#smrgKİTABEVİ Kırşehir'den Derlenen Masalların Kohlberg'in Kuramı Işığında İncelenmesi - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256470132
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
364
Basım Yeri:
Erzurum
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,00
Havale/EFT ile:
181,39
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199217406
604027
https://www.simurgkitabevi.com/kirsehirden-derlenen-masallarin-kohlbergin-kurami-isiginda-incelenmesi-2023
Kırşehir'den Derlenen Masalların Kohlberg'in Kuramı Işığında İncelenmesi - 2023 #smrgKİTABEVİ
187.00
Türk masalları kendi gerçekliği içerisinde somut bir varlık olarak yaşarken gizli bir hazine gibi bulunup gün ışığına çıkarılmasını 20. yüzyılın başlarında etkin olmaya başlayan Türkçülük hareketine borçludur. Türkçülük hareketini yaymak için kurulan Türk Derneği, daha sonra Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocağı mensupları şuurlu ve organize olarak Türk sözlü ürünlerini, özelde de masalları “romantik” çerçevede ele alan ilk adımları attılar. Bu akımdan etkilenen bir kişi K.D. rumuzuyla H. 1328 [M. 1912]'de on üç masaldan oluşan ilk “Türk Masalları” kitabını yayımlar. K.D. rumuzlu yazardan önce 1887-1905 yılları arasında muhtelif Türk şehirlerinden derlediği masalları farklı yıllarda yayımlayan Ignácz Kúnos [İgnaz Kunoş]'un ön plana çıktığını görüyoruz. Kúnos'la başlayıp Wilhelm Radloff, Theodor Menzel, Otto Spies gibi araştırmacılarla devam eden yabancı araştırıcıların Türk masallarına ilgisi günümüze kadar devam etmiştir.
Türklerin kendi masallarını derleme çalışmaları da yabancı araştırıcılara koşut olarak gelişmiş ve bu vadide Hamit Zübeyr Koşay, Ali Rıza Yalgın, Yusuf Ziya Demircioğlu, Suat Salih Arsal ve Naki Tezel gibi isimler 20. yüzyılın ilk yarısında ön plana çıkmıştır.
Türkiye'de Türk masalları üzerine yapılan ilk bilimsel çalışmalar Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan Halk Edebiyatı kürsüsünde başlatılmıştır. Masalları doktora tezi seviyesinde ilk ele alıp inceleyen ise Mehmet Tuğrul olmuştur. Onun 1942-1946 yılları arasında “Mahmut Gazi Köyünde Halk Edebiyatı” başlığıyla hazırladığı doktora tezi, bazı bölümleri kısaltılarak 1969 yılında yayımlanmıştır. Bu çalışmada 59 masal, farklı açılardan incelemeye tabi tutulmuştur.
DTCF'deki kürsüyü kuran Pertev Naili Boratav, Türk masal araştırmalarına o güne kadar egemen olan romantik bakış açısını bilimsel bir temele oturtmuş ve Wolfram Eberhard ile birlikte hazırladığı “Typen Türkicher Volksmarchen- Türk Masal Tipleri (1953)” adlı çalışmayla da Türk masallarını uluslararası bir boyuta taşımıştır.
Atatürk Üniversitesinde Mehmet Kaplan yönetiminde Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu ve Umay Günay tarafından yetmişli yılların başlarında hazırlanan doktora tezleri ise Türk masalları üzerine yapılan çalışmaların gerek bilimsel ve akademik gerekse kuramsal ve metodik yönden daha sağlam temeller üzerinde yükselmesine zemin oluşturmuşlardır.
Daha sonra yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak Saim Sakaoğlu ve Bilge Seyidoğlu'nun masalları incelemede kullandıkları metin merkezli yöntemlerin yaygınlaştırılarak devam ettirildiği görülmektedir. 2000'li yılların başından itibaren masal araştırmalarında bağlam merkezli inceleme ve yorumlamalara geçildiği görülmektedir.
13 Eylül 2023 tarihi itibarıyla YÖK Ulusal Tez Merkezi portalında “masal” anahtar sözcüğüne bağlı olarak altı yüz (600) küsur yüksek lisans/doktora tezi listelenmektedir. Halk Bilimi bilim dalı başta olmak üzere masalların, Eğitim Bilimleri, Dilbilim, Yabancı Diller (Batı ve Doğu Dilleri); Karşılaştırmalı Edebiyat, Ekonomi, Reklamcılık, Güzel Sanatlar, Psikoloji ve Radyo-Televizyon gibi çok sayıda bilim dalının inceleme, araştırma alanına kaynaklık ettiği görülmektedir.
2019 yılında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Dr. Meltem Yılmaz, Kırşehir'den derlediği yüz (100) masal metnini Lawrence Kohlberg'in zihinsel ahlaki gelişim kuramını merkeze alarak incelemiş; masallarda idealize edilerek sunulan başkahramanların ahlaki açıdan yeterli olup olmadıklarını irdeleyerek masalların toplumların ahlaki özelliklerini ve kültürel değerlerini ne ölçüde ve nasıl yansıttıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Dr. Yılmaz, “Kohlberg tarafından insanlığın ahlaki gelişimini göstermek amacıyla oluşturulan kuramın, masal dünyasının kahramanlarına da uygulanabiliyor olması ve kuramda yer alan her bir düzeyin masal dünyasında da karşılığını bulması, masalların gerçeklerin izdüşümü olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.” diyerek inceleme yöntemine vurgu yapmış ve yaptığı araştırmanın halk bilimi alanında bir ilk olduğunu dillendirmiştir.
Akademik yolculuğuna, rehberliğimizde masal ve halk inanışlarını derleyerek başlayan Dr. Yılmaz'ın bu çalışması hem malzemesinin birinci elden derlenmesi hem de inceleme yöntemi itibarıyla orijinaldir ve masal araştırmaları tarihinde yerini almıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki bu çalışma, akademik çevreler tarafından eleştirel okumayı hak eden bir eser olarak okuyucu karşısına çıkmaktadır.
Türklerin kendi masallarını derleme çalışmaları da yabancı araştırıcılara koşut olarak gelişmiş ve bu vadide Hamit Zübeyr Koşay, Ali Rıza Yalgın, Yusuf Ziya Demircioğlu, Suat Salih Arsal ve Naki Tezel gibi isimler 20. yüzyılın ilk yarısında ön plana çıkmıştır.
Türkiye'de Türk masalları üzerine yapılan ilk bilimsel çalışmalar Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan Halk Edebiyatı kürsüsünde başlatılmıştır. Masalları doktora tezi seviyesinde ilk ele alıp inceleyen ise Mehmet Tuğrul olmuştur. Onun 1942-1946 yılları arasında “Mahmut Gazi Köyünde Halk Edebiyatı” başlığıyla hazırladığı doktora tezi, bazı bölümleri kısaltılarak 1969 yılında yayımlanmıştır. Bu çalışmada 59 masal, farklı açılardan incelemeye tabi tutulmuştur.
DTCF'deki kürsüyü kuran Pertev Naili Boratav, Türk masal araştırmalarına o güne kadar egemen olan romantik bakış açısını bilimsel bir temele oturtmuş ve Wolfram Eberhard ile birlikte hazırladığı “Typen Türkicher Volksmarchen- Türk Masal Tipleri (1953)” adlı çalışmayla da Türk masallarını uluslararası bir boyuta taşımıştır.
Atatürk Üniversitesinde Mehmet Kaplan yönetiminde Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu ve Umay Günay tarafından yetmişli yılların başlarında hazırlanan doktora tezleri ise Türk masalları üzerine yapılan çalışmaların gerek bilimsel ve akademik gerekse kuramsal ve metodik yönden daha sağlam temeller üzerinde yükselmesine zemin oluşturmuşlardır.
Daha sonra yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak Saim Sakaoğlu ve Bilge Seyidoğlu'nun masalları incelemede kullandıkları metin merkezli yöntemlerin yaygınlaştırılarak devam ettirildiği görülmektedir. 2000'li yılların başından itibaren masal araştırmalarında bağlam merkezli inceleme ve yorumlamalara geçildiği görülmektedir.
13 Eylül 2023 tarihi itibarıyla YÖK Ulusal Tez Merkezi portalında “masal” anahtar sözcüğüne bağlı olarak altı yüz (600) küsur yüksek lisans/doktora tezi listelenmektedir. Halk Bilimi bilim dalı başta olmak üzere masalların, Eğitim Bilimleri, Dilbilim, Yabancı Diller (Batı ve Doğu Dilleri); Karşılaştırmalı Edebiyat, Ekonomi, Reklamcılık, Güzel Sanatlar, Psikoloji ve Radyo-Televizyon gibi çok sayıda bilim dalının inceleme, araştırma alanına kaynaklık ettiği görülmektedir.
2019 yılında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Dr. Meltem Yılmaz, Kırşehir'den derlediği yüz (100) masal metnini Lawrence Kohlberg'in zihinsel ahlaki gelişim kuramını merkeze alarak incelemiş; masallarda idealize edilerek sunulan başkahramanların ahlaki açıdan yeterli olup olmadıklarını irdeleyerek masalların toplumların ahlaki özelliklerini ve kültürel değerlerini ne ölçüde ve nasıl yansıttıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Dr. Yılmaz, “Kohlberg tarafından insanlığın ahlaki gelişimini göstermek amacıyla oluşturulan kuramın, masal dünyasının kahramanlarına da uygulanabiliyor olması ve kuramda yer alan her bir düzeyin masal dünyasında da karşılığını bulması, masalların gerçeklerin izdüşümü olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.” diyerek inceleme yöntemine vurgu yapmış ve yaptığı araştırmanın halk bilimi alanında bir ilk olduğunu dillendirmiştir.
Akademik yolculuğuna, rehberliğimizde masal ve halk inanışlarını derleyerek başlayan Dr. Yılmaz'ın bu çalışması hem malzemesinin birinci elden derlenmesi hem de inceleme yöntemi itibarıyla orijinaldir ve masal araştırmaları tarihinde yerini almıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki bu çalışma, akademik çevreler tarafından eleştirel okumayı hak eden bir eser olarak okuyucu karşısına çıkmaktadır.
Türk masalları kendi gerçekliği içerisinde somut bir varlık olarak yaşarken gizli bir hazine gibi bulunup gün ışığına çıkarılmasını 20. yüzyılın başlarında etkin olmaya başlayan Türkçülük hareketine borçludur. Türkçülük hareketini yaymak için kurulan Türk Derneği, daha sonra Türk Yurdu Cemiyeti ve Türk Ocağı mensupları şuurlu ve organize olarak Türk sözlü ürünlerini, özelde de masalları “romantik” çerçevede ele alan ilk adımları attılar. Bu akımdan etkilenen bir kişi K.D. rumuzuyla H. 1328 [M. 1912]'de on üç masaldan oluşan ilk “Türk Masalları” kitabını yayımlar. K.D. rumuzlu yazardan önce 1887-1905 yılları arasında muhtelif Türk şehirlerinden derlediği masalları farklı yıllarda yayımlayan Ignácz Kúnos [İgnaz Kunoş]'un ön plana çıktığını görüyoruz. Kúnos'la başlayıp Wilhelm Radloff, Theodor Menzel, Otto Spies gibi araştırmacılarla devam eden yabancı araştırıcıların Türk masallarına ilgisi günümüze kadar devam etmiştir.
Türklerin kendi masallarını derleme çalışmaları da yabancı araştırıcılara koşut olarak gelişmiş ve bu vadide Hamit Zübeyr Koşay, Ali Rıza Yalgın, Yusuf Ziya Demircioğlu, Suat Salih Arsal ve Naki Tezel gibi isimler 20. yüzyılın ilk yarısında ön plana çıkmıştır.
Türkiye'de Türk masalları üzerine yapılan ilk bilimsel çalışmalar Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan Halk Edebiyatı kürsüsünde başlatılmıştır. Masalları doktora tezi seviyesinde ilk ele alıp inceleyen ise Mehmet Tuğrul olmuştur. Onun 1942-1946 yılları arasında “Mahmut Gazi Köyünde Halk Edebiyatı” başlığıyla hazırladığı doktora tezi, bazı bölümleri kısaltılarak 1969 yılında yayımlanmıştır. Bu çalışmada 59 masal, farklı açılardan incelemeye tabi tutulmuştur.
DTCF'deki kürsüyü kuran Pertev Naili Boratav, Türk masal araştırmalarına o güne kadar egemen olan romantik bakış açısını bilimsel bir temele oturtmuş ve Wolfram Eberhard ile birlikte hazırladığı “Typen Türkicher Volksmarchen- Türk Masal Tipleri (1953)” adlı çalışmayla da Türk masallarını uluslararası bir boyuta taşımıştır.
Atatürk Üniversitesinde Mehmet Kaplan yönetiminde Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu ve Umay Günay tarafından yetmişli yılların başlarında hazırlanan doktora tezleri ise Türk masalları üzerine yapılan çalışmaların gerek bilimsel ve akademik gerekse kuramsal ve metodik yönden daha sağlam temeller üzerinde yükselmesine zemin oluşturmuşlardır.
Daha sonra yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak Saim Sakaoğlu ve Bilge Seyidoğlu'nun masalları incelemede kullandıkları metin merkezli yöntemlerin yaygınlaştırılarak devam ettirildiği görülmektedir. 2000'li yılların başından itibaren masal araştırmalarında bağlam merkezli inceleme ve yorumlamalara geçildiği görülmektedir.
13 Eylül 2023 tarihi itibarıyla YÖK Ulusal Tez Merkezi portalında “masal” anahtar sözcüğüne bağlı olarak altı yüz (600) küsur yüksek lisans/doktora tezi listelenmektedir. Halk Bilimi bilim dalı başta olmak üzere masalların, Eğitim Bilimleri, Dilbilim, Yabancı Diller (Batı ve Doğu Dilleri); Karşılaştırmalı Edebiyat, Ekonomi, Reklamcılık, Güzel Sanatlar, Psikoloji ve Radyo-Televizyon gibi çok sayıda bilim dalının inceleme, araştırma alanına kaynaklık ettiği görülmektedir.
2019 yılında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Dr. Meltem Yılmaz, Kırşehir'den derlediği yüz (100) masal metnini Lawrence Kohlberg'in zihinsel ahlaki gelişim kuramını merkeze alarak incelemiş; masallarda idealize edilerek sunulan başkahramanların ahlaki açıdan yeterli olup olmadıklarını irdeleyerek masalların toplumların ahlaki özelliklerini ve kültürel değerlerini ne ölçüde ve nasıl yansıttıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Dr. Yılmaz, “Kohlberg tarafından insanlığın ahlaki gelişimini göstermek amacıyla oluşturulan kuramın, masal dünyasının kahramanlarına da uygulanabiliyor olması ve kuramda yer alan her bir düzeyin masal dünyasında da karşılığını bulması, masalların gerçeklerin izdüşümü olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.” diyerek inceleme yöntemine vurgu yapmış ve yaptığı araştırmanın halk bilimi alanında bir ilk olduğunu dillendirmiştir.
Akademik yolculuğuna, rehberliğimizde masal ve halk inanışlarını derleyerek başlayan Dr. Yılmaz'ın bu çalışması hem malzemesinin birinci elden derlenmesi hem de inceleme yöntemi itibarıyla orijinaldir ve masal araştırmaları tarihinde yerini almıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki bu çalışma, akademik çevreler tarafından eleştirel okumayı hak eden bir eser olarak okuyucu karşısına çıkmaktadır.
Türklerin kendi masallarını derleme çalışmaları da yabancı araştırıcılara koşut olarak gelişmiş ve bu vadide Hamit Zübeyr Koşay, Ali Rıza Yalgın, Yusuf Ziya Demircioğlu, Suat Salih Arsal ve Naki Tezel gibi isimler 20. yüzyılın ilk yarısında ön plana çıkmıştır.
Türkiye'de Türk masalları üzerine yapılan ilk bilimsel çalışmalar Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde açılan Halk Edebiyatı kürsüsünde başlatılmıştır. Masalları doktora tezi seviyesinde ilk ele alıp inceleyen ise Mehmet Tuğrul olmuştur. Onun 1942-1946 yılları arasında “Mahmut Gazi Köyünde Halk Edebiyatı” başlığıyla hazırladığı doktora tezi, bazı bölümleri kısaltılarak 1969 yılında yayımlanmıştır. Bu çalışmada 59 masal, farklı açılardan incelemeye tabi tutulmuştur.
DTCF'deki kürsüyü kuran Pertev Naili Boratav, Türk masal araştırmalarına o güne kadar egemen olan romantik bakış açısını bilimsel bir temele oturtmuş ve Wolfram Eberhard ile birlikte hazırladığı “Typen Türkicher Volksmarchen- Türk Masal Tipleri (1953)” adlı çalışmayla da Türk masallarını uluslararası bir boyuta taşımıştır.
Atatürk Üniversitesinde Mehmet Kaplan yönetiminde Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu ve Umay Günay tarafından yetmişli yılların başlarında hazırlanan doktora tezleri ise Türk masalları üzerine yapılan çalışmaların gerek bilimsel ve akademik gerekse kuramsal ve metodik yönden daha sağlam temeller üzerinde yükselmesine zemin oluşturmuşlardır.
Daha sonra yapılan çalışmalarda ağırlıklı olarak Saim Sakaoğlu ve Bilge Seyidoğlu'nun masalları incelemede kullandıkları metin merkezli yöntemlerin yaygınlaştırılarak devam ettirildiği görülmektedir. 2000'li yılların başından itibaren masal araştırmalarında bağlam merkezli inceleme ve yorumlamalara geçildiği görülmektedir.
13 Eylül 2023 tarihi itibarıyla YÖK Ulusal Tez Merkezi portalında “masal” anahtar sözcüğüne bağlı olarak altı yüz (600) küsur yüksek lisans/doktora tezi listelenmektedir. Halk Bilimi bilim dalı başta olmak üzere masalların, Eğitim Bilimleri, Dilbilim, Yabancı Diller (Batı ve Doğu Dilleri); Karşılaştırmalı Edebiyat, Ekonomi, Reklamcılık, Güzel Sanatlar, Psikoloji ve Radyo-Televizyon gibi çok sayıda bilim dalının inceleme, araştırma alanına kaynaklık ettiği görülmektedir.
2019 yılında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışmada Dr. Meltem Yılmaz, Kırşehir'den derlediği yüz (100) masal metnini Lawrence Kohlberg'in zihinsel ahlaki gelişim kuramını merkeze alarak incelemiş; masallarda idealize edilerek sunulan başkahramanların ahlaki açıdan yeterli olup olmadıklarını irdeleyerek masalların toplumların ahlaki özelliklerini ve kültürel değerlerini ne ölçüde ve nasıl yansıttıklarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Dr. Yılmaz, “Kohlberg tarafından insanlığın ahlaki gelişimini göstermek amacıyla oluşturulan kuramın, masal dünyasının kahramanlarına da uygulanabiliyor olması ve kuramda yer alan her bir düzeyin masal dünyasında da karşılığını bulması, masalların gerçeklerin izdüşümü olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.” diyerek inceleme yöntemine vurgu yapmış ve yaptığı araştırmanın halk bilimi alanında bir ilk olduğunu dillendirmiştir.
Akademik yolculuğuna, rehberliğimizde masal ve halk inanışlarını derleyerek başlayan Dr. Yılmaz'ın bu çalışması hem malzemesinin birinci elden derlenmesi hem de inceleme yöntemi itibarıyla orijinaldir ve masal araştırmaları tarihinde yerini almıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki bu çalışma, akademik çevreler tarafından eleştirel okumayı hak eden bir eser olarak okuyucu karşısına çıkmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.