#smrgKİTABEVİ Keşfü'l-Hüdâ -
“Kaside-i Bürde”, ilk olarak Ka'b bin Züheyr'in kaleminden çıkmıştır. Hz. Muhammed'in hediye olarak hırkasını vermesi üzerine bu adı alan kasideyi yazmak, sonraları bir geleneğe dönüşmüştür. Bu gelenek içerisinde en ünlüsü Bûsîrî'nin El-Bürdetü'l-Mimiyye'sidir. Keşfü'l-Hüdâ, Bûsîrî'nin kasidesine manzum-mensur karışık olarak yazılmış bir şerhtir. Keşfü'l-Hüdâ'da yazar, eserini “Türkî til” ile kaleme aldığını söylemektedir. Yayıma hazırlanan eser, “Giriş”, “İnceleme”, “Metin”, “Nüsha Karşılaştırması”, “Çeviri”, “Dizin”, “Kaynaklar” ve “Tıpkıbaskı” bölümlerinden oluşmaktadır.
Eserin “Giriş” bölümünde “Kaside-i Bürde” hakkında genel bilgiler verilmiş ve Keşfü'l-Hüdâ tanıtılmıştır. “İnceleme” bölümünde eser, ses hadiseleri ve dönemin dil hususiyetleri açısından ele alınmıştır. “Metin” bölümünde eserin çeviri yazılı şekli verilmiş, “Çeviri” bölümünde ise eser, günümüz Türkçesinin söz dizimine uygun hâline aktarılarak verilmiştir. “Nüsha Karşılaştırması” bölümünde eserin Berlin Nüshası ile Süleymaniye Nüshası arasındaki farkları gösterilmiştir.
“Kaside-i Bürde”; bir şifa kaynağı ve dua vesilesi olarak görülmüş dinî toplantılarda, mübarek gün ve gecelerde, sünnet, düğün, bayram ve cenaze merasimlerinde okunagelmiştir. Haftalık “evrad” olarak da okunan kaside, 140. beyitten itibaren felçlilere şifa maksadıyla yedi gün süreyle okunmuştur. Bazı hattatlar da meşk derslerinde genellikle bu kasideyi yazmışlardır.
“Kaside-i Bürde”, ilk olarak Ka'b bin Züheyr'in kaleminden çıkmıştır. Hz. Muhammed'in hediye olarak hırkasını vermesi üzerine bu adı alan kasideyi yazmak, sonraları bir geleneğe dönüşmüştür. Bu gelenek içerisinde en ünlüsü Bûsîrî'nin El-Bürdetü'l-Mimiyye'sidir. Keşfü'l-Hüdâ, Bûsîrî'nin kasidesine manzum-mensur karışık olarak yazılmış bir şerhtir. Keşfü'l-Hüdâ'da yazar, eserini “Türkî til” ile kaleme aldığını söylemektedir. Yayıma hazırlanan eser, “Giriş”, “İnceleme”, “Metin”, “Nüsha Karşılaştırması”, “Çeviri”, “Dizin”, “Kaynaklar” ve “Tıpkıbaskı” bölümlerinden oluşmaktadır.
Eserin “Giriş” bölümünde “Kaside-i Bürde” hakkında genel bilgiler verilmiş ve Keşfü'l-Hüdâ tanıtılmıştır. “İnceleme” bölümünde eser, ses hadiseleri ve dönemin dil hususiyetleri açısından ele alınmıştır. “Metin” bölümünde eserin çeviri yazılı şekli verilmiş, “Çeviri” bölümünde ise eser, günümüz Türkçesinin söz dizimine uygun hâline aktarılarak verilmiştir. “Nüsha Karşılaştırması” bölümünde eserin Berlin Nüshası ile Süleymaniye Nüshası arasındaki farkları gösterilmiştir.
“Kaside-i Bürde”; bir şifa kaynağı ve dua vesilesi olarak görülmüş dinî toplantılarda, mübarek gün ve gecelerde, sünnet, düğün, bayram ve cenaze merasimlerinde okunagelmiştir. Haftalık “evrad” olarak da okunan kaside, 140. beyitten itibaren felçlilere şifa maksadıyla yedi gün süreyle okunmuştur. Bazı hattatlar da meşk derslerinde genellikle bu kasideyi yazmışlardır.