*Pür demokrasi aşkıyla (!) bezirganlar ile havarilerin “Hoşgörü” abidesi olarak lanse edilen Fethullah Gülen'in ve onun, izinden gittiği üstadı Said-i Nursi'nin ve nurculuğun gerçek yüzünü bulacaksınız. Hoşgörü abidesinin Hizbullah'a olan övgülerini, kanla abdest almayı yüceltmesini, Şeriat ve Hilafet sistemine olan özlem ve sevgisini, ideallerini, ışık ordularını, demokrasi, devrimler ve Cumhuriyet'e karşı olan hasmane görüşlerini,
*Fethullah Gülen'in ardından gittiği Said-i Nursi'nin gerçek kimliği ile Said-i Kürdi olarak anıldığı, yegane amacının Şeriatçı ve Kürtçü bir devlet kurmak olduğunu ve bu uğurdaki çabalarını ibretle okuyacaksınız.
*Said-i Nursi'ye ve Fethullah Gülen'e övgüler düzmede birbirleri ile yarışan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve diğerlerinin bu hareketleri karşısında elinizi şakağınıza dayayarak uzun uzun düşüneceksiniz.
Oysa, bundan yaklaşık yetmiş küsur yıl önce Mustafa Kemal Atatürk “Efendiler; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şeyhler, meczuplar, mensuplar ve müritler memleketi olamaz.” demişti. (Arka kapaktan)
*Pür demokrasi aşkıyla (!) bezirganlar ile havarilerin “Hoşgörü” abidesi olarak lanse edilen Fethullah Gülen'in ve onun, izinden gittiği üstadı Said-i Nursi'nin ve nurculuğun gerçek yüzünü bulacaksınız. Hoşgörü abidesinin Hizbullah'a olan övgülerini, kanla abdest almayı yüceltmesini, Şeriat ve Hilafet sistemine olan özlem ve sevgisini, ideallerini, ışık ordularını, demokrasi, devrimler ve Cumhuriyet'e karşı olan hasmane görüşlerini,
*Fethullah Gülen'in ardından gittiği Said-i Nursi'nin gerçek kimliği ile Said-i Kürdi olarak anıldığı, yegane amacının Şeriatçı ve Kürtçü bir devlet kurmak olduğunu ve bu uğurdaki çabalarını ibretle okuyacaksınız.
*Said-i Nursi'ye ve Fethullah Gülen'e övgüler düzmede birbirleri ile yarışan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve diğerlerinin bu hareketleri karşısında elinizi şakağınıza dayayarak uzun uzun düşüneceksiniz.
Oysa, bundan yaklaşık yetmiş küsur yıl önce Mustafa Kemal Atatürk “Efendiler; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, şeyhler, meczuplar, mensuplar ve müritler memleketi olamaz.” demişti. (Arka kapaktan)