#smrgSAHAF Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca - Türkçe Sözlük -

Stok Kodu:
1199049824
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
13 + 377 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1953
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe - Yunanca
Kategori:
0,00
1199049824
435820
Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca - Türkçe Sözlük -
Kelimelerin Etymonu Esas Tutularak Tertiplenen Yunanca - Türkçe Sözlük - #smrgSAHAF
0.00
Kelimelerin etymonu esas tutularak tertiplenen bir Yunanca - Türkçe sözlüğün Fakültemiz Klâsik Filoloji talebesi için ne kadar lüzumlu olduğunu belirtmeye hacet yoktur. Bugüne kadar her hangi bir Yunanca - Türkçe sözlüğün mevcut olmayışı esasen iki ölü dilin öğrenimi gibi ağır bir çalışma istiyen Klâsik Filoloji talebesini büsbütün müşkül bir duruma düşürüyor, orta okulda ve lisede elde ettiği yabancı dil bilgisinin kifayetsizliği yüzünden çift sözlük karıştırmak zorunda kalıyordu. Bu sözlük her şeyden evvel talebeye normal programlara dahil müellifleri -Ksenophon'u, Lukianos'u, Platon'un eserlerinin mühim bir kısmını, Demosthenes'i, Herodotos'u, Homeros'u, vs. okumak imkânını vermektedir.

Ayrıca, kelimelerin etymonu esas tutularak tertiplenmiş olması başka bakımlardan da faydalıdır. Sözlük Yunan dilinin esasını teşkil eden bütün kökleri ihtiva etmektedir; bu kökleri belirten veya sadece bu köklerle kurulmuş 5.000 kadar kelime Yunan dilinin kelime hazinesine nüfuz etmiye kâfi gelir. Bundan başka şekilce ve ilk bakışta mânâca birbirleri ile irtibatlı gö-rünmiyen kelimeler arasında irtibat kurmak itiyadını kazandırır, öğrenme bir ezberleme işi olmaktan çıkar: insan ilk defa gördüğü bir kelime için derhal sözlüğe başvurmak ihtiyacını duymadan kelimeyi teşkil eden kökü ve ekleri tespit etmeye, ilk mânâsını kavramaya çalışır, ve o ilk mânâya dayanarak metinde o kelime ile ne ifade edilmek istendiğini anlar. Böylece, klâsik dillerin öğretiminde, hususiyle yunancanın öğretiminde daimî bir şikâyet mevzuu olan bir iş -mütemadiyen sözlük karıştırmak gibi vakit kaybettirici, muhakemenin işletilmesini önleyen mihaniki, dolayısı ile tamamen fuzulî bir iş ortadan kalkmış olur. Kelimelerin menşe birliğini esas tutan bir sözlüğün bu mahzurları kısmen de olsa önleyebildiği düşünülürse, asırlardan beri klâsik dillerin öğretildiği ve bu öğretimin nesillerin yetişmesinde esas tutulduğu bir takım Batı memleketlerinde bu mahiyette sözlüklerin mevcut olmayışına hayret etmemek mümkün değildir. (Önsözden)

Kelimelerin etymonu esas tutularak tertiplenen bir Yunanca - Türkçe sözlüğün Fakültemiz Klâsik Filoloji talebesi için ne kadar lüzumlu olduğunu belirtmeye hacet yoktur. Bugüne kadar her hangi bir Yunanca - Türkçe sözlüğün mevcut olmayışı esasen iki ölü dilin öğrenimi gibi ağır bir çalışma istiyen Klâsik Filoloji talebesini büsbütün müşkül bir duruma düşürüyor, orta okulda ve lisede elde ettiği yabancı dil bilgisinin kifayetsizliği yüzünden çift sözlük karıştırmak zorunda kalıyordu. Bu sözlük her şeyden evvel talebeye normal programlara dahil müellifleri -Ksenophon'u, Lukianos'u, Platon'un eserlerinin mühim bir kısmını, Demosthenes'i, Herodotos'u, Homeros'u, vs. okumak imkânını vermektedir.

Ayrıca, kelimelerin etymonu esas tutularak tertiplenmiş olması başka bakımlardan da faydalıdır. Sözlük Yunan dilinin esasını teşkil eden bütün kökleri ihtiva etmektedir; bu kökleri belirten veya sadece bu köklerle kurulmuş 5.000 kadar kelime Yunan dilinin kelime hazinesine nüfuz etmiye kâfi gelir. Bundan başka şekilce ve ilk bakışta mânâca birbirleri ile irtibatlı gö-rünmiyen kelimeler arasında irtibat kurmak itiyadını kazandırır, öğrenme bir ezberleme işi olmaktan çıkar: insan ilk defa gördüğü bir kelime için derhal sözlüğe başvurmak ihtiyacını duymadan kelimeyi teşkil eden kökü ve ekleri tespit etmeye, ilk mânâsını kavramaya çalışır, ve o ilk mânâya dayanarak metinde o kelime ile ne ifade edilmek istendiğini anlar. Böylece, klâsik dillerin öğretiminde, hususiyle yunancanın öğretiminde daimî bir şikâyet mevzuu olan bir iş -mütemadiyen sözlük karıştırmak gibi vakit kaybettirici, muhakemenin işletilmesini önleyen mihaniki, dolayısı ile tamamen fuzulî bir iş ortadan kalkmış olur. Kelimelerin menşe birliğini esas tutan bir sözlüğün bu mahzurları kısmen de olsa önleyebildiği düşünülürse, asırlardan beri klâsik dillerin öğretildiği ve bu öğretimin nesillerin yetişmesinde esas tutulduğu bir takım Batı memleketlerinde bu mahiyette sözlüklerin mevcut olmayışına hayret etmemek mümkün değildir. (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat