#smrgSAHAF Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika: 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Amerikan Misyoner Okulları - 1989
Basıldığı Matbaa:
Gümüş Basımevi
Dizi Adı:
Tarih / Anı Dizisi: 7
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
255 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1989
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199114120
499857
https://www.simurgkitabevi.com/kendi-belgeleriyle-anadoludaki-amerika-19-yuzyilda-osmanli-imparatorlugundaki-amerikan-misyoner-okullari-1989
Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika: 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Amerikan Misyoner Okulları - 1989 #smrgSAHAF
0.00
Amerikalılar'a kapitüler haklardan yararlanma olanağı veren ve bu ülkeyi "en ziyade müsaadeye mazhar memleket" statüsüne geçiren ticaret sözleşmesi 1830'da imzalandı. Bu tarihten on yıl önce ilk Amerikalı misyonerler İzmir'e ayak basmışlardı bile. (...) Amerikan donanması Thomas Jefferson'un Başkan seçildiği 1801 yılında Cebelitarık'tan geçerek Akdeniz'e girdi. Donanma işin "yüzü sert ve soğuk" yanıydı. Bir de "yüzü sıcak", sempatik, insancıl bir mekanizmaya ihtiyaç vardı. Üstelik Akdeniz'de dolaştırılacak bir firkateynin yıllık masrafı 80.000 dolarken, bir misyoner ailesinin yıllık gideri 1000 doları bulmuyordu! (...) Emperyalist bir güç olarak dünya sahnesine biraz gecikmeyle çıkan ABD, Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu gibi dünyanın değişik bölgelerine nüfuz ederken, misyoner dizgesinden etkin bir şekilde yararlanmıştır. (...) Bu çalışmanın asıl konusunu oluşturan okul, misyoner faaliyetlerinin bir tür vitriniydi. XIX. yüzyılın sonuna gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu'nda, ilkokuldan yüksekokula oldukça gelişkin bir Amerikan misyoner eğitim sistemi oluşmuştu. 1900 yılında, yalnızca Anadolu'da (İstanbul dahil) 400'ü aşkın okulda, 17.500 dolaylarında öğrencinin eğitim görüyor olması azımsanacak bir olay değildir. (...) Şu rahatlıkla söylenebilir: Misyonerlerin en kalıcı etkileri, Amerikalıların kafasında, bulundukları ülkelere ve halklara ilişkin iyi ya da kötü bir imaj yaratmak konusunda ortaya çıktı. Dolayısıyla ABD'deki Türk imajının yaratıcısı büyük ölçüde misyonerler oldu. (Arka kapaktan)
Amerikalılar'a kapitüler haklardan yararlanma olanağı veren ve bu ülkeyi "en ziyade müsaadeye mazhar memleket" statüsüne geçiren ticaret sözleşmesi 1830'da imzalandı. Bu tarihten on yıl önce ilk Amerikalı misyonerler İzmir'e ayak basmışlardı bile. (...) Amerikan donanması Thomas Jefferson'un Başkan seçildiği 1801 yılında Cebelitarık'tan geçerek Akdeniz'e girdi. Donanma işin "yüzü sert ve soğuk" yanıydı. Bir de "yüzü sıcak", sempatik, insancıl bir mekanizmaya ihtiyaç vardı. Üstelik Akdeniz'de dolaştırılacak bir firkateynin yıllık masrafı 80.000 dolarken, bir misyoner ailesinin yıllık gideri 1000 doları bulmuyordu! (...) Emperyalist bir güç olarak dünya sahnesine biraz gecikmeyle çıkan ABD, Asya, Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu gibi dünyanın değişik bölgelerine nüfuz ederken, misyoner dizgesinden etkin bir şekilde yararlanmıştır. (...) Bu çalışmanın asıl konusunu oluşturan okul, misyoner faaliyetlerinin bir tür vitriniydi. XIX. yüzyılın sonuna gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu'nda, ilkokuldan yüksekokula oldukça gelişkin bir Amerikan misyoner eğitim sistemi oluşmuştu. 1900 yılında, yalnızca Anadolu'da (İstanbul dahil) 400'ü aşkın okulda, 17.500 dolaylarında öğrencinin eğitim görüyor olması azımsanacak bir olay değildir. (...) Şu rahatlıkla söylenebilir: Misyonerlerin en kalıcı etkileri, Amerikalıların kafasında, bulundukları ülkelere ve halklara ilişkin iyi ya da kötü bir imaj yaratmak konusunda ortaya çıktı. Dolayısıyla ABD'deki Türk imajının yaratıcısı büyük ölçüde misyonerler oldu. (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.