#smrgKİTABEVİ Kahvehaneler= Coffee Houses- 2006

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Aksoy Matbaacılık
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199174885
Boyut:
19x26
Sayfa Sayısı:
211 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
57,00
Havale/EFT ile: 55,29
Stoktan teslim
1199174885
560995
Kahvehaneler= Coffee Houses-       2006
Kahvehaneler= Coffee Houses- 2006 #smrgKİTABEVİ
57.00
Günümüzün önde gelen düşünürlerinden George Steiner, en yeni kitaplarından birini, Kahve Kültürü'nün Avrupalı olma durumunun temel ölçüsü sayılması gerektiği savına ayırmış. Ağır, derin bir yazardır Steiner ama bu kez belli ki yumuşak bir metin yazmak istemiş: Kahvehanelerin çeşitliliği nedeniyle Viyana'yı, Prag'ı, Lizbon'u tipik bir Avrupa şehri olarak tanımlaması iyi hoş da, kahvesiz Londra'yı salt bu gerekçeyle haritanın dışına itmesi bana biraz zorlama bir çaba olarak göründü. Beterin beteri: Kitapta İstanbul'un adına hiç rastlanmıyordu.

Anlaşılan, Doğu'nun kahvelerini ayırıyor Steiner de. On yıl kadar önceydi, İstanbul'a kapsamlı bir kahve sergisi tasarısıyla gelen Gerard Georges Lemaire benimle karşılaşmak istemişti; görüşmemizde, bu standart Batılı kafanın içinde aşılmaz bölgeler olduğuna tanık olduydum: Nerval'den bir buçuk yüzyıl sonra, farklı bir dünyadan hala hiçbir eşiği aşmaksızın söz edilmesi bana hüzün veriyor. Eskiden öfkelenirdim...

Günümüzün önde gelen düşünürlerinden George Steiner, en yeni kitaplarından birini, Kahve Kültürü'nün Avrupalı olma durumunun temel ölçüsü sayılması gerektiği savına ayırmış. Ağır, derin bir yazardır Steiner ama bu kez belli ki yumuşak bir metin yazmak istemiş: Kahvehanelerin çeşitliliği nedeniyle Viyana'yı, Prag'ı, Lizbon'u tipik bir Avrupa şehri olarak tanımlaması iyi hoş da, kahvesiz Londra'yı salt bu gerekçeyle haritanın dışına itmesi bana biraz zorlama bir çaba olarak göründü. Beterin beteri: Kitapta İstanbul'un adına hiç rastlanmıyordu.

Anlaşılan, Doğu'nun kahvelerini ayırıyor Steiner de. On yıl kadar önceydi, İstanbul'a kapsamlı bir kahve sergisi tasarısıyla gelen Gerard Georges Lemaire benimle karşılaşmak istemişti; görüşmemizde, bu standart Batılı kafanın içinde aşılmaz bölgeler olduğuna tanık olduydum: Nerval'den bir buçuk yüzyıl sonra, farklı bir dünyadan hala hiçbir eşiği aşmaksızın söz edilmesi bana hüzün veriyor. Eskiden öfkelenirdim...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat