#smrgKİTABEVİ Karşılaşma Siyaseti -
Karşılaşma Siyaseti, şehri hem kuramsal bir incelemenin hem de küresel toplumsal bir mücadelenin alanı olarak ele alıyor. Mekân siyaseti üzerine son yılların en üretken düşünürlerinden olan Merrifield, Henri Lefebvre'in kırk yıl önce ortaya attığı "kent hakkı" kavramını, Tahrir'den Wall Street'e uzanan kentsel isyanlar ışığında yeniden okumaya soyunuyor.
Kentleri, artık, bir içerisi ve bir dışarısı olan, sınırları belirli birimler olarak ele almanın mümkün olmadığını ileri süren Merrifield, bakış açımızı artık "kent hakkı" değil, "karşılaşma siyaseti" üzerine kurmamızı öneriyor. Kitlesel protestoların parçası olan kalabalıkların nasıl bir araya geldiğini, enerjilerini ve motivasyonlarını nereden devşirdiğini ve ne türden yeni mekânlar ürettiğini ele alan Karşılaşma Siyaseti, bugün kent siyaseti üzerine düşünen herkes için yaratıcı bir tartışma vaat ediyor. (Tanıtım Bülteninden)
Yaşadığı mekan üzerinde hak iddia etmek ve gerektiği durumlarda bu mekanda direnişe geçmek, muhtemelen insanlık tarihi kadar eski. Her ne amaçla yapılırsa yapılsın, siyaset her daim bir mekana ihtiyaç duyar. Doğrudan mekânı talep etmeseniz bile, o mekan üzerinde hareket eder, mücadelenizin insan kaynağını ve araçlarını büyük ölçüde o mekândan devşirirsiniz.
Haziran İsyanı, mekan eksenli siyaset üzerine oldukça verimli bir tartışma ve kavramsallaştırma zemini kurması bakımından hayırlı oldu. Öncesinde daha çok akademik ilgiye mazhar olan ya da ekoloji üzerine kafa yoran aktivistlerin yorulmaksızın vurgu yaptığı sosyomekânsal praksis biçimleri, İsyan'la birlikte ete kemiğe bürünüp gündelik sohbetlerimizin konusu haline geldi.
“Mekân Meselesi”, mekan siyaseti üzerine yürüyen tartışmalara kuramsal ve pratik bir katkı koymak adına bu mesele üzerine kafa yoran başlıca düşünürlerin tartışmalarını bir araya getiriyor. Kaldırımların altındaki kumsala doğru bir adım daha atabilmek için...
Karşılaşma Siyaseti, şehri hem kuramsal bir incelemenin hem de küresel toplumsal bir mücadelenin alanı olarak ele alıyor. Mekân siyaseti üzerine son yılların en üretken düşünürlerinden olan Merrifield, Henri Lefebvre'in kırk yıl önce ortaya attığı "kent hakkı" kavramını, Tahrir'den Wall Street'e uzanan kentsel isyanlar ışığında yeniden okumaya soyunuyor.
Kentleri, artık, bir içerisi ve bir dışarısı olan, sınırları belirli birimler olarak ele almanın mümkün olmadığını ileri süren Merrifield, bakış açımızı artık "kent hakkı" değil, "karşılaşma siyaseti" üzerine kurmamızı öneriyor. Kitlesel protestoların parçası olan kalabalıkların nasıl bir araya geldiğini, enerjilerini ve motivasyonlarını nereden devşirdiğini ve ne türden yeni mekânlar ürettiğini ele alan Karşılaşma Siyaseti, bugün kent siyaseti üzerine düşünen herkes için yaratıcı bir tartışma vaat ediyor. (Tanıtım Bülteninden)
Yaşadığı mekan üzerinde hak iddia etmek ve gerektiği durumlarda bu mekanda direnişe geçmek, muhtemelen insanlık tarihi kadar eski. Her ne amaçla yapılırsa yapılsın, siyaset her daim bir mekana ihtiyaç duyar. Doğrudan mekânı talep etmeseniz bile, o mekan üzerinde hareket eder, mücadelenizin insan kaynağını ve araçlarını büyük ölçüde o mekândan devşirirsiniz.
Haziran İsyanı, mekan eksenli siyaset üzerine oldukça verimli bir tartışma ve kavramsallaştırma zemini kurması bakımından hayırlı oldu. Öncesinde daha çok akademik ilgiye mazhar olan ya da ekoloji üzerine kafa yoran aktivistlerin yorulmaksızın vurgu yaptığı sosyomekânsal praksis biçimleri, İsyan'la birlikte ete kemiğe bürünüp gündelik sohbetlerimizin konusu haline geldi.
“Mekân Meselesi”, mekan siyaseti üzerine yürüyen tartışmalara kuramsal ve pratik bir katkı koymak adına bu mesele üzerine kafa yoran başlıca düşünürlerin tartışmalarını bir araya getiriyor. Kaldırımların altındaki kumsala doğru bir adım daha atabilmek için...