Bu kitabı Berkeley'e geldiğim zaman yazmaya başlamıştım. İlk günlerdeki amacım bizim kuşağın yoğun bir biçimde yaşadığı 1965-1980 ve sonrasını belgesel biçimde kağıda dökmekti. Çokluk uçlarda yaşadığımız bu iki dönemi buruk yanları ile zaten parça parça kaleme almıştım. Ama belgesel niteliğinde bir kitap hazırlamak için böyle köpük yazılar yeterli olamazdı kuşkusuz. Bir belgesele duygularınızı da katabilirsiniz ama temelde olaylar tüm açıklığıyla, gerçek verilere dayanılarak yazılmalıdır. Oysa Türkiye'den binlerce mil uzakta yaşarken bunu yapabilmem olanaksızdı. Ayrıca yapmam gereken tam zamanlı başka bir işim vardı. Bu nedenle bu projemi emeklilik zamanlarına erteleyip geceleri dilediğim gibi yazmaya başladım ve giderek hızlandım. Eylül-Aralık 1998 tarihleri arasında geceleri tutkulu bir biçimde yazdım. Buna hafta sonlarını da katınca ekte uzayıp giden sayfalar ortaya çıktı ve Türkiye'nin dört güzel insanı sizlerle buluştu.
Büyük olasılıkla her gün onlarla karşılaşıyorsunuz; yolda yürürken, alışveriş yaparken, trafikle boğuşurken, sinemaya giderken... Belki de bir konserde arkanızdaki sırada oturuyorlar. Ama siz onları görmüyorsunuz. Kim bilir, belki de artık onların yok olduğunu düşünerek aramıyorsunuz, gözlerinin içine bakmadığınız için oradaki ışığı göremiyorsunuz, genele karşı ördüğünüz duvarların ardında yaşadığnız için size yaklaşmalarına izin vermiyorsunuz ve yarattıkları aydınlığa arkanızı dönüyorsunuz. Ama onlar, içinde yaşadıkları ortamın tüm bezdirici koşullarına karşın söylene söylene de olsa her zaman oluşturdukları aydınlığı büyütmeye, yaşamın güzelliklerini bulup çıkarmaya, doğayla bütünleşmeye çalıştılar. Şimdi de birbirlerine kenetlenerek yarattıkları ışık yumağını size iletmek için bu kitabın satırları arasına girdiler ve sizinle beraber karanlıkları delmek istiyorlar. Yardım ediniz onlara...