#smrgKİTABEVİ Kapitalizmden Komünizme Geçiş - 2024
Bölgemizde ise, bir emperyalist paylaşım savaşı yürüyor. Azgınca birbirine giren emperyalist merkezler, yeryüzünün her santimetresini kirletiyor. Çok yaşadığı için ucube bir varlığa benzeyen kapitalizm, insan aklını esir almaya çalışıyor. Ve elbette böylesi dönemlerde teorinin ışığına daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Her devrim, bir ideolojik kalkış ile başlar. Ve kuşku yok ki, o teori, devrimciliği ölçüsünde bir devrimci eylemi de beraberinde getirecektir. Dalga ne kadar gericilikten yana olursa olsun, büyük bir doğuş için fırtınanın kopacağı ana yaklaşıyoruz. Ve mesele bu büyük fırtınanın motoru olabilmektedir.
Kapitalizmin insanoğlunun hayallerini bile esir almaya çalıştığı bugün, devrimci sosyalizm tek çıkıştır. Devrimci sosyalizme, sadece düşman cepheden saldırılmıyor. Aynı zamanda “dost” gözüken ama kapitalizmin pirus zaferinden güç alan saldırılar da devrededir. İşte böylesi çok cephede savaşma zorunluluğumuz var. Bunu alnımızın akıyla başaracağız ve o zaman zafer kaybedilmeyecek kadar sağlam olacaktır. Zor olanda saklı olan güzellik, ellerimizde yeniden doğacaktır.
Üzerinde yaşadığımız Balkanlar-Kafkaslar ve Ortadoğu, bir tarihî doğuşun merkezi olmaya nesnel olarak adaydır. Ve tarihte hiç bu kadar nesnel olarak ülkemiz devrime gebe olmamıştır ve hiç bu kadar da sosyalizmden kaçış yaşanmamıştır. Sanki tarih, öznenin rolüne unutulmaz bir örnek yaratmak için tüm şartları bir araya getiriyor. Kitabın ikinci baskısına bazı ekler yapmak gerekti. Aslında bu eklemeler, daha önce Kaldıraç izleyicilerinin bildiği yazılardır. Giriş olarak “Yenilgiden Zafere” isimli Mustafa Genç'in yazısının uygun olduğunu düşündük. Bunun yanı sıra “Ekonomizmin Üç Fidanı...” isimli yazıyı da daha önce Kaldıraç'ta çıktığı şekliyle ilave ettik. Son bölümde bu yazıyı bulacaksınız. Bunun dışında eski önsözü tümüyle çıkardık.
Bölgemizde ise, bir emperyalist paylaşım savaşı yürüyor. Azgınca birbirine giren emperyalist merkezler, yeryüzünün her santimetresini kirletiyor. Çok yaşadığı için ucube bir varlığa benzeyen kapitalizm, insan aklını esir almaya çalışıyor. Ve elbette böylesi dönemlerde teorinin ışığına daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Her devrim, bir ideolojik kalkış ile başlar. Ve kuşku yok ki, o teori, devrimciliği ölçüsünde bir devrimci eylemi de beraberinde getirecektir. Dalga ne kadar gericilikten yana olursa olsun, büyük bir doğuş için fırtınanın kopacağı ana yaklaşıyoruz. Ve mesele bu büyük fırtınanın motoru olabilmektedir.
Kapitalizmin insanoğlunun hayallerini bile esir almaya çalıştığı bugün, devrimci sosyalizm tek çıkıştır. Devrimci sosyalizme, sadece düşman cepheden saldırılmıyor. Aynı zamanda “dost” gözüken ama kapitalizmin pirus zaferinden güç alan saldırılar da devrededir. İşte böylesi çok cephede savaşma zorunluluğumuz var. Bunu alnımızın akıyla başaracağız ve o zaman zafer kaybedilmeyecek kadar sağlam olacaktır. Zor olanda saklı olan güzellik, ellerimizde yeniden doğacaktır.
Üzerinde yaşadığımız Balkanlar-Kafkaslar ve Ortadoğu, bir tarihî doğuşun merkezi olmaya nesnel olarak adaydır. Ve tarihte hiç bu kadar nesnel olarak ülkemiz devrime gebe olmamıştır ve hiç bu kadar da sosyalizmden kaçış yaşanmamıştır. Sanki tarih, öznenin rolüne unutulmaz bir örnek yaratmak için tüm şartları bir araya getiriyor. Kitabın ikinci baskısına bazı ekler yapmak gerekti. Aslında bu eklemeler, daha önce Kaldıraç izleyicilerinin bildiği yazılardır. Giriş olarak “Yenilgiden Zafere” isimli Mustafa Genç'in yazısının uygun olduğunu düşündük. Bunun yanı sıra “Ekonomizmin Üç Fidanı...” isimli yazıyı da daha önce Kaldıraç'ta çıktığı şekliyle ilave ettik. Son bölümde bu yazıyı bulacaksınız. Bunun dışında eski önsözü tümüyle çıkardık.