#smrgKİTABEVİ Kalenderiye - Kapadokya Dörtlüsü 3 - 2024
Editör:
Didem Ünal Demir
Kapak Tasarım:
Alper Zeki
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
İnceleme
ISBN-10:
6253691097
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
97,15
Havale/EFT ile:
94,24
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199216962
603583
https://www.simurgkitabevi.com/kalenderiye-kapadokya-dortlusu-3-2024
Kalenderiye - Kapadokya Dörtlüsü 3 - 2024 #smrgKİTABEVİ
97.15
Kalenderiye 1324 yılında bir İtalyan manastırında yaşayan “ermiş” Mazzone ile açılır. Vaktiyle Anadolu'yu dolaşmış Venedikli bir tüccar olan Mazzone, o tarihlerde kullanılmayan Latin harfleriyle Türkçe bir itirafname yazmıştır. Aşkın, çaresizliğin, isyanlarla katliamların coğrafyası Calenderia, takvime uygun olarak yaşayanların ülkesidir. Calenderia, varlıkla yokluğu ve zamanı tartışan dervişler diyarıdır.
Gürsel Korat, Zaman Yeli'yle başlattığı eşsiz bakış açısını Kapadokya Dörtlüsü'nün üçüncü kitabında da sürdürüyor ve okuru başka bir oyuna sürüklüyor: Kalenderiye Türkçede kullandığımız 29 harften fazlasıyla yazılmış ilk roman olduğundan, ô, û, ñ gibi Türkçe sesleri farklı ifade ederek yeni bir anlatı ortaya koyuyor. 2009 Notre Dame de Sion ödülünü kazanan Kalenderiye'de anlatıcı hem göze hem kulağa hitap ediyor.
Yusuf Pîr, “Gidek!” didi ve atıñ üstüne sıçıradı. Sertahrir'iñ at binmesine yardım itdim. Pîrimiñ atı orta boyluyudu, “lıkkadak lıkkadak” koşuyor, Sertahrir'iñ eşkin atı da üstünde taşıdığı azametli kelleniñ kadrini bilir gimi “şangılıtıstıs” iderek bek dâğişik bir yörüyüşünen gidiyorudu.
Gürsel Korat, Zaman Yeli'yle başlattığı eşsiz bakış açısını Kapadokya Dörtlüsü'nün üçüncü kitabında da sürdürüyor ve okuru başka bir oyuna sürüklüyor: Kalenderiye Türkçede kullandığımız 29 harften fazlasıyla yazılmış ilk roman olduğundan, ô, û, ñ gibi Türkçe sesleri farklı ifade ederek yeni bir anlatı ortaya koyuyor. 2009 Notre Dame de Sion ödülünü kazanan Kalenderiye'de anlatıcı hem göze hem kulağa hitap ediyor.
Yusuf Pîr, “Gidek!” didi ve atıñ üstüne sıçıradı. Sertahrir'iñ at binmesine yardım itdim. Pîrimiñ atı orta boyluyudu, “lıkkadak lıkkadak” koşuyor, Sertahrir'iñ eşkin atı da üstünde taşıdığı azametli kelleniñ kadrini bilir gimi “şangılıtıstıs” iderek bek dâğişik bir yörüyüşünen gidiyorudu.
Kalenderiye 1324 yılında bir İtalyan manastırında yaşayan “ermiş” Mazzone ile açılır. Vaktiyle Anadolu'yu dolaşmış Venedikli bir tüccar olan Mazzone, o tarihlerde kullanılmayan Latin harfleriyle Türkçe bir itirafname yazmıştır. Aşkın, çaresizliğin, isyanlarla katliamların coğrafyası Calenderia, takvime uygun olarak yaşayanların ülkesidir. Calenderia, varlıkla yokluğu ve zamanı tartışan dervişler diyarıdır.
Gürsel Korat, Zaman Yeli'yle başlattığı eşsiz bakış açısını Kapadokya Dörtlüsü'nün üçüncü kitabında da sürdürüyor ve okuru başka bir oyuna sürüklüyor: Kalenderiye Türkçede kullandığımız 29 harften fazlasıyla yazılmış ilk roman olduğundan, ô, û, ñ gibi Türkçe sesleri farklı ifade ederek yeni bir anlatı ortaya koyuyor. 2009 Notre Dame de Sion ödülünü kazanan Kalenderiye'de anlatıcı hem göze hem kulağa hitap ediyor.
Yusuf Pîr, “Gidek!” didi ve atıñ üstüne sıçıradı. Sertahrir'iñ at binmesine yardım itdim. Pîrimiñ atı orta boyluyudu, “lıkkadak lıkkadak” koşuyor, Sertahrir'iñ eşkin atı da üstünde taşıdığı azametli kelleniñ kadrini bilir gimi “şangılıtıstıs” iderek bek dâğişik bir yörüyüşünen gidiyorudu.
Gürsel Korat, Zaman Yeli'yle başlattığı eşsiz bakış açısını Kapadokya Dörtlüsü'nün üçüncü kitabında da sürdürüyor ve okuru başka bir oyuna sürüklüyor: Kalenderiye Türkçede kullandığımız 29 harften fazlasıyla yazılmış ilk roman olduğundan, ô, û, ñ gibi Türkçe sesleri farklı ifade ederek yeni bir anlatı ortaya koyuyor. 2009 Notre Dame de Sion ödülünü kazanan Kalenderiye'de anlatıcı hem göze hem kulağa hitap ediyor.
Yusuf Pîr, “Gidek!” didi ve atıñ üstüne sıçıradı. Sertahrir'iñ at binmesine yardım itdim. Pîrimiñ atı orta boyluyudu, “lıkkadak lıkkadak” koşuyor, Sertahrir'iñ eşkin atı da üstünde taşıdığı azametli kelleniñ kadrini bilir gimi “şangılıtıstıs” iderek bek dâğişik bir yörüyüşünen gidiyorudu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.