İç Anadolu'da tarihi ve kültürel mirasımızın en yoğun olduğu şehirlerimizden biri Karaman'dır. Karaman siyasi ve kültürel bakımdan olduğu kadar tarihi eserleri yönünden de büyük öneme sahiptir.
Karaman'da Selçuklular döneminden günümüze ulaşabilen tek eser Saadettin Ali Bey Mescidi'dir. Halen mevcut olan anıtların büyük bir bölümü Karamanoğulları döneminde inşa edilen eserlerdir. Osmanlılar döneminde ise Nuh Paşa, Yeni Minareli ve Hisar camiileri gibi eserler yapılmıştır.
Çeşme denince akla ilk önce su gelmektedir. Su, insan hayatının devamlılığı için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Türk toplumunda çeşmelerin Önemi, diğer toplumlarda olduğu gibi insanların tabi olarak suya duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanmakla birlikte atalarımızın vakfetme ya da hayrat yapma isteğiyle de bağlantılıdır. Boyut olarak küçük, fakat yaptığı hizmet açısından çok büyük öneme sahip olan çeşmelerimiz maalesef günümüzde ayakta kalma mücadelesi vermektedir. İnşa edildikleri dönemlerde atalarımızın su ihtiyaçlarını karşılayan bu küçük mimari anıtlarımız, şehrimizin sokak, cadde ve meydanlarını mimari bakımdan ölçülendiren, aynı zamanda çevrelerini zenginleştiren birer odak noktası olmuşlardır. Fakat hızlı şehirleşme , sanayileşme ve teknolojik gelişmeler neticesinde oluşan sosyal hayat biçimi, çeşmelerimizi kısmen kullanım dışı bırakmıştır.
Çeşmelerimizin günümüzdeki durumu, geçmişe sahip çıkma bilincinden ne kadar uzak bir toplum olduğumuzun en bariz göstergesidir. Milli kültürümüzün mihenk taşları olan diğer mimari anıtlarımızın tamamında olduğu gibi toplumumuz, çeşmelerin korunması ve fonksiyonlarına kavuşturulması bir külfet olarak algılamıştır. -Kayseri, 1999 (Önsözden)
İç Anadolu'da tarihi ve kültürel mirasımızın en yoğun olduğu şehirlerimizden biri Karaman'dır. Karaman siyasi ve kültürel bakımdan olduğu kadar tarihi eserleri yönünden de büyük öneme sahiptir.
Karaman'da Selçuklular döneminden günümüze ulaşabilen tek eser Saadettin Ali Bey Mescidi'dir. Halen mevcut olan anıtların büyük bir bölümü Karamanoğulları döneminde inşa edilen eserlerdir. Osmanlılar döneminde ise Nuh Paşa, Yeni Minareli ve Hisar camiileri gibi eserler yapılmıştır.
Çeşme denince akla ilk önce su gelmektedir. Su, insan hayatının devamlılığı için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Türk toplumunda çeşmelerin Önemi, diğer toplumlarda olduğu gibi insanların tabi olarak suya duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanmakla birlikte atalarımızın vakfetme ya da hayrat yapma isteğiyle de bağlantılıdır. Boyut olarak küçük, fakat yaptığı hizmet açısından çok büyük öneme sahip olan çeşmelerimiz maalesef günümüzde ayakta kalma mücadelesi vermektedir. İnşa edildikleri dönemlerde atalarımızın su ihtiyaçlarını karşılayan bu küçük mimari anıtlarımız, şehrimizin sokak, cadde ve meydanlarını mimari bakımdan ölçülendiren, aynı zamanda çevrelerini zenginleştiren birer odak noktası olmuşlardır. Fakat hızlı şehirleşme , sanayileşme ve teknolojik gelişmeler neticesinde oluşan sosyal hayat biçimi, çeşmelerimizi kısmen kullanım dışı bırakmıştır.
Çeşmelerimizin günümüzdeki durumu, geçmişe sahip çıkma bilincinden ne kadar uzak bir toplum olduğumuzun en bariz göstergesidir. Milli kültürümüzün mihenk taşları olan diğer mimari anıtlarımızın tamamında olduğu gibi toplumumuz, çeşmelerin korunması ve fonksiyonlarına kavuşturulması bir külfet olarak algılamıştır. -Kayseri, 1999 (Önsözden)