen bir modern zaman adamıdır. Malûm, bu buluntuların şahikası ‘Priamos'un hazinesi' idi ve Schliemann bu ‘hazine'yle ilişkilendirdiği bütün malzemeyi Almanya'ya taşımıştı.” - SUAVİ AYDIN
Heinrich Schliemann 1822'de Almanya'nın Ön Pomerenya bölgesinde bir kasabada doğdu. Genç yaşlarında ticaretle uğraştı. Çok gezdi, birçok yaşayan dilin yanı sıra Latince ve Eski Yunanca öğrendi. Keşif hevesiyle Kuzey ve Orta Amerika'ya, Asya'ya geziler yaptı. Bu arada Paris-Sorbonne Üniversitesi'nde eski çağ tarihi ve dil öğrenimi gördü. 1868'te Yunanistan'a, 1870'ten itibaren aralıklarla Osmanlı hükümetinin izniyle Türkiye'ye düzenlediği araştırma gezileri ve buradaki bulguları ona büyük ün kazandırdı. Gerek önemli miktarda tarihî eseri Almanya'ya götürmesiyle ilgili, gerek arkeolojik ilgisinin “amatörlüğü” ile ilgili uzun süren münakaşalara konu oldu. Yine'de Londra'da ve Berlin'de saygın bilim kuruluşlarına üye kabul edildi. 1890'da Napoli'de öldü.
Schliemann'ın macerası –ve maceracılığı–, romantizmle “gerçekçiliğin” dünya görüşlerinin alışverişine dair canlı bir örnektir. Ayrıca bu anlatı, o yılların (Batı) Anadolusu'na dair canlı gözlemler içeriyor. Coğrafya ve peyzaja dair usta bir edebî anlatının zevki var aynı zamanda.
“Schliemann, yağmacı arkeoloji döneminin son temsilcilerinden biridir. Daha doğrusu, kazılarında yaptığı yanlışlar, icatlar ve işlerinin önemi üzerinden, yağmacı arkeoloji ile metodik arkeoloji arasında bir köprü olarak görülebilir. (…) Schliemann, Aydınlanma'nın altyapısını kuran klasik literatürün etkisinde gelişen Alman Bildung geleneğinin önemli bir temsilcisi olarak, bu literatürün (bilhassa Homeros'un) anlatısı ile sahadaki karşılığı arasında köprü olmaya çalışan, ‘efsane'nin ‘saha'daki karşılığı ile meşgul olan ve bu nedenle de efsanenin veya anlatının gerçeklikle buluştuğu taşınır ve taşınmaz buluntuların peşine düşen bir modern zaman adamıdır. Malûm, bu buluntuların şahikası ‘Priamos'un hazinesi' idi ve Schliemann bu ‘hazine'yle ilişkilendirdiği bütün malzemeyi Almanya'ya taşımıştı.” - SUAVİ AYDIN
Heinrich Schliemann 1822'de Almanya'nın Ön Pomerenya bölgesinde bir kasabada doğdu. Genç yaşlarında ticaretle uğraştı. Çok gezdi, birçok yaşayan dilin yanı sıra Latince ve Eski Yunanca öğrendi. Keşif hevesiyle Kuzey ve Orta Amerika'ya, Asya'ya geziler yaptı. Bu arada Paris-Sorbonne Üniversitesi'nde eski çağ tarihi ve dil öğrenimi gördü. 1868'te Yunanistan'a, 1870'ten itibaren aralıklarla Osmanlı hükümetinin izniyle Türkiye'ye düzenlediği araştırma gezileri ve buradaki bulguları ona büyük ün kazandırdı. Gerek önemli miktarda tarihî eseri Almanya'ya götürmesiyle ilgili, gerek arkeolojik ilgisinin “amatörlüğü” ile ilgili uzun süren münakaşalara konu oldu. Yine'de Londra'da ve Berlin'de saygın bilim kuruluşlarına üye kabul edildi. 1890'da Napoli'de öldü.