Bir dünyayı nasıl anladığınız ve nasıl bir gelecek tahayyül ettiğinizin anahtarı önemli ölçüde bu felsefi tasavvurların, akıl yürütmelerin ve “dil oyunları”nın içinde saklıdır. Anlamları kendinden menkul kelime ve kavramların, insanları nereye götüreceği belli olmayan ve bir bakıma zaman kaybına, gevezece polemiklere neden olan gelişigüzel kullanımındansa, toplumun tüm dokularına nüfuz etmiş ve kökleşmiş, günlük yaşamda karşılık bulmuş kavramlar ve terimler hazinesini modern çağın felsefi tasavvuru, dilsel ve söylemsel pratikleriyle birlikte ele almak en doğru yol olarak gözükmektedir. Nitekim birçok önemli Batılı düşünürün aynı zamanda filolog olması ve böyle bir yol izlemesi boşuna değildir.
İşte Rıza Tevfik'in Mufassal Kamus-ı Felsefe'si de böyle bir amacı güderek, felsefi kavramlara Türkçe karşılıklar bulmak üzere hazırlanmış bir eserdir. İlk Türkçe felsefe sözlüğüdür. Fransızca olarak verilen kavramın sadece Türkçe karşılığı verilmekle kalmamış, Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, İngilizce, İtalyanca karşılıkları da verilmiş, etimolojisi ve ilk kez hangi filozof tarafından kullanıldığı da belirtilmiştir.
Hilmi Ziya Ülken'in “Felsefe terimlerinin sıcaklığına ve harîmine nüfuz onun sayesinde mümkün oldu” dediği “Kamus”, Türkiye'de felsefeyi yerleştiren Cumhuriyetin ilk dönem felsefecileri için temel bir kaynak olmuştur. Demokritos, Sokrates, Platon, Aristoteles, St. Augustinus, Albertus Magnus, Descartes, Spinoza, Kant, Hegel, Mill, Nietzsche ve Bergson'dan Farabi, İbn Sinâ, Gazali, İbn Arabi, Taftazani, Cürcânî ve Taşköprizade'ye kadar Doğu'nun ve Batı'nın klasiklerine yetkin ve zihin açıcı referanslarla hazırlanan bu sözlük, tamamlanmamış olsa da, kültürümüze özgü kurgusuyla son derece özgün ve ilgi çekicidir.
Düşünce ve gerçeklik arasında kopmaz bir bağ olduğu düşüncesiyle, “temelsiz” ideolojik ve dogmatik saplantılara kapılmadan, mevcut tüm kavramsal zenginliklerden yararlanarak, kendi kavramlarını oluşturabilecekse felsefe dünyamız, Kâmûs bunun için değerli bir perspektif ve katkı sunmaktadır.
Bir dünyayı nasıl anladığınız ve nasıl bir gelecek tahayyül ettiğinizin anahtarı önemli ölçüde bu felsefi tasavvurların, akıl yürütmelerin ve “dil oyunları”nın içinde saklıdır. Anlamları kendinden menkul kelime ve kavramların, insanları nereye götüreceği belli olmayan ve bir bakıma zaman kaybına, gevezece polemiklere neden olan gelişigüzel kullanımındansa, toplumun tüm dokularına nüfuz etmiş ve kökleşmiş, günlük yaşamda karşılık bulmuş kavramlar ve terimler hazinesini modern çağın felsefi tasavvuru, dilsel ve söylemsel pratikleriyle birlikte ele almak en doğru yol olarak gözükmektedir. Nitekim birçok önemli Batılı düşünürün aynı zamanda filolog olması ve böyle bir yol izlemesi boşuna değildir.
İşte Rıza Tevfik'in Mufassal Kamus-ı Felsefe'si de böyle bir amacı güderek, felsefi kavramlara Türkçe karşılıklar bulmak üzere hazırlanmış bir eserdir. İlk Türkçe felsefe sözlüğüdür. Fransızca olarak verilen kavramın sadece Türkçe karşılığı verilmekle kalmamış, Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, İngilizce, İtalyanca karşılıkları da verilmiş, etimolojisi ve ilk kez hangi filozof tarafından kullanıldığı da belirtilmiştir.
Hilmi Ziya Ülken'in “Felsefe terimlerinin sıcaklığına ve harîmine nüfuz onun sayesinde mümkün oldu” dediği “Kamus”, Türkiye'de felsefeyi yerleştiren Cumhuriyetin ilk dönem felsefecileri için temel bir kaynak olmuştur. Demokritos, Sokrates, Platon, Aristoteles, St. Augustinus, Albertus Magnus, Descartes, Spinoza, Kant, Hegel, Mill, Nietzsche ve Bergson'dan Farabi, İbn Sinâ, Gazali, İbn Arabi, Taftazani, Cürcânî ve Taşköprizade'ye kadar Doğu'nun ve Batı'nın klasiklerine yetkin ve zihin açıcı referanslarla hazırlanan bu sözlük, tamamlanmamış olsa da, kültürümüze özgü kurgusuyla son derece özgün ve ilgi çekicidir.
Düşünce ve gerçeklik arasında kopmaz bir bağ olduğu düşüncesiyle, “temelsiz” ideolojik ve dogmatik saplantılara kapılmadan, mevcut tüm kavramsal zenginliklerden yararlanarak, kendi kavramlarını oluşturabilecekse felsefe dünyamız, Kâmûs bunun için değerli bir perspektif ve katkı sunmaktadır.