#smrgKİTABEVİ Kanun-ı Esasi'de Egemenlik Anlayışı - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6255994431
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199234290
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
139
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
166,50
Havale/EFT ile: 161,51
1199234290
621226
Kanun-ı Esasi'de Egemenlik Anlayışı -        2024
Kanun-ı Esasi'de Egemenlik Anlayışı - 2024 #smrgKİTABEVİ
166.50
Kanun-ı Esasi, Osmanlı-Türk anayasal gelişmeleri bakımından metin anlamında ilk anayasamız olarak önemli bir yere sahiptir. Daha önce birçok farklı noktadan incelenen bu anayasanın, egemenlik anlayışı bakımından açıkça izahı yapılmamıştır. Bu fikirden hareketle öncelikle batıda ve Osmanlı'daki egemenlik anlayışları incelenmiş ve hukuki bir zemine oturtulmuş, daha sonra Kanun-ı Esasi'de egemenliğe ilişkin hükümler tek tek incelenerek hangi konsepte uyduğu ortaya çıkarılmıştır. Yararlanılan anayasa hukukuna ilişkin çalışmalarda Kanun-ı Esasi genel-geçer bir ifade ile batıda kendisinden önce çıkarılan, özellikle meclis yolu ile kralın egemenliğinin oldukça sınırlandığı liberal anayasa türü olan 1831 Belçika Anayasası'na benzetilmiş ve egemen yetkileri meclisle paylaşmadığı için eleştirilmiştir. Oysa batıdaki anayasacılık hareketleri, iktidarın sınırlandırıldığı tek bir yönde ilerlememiştir. Kralın iktidarının meşrulaştırıldığı 1851 Prusya Anayasası ve 1848 Sardunya Anayasası incelendiğinde, Kanun-ı Esasi'nin ilk halinin meclisi neden ön plana çıkarmadığını göstermiştir. Sonuç olarak Kanun-ı Esası, padişahın egemenliğini koruduğu, meclisin sembolik bir vazife üstlendiği muhafazakar anayasalara bir örnektir.
Kanun-ı Esasi, Osmanlı-Türk anayasal gelişmeleri bakımından metin anlamında ilk anayasamız olarak önemli bir yere sahiptir. Daha önce birçok farklı noktadan incelenen bu anayasanın, egemenlik anlayışı bakımından açıkça izahı yapılmamıştır. Bu fikirden hareketle öncelikle batıda ve Osmanlı'daki egemenlik anlayışları incelenmiş ve hukuki bir zemine oturtulmuş, daha sonra Kanun-ı Esasi'de egemenliğe ilişkin hükümler tek tek incelenerek hangi konsepte uyduğu ortaya çıkarılmıştır. Yararlanılan anayasa hukukuna ilişkin çalışmalarda Kanun-ı Esasi genel-geçer bir ifade ile batıda kendisinden önce çıkarılan, özellikle meclis yolu ile kralın egemenliğinin oldukça sınırlandığı liberal anayasa türü olan 1831 Belçika Anayasası'na benzetilmiş ve egemen yetkileri meclisle paylaşmadığı için eleştirilmiştir. Oysa batıdaki anayasacılık hareketleri, iktidarın sınırlandırıldığı tek bir yönde ilerlememiştir. Kralın iktidarının meşrulaştırıldığı 1851 Prusya Anayasası ve 1848 Sardunya Anayasası incelendiğinde, Kanun-ı Esasi'nin ilk halinin meclisi neden ön plana çıkarmadığını göstermiştir. Sonuç olarak Kanun-ı Esası, padişahın egemenliğini koruduğu, meclisin sembolik bir vazife üstlendiği muhafazakar anayasalara bir örnektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat