#smrgKİTABEVİ Kartal Yuvası -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786055055011
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199165706
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
174 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
63,00
Havale/EFT ile: 61,11
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199165706
551856
Kartal Yuvası -
Kartal Yuvası - #smrgKİTABEVİ
63.00
Evet, eminim. Yemin ederim ki, tek başına Şah İsmail'in ordu¬suna karşı yürümekten korkmayan bu yiğit kişi galip ordusunun ortasında, kendisini ziyarete gelen birkaç kişiden korkuyordu. Niçin? Neden? Merakla bekledim. Otağın perdesi açıldı. Sessiz, gölge gibi üç kişi içeri girdi. Dimdik yürüyorlardı. Başlarına siyah sarıklar sarmışlar, omuzlarından topuklarına kadar uzanan yine siyah cübbeler giymişlerdi. Üçünün de ince kıvırcık sakalları altın rengindeydi. Gözleri garip bir ışık ile parlıyordu. Otağın ortasına kadar gelip durdular. İki adım daha atsaydılar Selim Han'ın gürzü başlarında patlayacaktı. Sultan'da en tehlikeli an-larda görmediğim bir huzursuzluk fark ediliyordu. Dimdik oturmuş, gözleri şimşek çakıyordu. İçlerinden biri koynundan bir kese çıkartıp, içinden ömrümde görmediğim büyüklükte, gayet kıymetli bir zümrüt taş aldı. İlerleyip, zümrüdü Sultan'ın ayak bastığı yastığın üzerine bıraktı. Hilafsız, bu taş iri bir yumurtadan daha büyüktü. Elçi geri geri gitti ve selis bir Türkçeyle: ‘Ey, Garb'ın en büyük Sultan'ı Sana bu kıymetsiz hediyeyi Şark aleminin en kudretli sultanı olan Efendim, Sahib-i Âzâm...'
Evet, eminim. Yemin ederim ki, tek başına Şah İsmail'in ordu¬suna karşı yürümekten korkmayan bu yiğit kişi galip ordusunun ortasında, kendisini ziyarete gelen birkaç kişiden korkuyordu. Niçin? Neden? Merakla bekledim. Otağın perdesi açıldı. Sessiz, gölge gibi üç kişi içeri girdi. Dimdik yürüyorlardı. Başlarına siyah sarıklar sarmışlar, omuzlarından topuklarına kadar uzanan yine siyah cübbeler giymişlerdi. Üçünün de ince kıvırcık sakalları altın rengindeydi. Gözleri garip bir ışık ile parlıyordu. Otağın ortasına kadar gelip durdular. İki adım daha atsaydılar Selim Han'ın gürzü başlarında patlayacaktı. Sultan'da en tehlikeli an-larda görmediğim bir huzursuzluk fark ediliyordu. Dimdik oturmuş, gözleri şimşek çakıyordu. İçlerinden biri koynundan bir kese çıkartıp, içinden ömrümde görmediğim büyüklükte, gayet kıymetli bir zümrüt taş aldı. İlerleyip, zümrüdü Sultan'ın ayak bastığı yastığın üzerine bıraktı. Hilafsız, bu taş iri bir yumurtadan daha büyüktü. Elçi geri geri gitti ve selis bir Türkçeyle: ‘Ey, Garb'ın en büyük Sultan'ı Sana bu kıymetsiz hediyeyi Şark aleminin en kudretli sultanı olan Efendim, Sahib-i Âzâm...'
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat