#smrgSAHAF Karanlık Kıta: Avrupa'nın Yirminci Yüzyılı - 2008
Mazower'e göre böyle bir cenaze söylemi hiçbir zaman tarihsel bir çözümlemenin doğru yorumlarını içermez. Çünkü toplumsal olayların sonuçlarıyla birlikte kendini gösteren travmaların sebepleri, örneğin sadece Hitler ve Stalin gibi kişilerin ruh halleriyle açıklanamaz.
Mazower, geçen yüzyılın tarihinin altında yatanın değerler çatışması olduğunu savunurken, bunun insanları eyleme iten, kurumları biçimlendiren, devletin politikalarına yön veren sistemler oluşturduğunu açıklar. Siyasetin yalnızca iktisada indirgenemiyeceğini, bu değerlerin ortaya çıkardığı sistemlerle düşünceler arasındaki farklılıkların da dikkate alınmasını ve her şeyin basit bir sınıf çıkarlarının göstergesi olarak görülmemesi gerektiğini vurgularken, faşizmin yalnızca basit bir açıklama şeklinde kapitalizmin başka bir çeşidi olmadığını anlatır.
Mark Mazower kitabında Avrupa'nın Yirminci Yüzyılı'nı böyle bir yorumla değerlendirirken; eski imparatorlukların tasfiyesinden Hitler Almanyası'na, Stalin'in Sovyetlerinden, savaş sonu demokrasilerine, kapitalizmin krizine, refah devletlerine, solun gerilemesine, komünizmin çöküşüyle Avrupa'nın yeniden şekillenmesine kadar dolanan geniş bir çerçeve içinde geride bıraktığımız yüzyılı, bu büyük olaylar silsilesini tarihteki yerine oturtarak, son noktayı koymaktadır.
Mazower'e göre böyle bir cenaze söylemi hiçbir zaman tarihsel bir çözümlemenin doğru yorumlarını içermez. Çünkü toplumsal olayların sonuçlarıyla birlikte kendini gösteren travmaların sebepleri, örneğin sadece Hitler ve Stalin gibi kişilerin ruh halleriyle açıklanamaz.
Mazower, geçen yüzyılın tarihinin altında yatanın değerler çatışması olduğunu savunurken, bunun insanları eyleme iten, kurumları biçimlendiren, devletin politikalarına yön veren sistemler oluşturduğunu açıklar. Siyasetin yalnızca iktisada indirgenemiyeceğini, bu değerlerin ortaya çıkardığı sistemlerle düşünceler arasındaki farklılıkların da dikkate alınmasını ve her şeyin basit bir sınıf çıkarlarının göstergesi olarak görülmemesi gerektiğini vurgularken, faşizmin yalnızca basit bir açıklama şeklinde kapitalizmin başka bir çeşidi olmadığını anlatır.
Mark Mazower kitabında Avrupa'nın Yirminci Yüzyılı'nı böyle bir yorumla değerlendirirken; eski imparatorlukların tasfiyesinden Hitler Almanyası'na, Stalin'in Sovyetlerinden, savaş sonu demokrasilerine, kapitalizmin krizine, refah devletlerine, solun gerilemesine, komünizmin çöküşüyle Avrupa'nın yeniden şekillenmesine kadar dolanan geniş bir çerçeve içinde geride bıraktığımız yüzyılı, bu büyük olaylar silsilesini tarihteki yerine oturtarak, son noktayı koymaktadır.