#smrgKİTABEVİ Kırmızı Siyah Kitap: 1328 Faciası - 1912 - 1913 Balkan Savaşı -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786052142004
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Alaettin Coşkun
Stok Kodu:
1199197055
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
176 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
143,00
Havale/EFT ile: 138,71
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199197055
583055
Kırmızı Siyah Kitap: 1328 Faciası - 1912 - 1913 Balkan Savaşı -
Kırmızı Siyah Kitap: 1328 Faciası - 1912 - 1913 Balkan Savaşı - #smrgKİTABEVİ
143.00
Değerli okuyucu; bu kitabın yazarı dün yaşadığımız felâketlerin sebeplerini fevkalade açıklıkla anlatılırken; âdeta bugünleri anlatıyor!..

Dün bizi üzen düşmanlar daha şimdiden işgal ettiği memleketlerde okullar açıyor, şirketler kuruyor, sanat ve ticaretin ilerlemesini sağlayacak kurumlar oluşturuyor. Bizi tekrar mağlup edecek kadar hayat ve kudret verecek olan bu kurumları hangi vasıtalar ile hangi paralar ile kurduklarını biliyor musunuz?

Bizden, Müslümanlardan gasp ettikleri paralarla, emlâk vakfiyemizden elde ettikleri büyük servetlerle, beylerimizin emlâklarından elde ettikleri kocaman kazançlarla...

Bir asırdan beri mağlup ola ola Kuzeyden Güneye, Batıdan Doğuya doğru çekiliyoruz. Her yirmi otur senede bir müthiş hezimete uğruyor, zulümlere maruz kalıyoruz; biraz daha büzülerek, bozularak küçülüyoruz. Çok kısa bir zaman sonra bizim bırakıp gittiğimiz yerlerde birer devlet ortaya çıkıyor.

İşte Romanya işte Yunanistan işte Sırbistan işte Bulgaristan. Yalnız üçünün bir araya gelmesi bizi mağlup etmeye yetti. Biz bu asırda da rehavet ve asalaklığımızla devam edecek olursak yirmi sene daha geçmeden bunlardan yalnız bir tanesi, mesela Bulgaristan hakkımızdan gelebilecek güce erişebilecektir. Bari bunları, bu müthiş hakikatleri aklımızdan bir an çıkarmayalım ve hemen ilerleme ve medeniyet yollarına girelim.

Yabancı unsurlardan, o, daima kanımızı emip başka taraflara kanalize etmekten başka bir şeyi düşünmeyen yabancı unsurlardan kurtarılmış böyle bir genel İktisadi Birlik ne kadar büyük bir güçle ithalat ve ihracatımızı üretim ve tüketimimizi tanzim ve idare ederdi. Aynı zamanda vatanın evlâdı ne kadar sağlam ve maneviyat dolu bir surette talim ve terbiye edilirdi. Bizim de ancak o zaman faal, hassas ve haysiyetli bir millî ruhumuz olurdu. Ve bunun olması için ne lâzımdır? Sadece kırk elli onur sahibinin, vatan aşkı, din gayreti ve millî hassasiyetle çıkıp rehberlik etmesi!

Değerli okuyucu; bu kitabın yazarı dün yaşadığımız felâketlerin sebeplerini fevkalade açıklıkla anlatılırken; âdeta bugünleri anlatıyor!..

Dün bizi üzen düşmanlar daha şimdiden işgal ettiği memleketlerde okullar açıyor, şirketler kuruyor, sanat ve ticaretin ilerlemesini sağlayacak kurumlar oluşturuyor. Bizi tekrar mağlup edecek kadar hayat ve kudret verecek olan bu kurumları hangi vasıtalar ile hangi paralar ile kurduklarını biliyor musunuz?

Bizden, Müslümanlardan gasp ettikleri paralarla, emlâk vakfiyemizden elde ettikleri büyük servetlerle, beylerimizin emlâklarından elde ettikleri kocaman kazançlarla...

Bir asırdan beri mağlup ola ola Kuzeyden Güneye, Batıdan Doğuya doğru çekiliyoruz. Her yirmi otur senede bir müthiş hezimete uğruyor, zulümlere maruz kalıyoruz; biraz daha büzülerek, bozularak küçülüyoruz. Çok kısa bir zaman sonra bizim bırakıp gittiğimiz yerlerde birer devlet ortaya çıkıyor.

İşte Romanya işte Yunanistan işte Sırbistan işte Bulgaristan. Yalnız üçünün bir araya gelmesi bizi mağlup etmeye yetti. Biz bu asırda da rehavet ve asalaklığımızla devam edecek olursak yirmi sene daha geçmeden bunlardan yalnız bir tanesi, mesela Bulgaristan hakkımızdan gelebilecek güce erişebilecektir. Bari bunları, bu müthiş hakikatleri aklımızdan bir an çıkarmayalım ve hemen ilerleme ve medeniyet yollarına girelim.

Yabancı unsurlardan, o, daima kanımızı emip başka taraflara kanalize etmekten başka bir şeyi düşünmeyen yabancı unsurlardan kurtarılmış böyle bir genel İktisadi Birlik ne kadar büyük bir güçle ithalat ve ihracatımızı üretim ve tüketimimizi tanzim ve idare ederdi. Aynı zamanda vatanın evlâdı ne kadar sağlam ve maneviyat dolu bir surette talim ve terbiye edilirdi. Bizim de ancak o zaman faal, hassas ve haysiyetli bir millî ruhumuz olurdu. Ve bunun olması için ne lâzımdır? Sadece kırk elli onur sahibinin, vatan aşkı, din gayreti ve millî hassasiyetle çıkıp rehberlik etmesi!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat