#smrgKİTABEVİ Kale ve Nefer : Habsburg Serhaddinde Osmanlı Askeri Gücü (1699 - 1715) -
İmparatorluğun çekirdek coğrafyası, hatta başkenti İstanbul bile ortaya çıkan askeri zafiyet nedeniyle tehdit altında kaldı. Karlofça Antlaşması'ndan (1699) sonra Babıali, bu zafiyetin üstesinden gelmek için yeni savunma hatları oluşturmak üzere harekete geçti. Kuzeyde Rusya ve Lehistan, güneyde Venedik, batıda ise Habsburg sınırında imparatorluğun askeri gücü yeniden örgütlendi.
Habsburg serhaddinde, Bosna'dan Temeşvar'a kadar uzanan bir coğrafyada, sıklet merkezinde Belgrad Kalesi'nin bulunduğu bir savunma hattı oluşturuldu. Bu amaçla modern tabyalar inşa edilerek kaleler tahkim edildi ve çok sayıda asker yazılarak serhad garnizonları güçlendirildi. Bu askeri programın masraflarını karşılamak için imparatorluğun mali kaynakları seferber edildi. Babıali'nin çabaları sonucunda Habsburg sınırındaki Osmanlı askeri gücü, çoğu yerli kulu neferler olmak üzere, neredeyse 40 bin askere çıkarıldı.
Ne var ki 1716-1718 Savaşı'nda Babıali'nin inşa ettiği savunma hattı Habsburg ordusu karşısında ayakta kalamadı: 1716'da Temeşvar, 1717'de Osmanlı Avrupası'nın en önemli kalesi Belgrad düştü. İmparatorluğun 1699'dan itibaren seferber ettiği askeri ve mali kaynaklara rağmen bu savunma hatları niçin bu kadar kolayca çöktü? Ömer Gezer kale mimarisinden serhad garnizonlarının yapısına kadar uzanan bir alanda Habsburg serhaddindeki Osmanlı askeri gücünü, sosyo-askeri ve ekonomik yönlerini de ihmal etmeden incelediği kitabında bu soruyu Osmanlı askeri bürokrasisinin yetersizliğine işaret ederek cevaplıyor.
YAZAR Ömer Gezer, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümünde araştırmalarını sürdürüyor.
İmparatorluğun çekirdek coğrafyası, hatta başkenti İstanbul bile ortaya çıkan askeri zafiyet nedeniyle tehdit altında kaldı. Karlofça Antlaşması'ndan (1699) sonra Babıali, bu zafiyetin üstesinden gelmek için yeni savunma hatları oluşturmak üzere harekete geçti. Kuzeyde Rusya ve Lehistan, güneyde Venedik, batıda ise Habsburg sınırında imparatorluğun askeri gücü yeniden örgütlendi.
Habsburg serhaddinde, Bosna'dan Temeşvar'a kadar uzanan bir coğrafyada, sıklet merkezinde Belgrad Kalesi'nin bulunduğu bir savunma hattı oluşturuldu. Bu amaçla modern tabyalar inşa edilerek kaleler tahkim edildi ve çok sayıda asker yazılarak serhad garnizonları güçlendirildi. Bu askeri programın masraflarını karşılamak için imparatorluğun mali kaynakları seferber edildi. Babıali'nin çabaları sonucunda Habsburg sınırındaki Osmanlı askeri gücü, çoğu yerli kulu neferler olmak üzere, neredeyse 40 bin askere çıkarıldı.
Ne var ki 1716-1718 Savaşı'nda Babıali'nin inşa ettiği savunma hattı Habsburg ordusu karşısında ayakta kalamadı: 1716'da Temeşvar, 1717'de Osmanlı Avrupası'nın en önemli kalesi Belgrad düştü. İmparatorluğun 1699'dan itibaren seferber ettiği askeri ve mali kaynaklara rağmen bu savunma hatları niçin bu kadar kolayca çöktü? Ömer Gezer kale mimarisinden serhad garnizonlarının yapısına kadar uzanan bir alanda Habsburg serhaddindeki Osmanlı askeri gücünü, sosyo-askeri ve ekonomik yönlerini de ihmal etmeden incelediği kitabında bu soruyu Osmanlı askeri bürokrasisinin yetersizliğine işaret ederek cevaplıyor.
YAZAR Ömer Gezer, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümünde araştırmalarını sürdürüyor.