#smrgKİTABEVİ Kış Uykusu - 2023
Editör:
Aslı Güneş
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256570191
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
21x28
Sayfa Sayısı:
512
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
562,50
Havale/EFT ile:
545,63
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199217310
603931
https://www.simurgkitabevi.com/kis-uykusu-2023-1
Kış Uykusu - 2023 #smrgKİTABEVİ
562.50
Elinizdeki kitapta Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu filmiyle ilgili pek çok şeyi bir araya getirmeye çalıştık. Sinopsis ve senaryodan yurtiçinde ve dışında film üzerine yazılmış yazılara; yönetmen, oyuncular ve bazı ekip üyeleriyle yapılmış söyleşilerden filmin oluşum sürecinde yönetmenin tuttuğu yapım güncesine kadar pek çok şey... Ve ilk defa gün yüzüne çıkan çok sayıda fotoğraf... Kitapta yer alan senaryo, kurguda atılmış sahneleri de içeren, senaryonun çekim öncesi orijinal ilk hali. Ceylan'ın önceki filmlerinde de yaptığımız gibi yine hiçbir şeyine dokunmadan yayımlıyoruz... Altın Palmiyeli bir Türk filminin nasıl süreçlerden geçerek ortaya çıktığı anlaşılabilsin ve hakkındaki her şey derli toplu bir yerlerde durabilsin diye...
“Kış Uykusu'nu izledikten sonra insan, filmin 196 dakikalık süresi içinde hayatının belli belirsiz bir değişim geçirdiği hissine kapılıyor. Ancak bu değişimin ne olduğunu ve nedenini kestirmek kolay olmuyor. Ya da belki hepimiz salondan çıkarken gerçekleşen değişimin ne olduğunu aslında biliyoruz ama tıpkı Kapadokya'daki ıssız otelin sakinleri gibi küçük dünyalarımızda bir böcek gibi yaşadığımızı kabul etmekten korktuğumuz için kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz... Kış Uykusu'nu bir başyapıt, karanlık ve dumanlı bir destan kılan şey, uçsuz bucaksız derinliği ve insan olma halinin türlü inceliklerini, tüm dikenleri ve renkleriyle çekinmeden anlatıyor oluşudur...” - Karolina Ginalska, El Espectador Imaginario
“Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu'nu seyrederken, kendi kendime niçin dedim. Niçin her bir anın hakkını veren bu filmin, onca övgü ve yüceltmenin yanında ‘çok uzun' diye muzipçe dedikodusu yapıldı? Neydi uzun olan; diyaloglar mı, sahneler mi, hiç kesintiye uğramayan asap bozucu tutarlılığı mı? Sanıyorum seyircinin katlandığı dürüstlüktü uzun olan. Nuri Bilge Ceylan'ın ve muazzam bir senarist olan Ebru Ceylan'ın teklif ettiği hikâye, kolay kolay kimsenin teslim alamayacağı itiraftı. Düşünce üstüne düşünmenin –hele bu topraklarda– ne kadar güç olduğunu hatırlatmaktı. Acı bir dille içten içe eğlendiren tuhaf bir açık sözlülüktü perdeye yansıyan...” - Sema Kaygusuz, T24
“Bu müthiş film, üzerimde hayatım boyunca çıkmayacak bir iz bıraktı, ruhumda tuhaf bir tedirginlik, korku ve melankoli uyandırdı. Hayatları yitip gitmiş bu karakterlerle uzaktan bile olsa bir tür bağımızın olabileceği düşüncesinin yol açtığı sinsi bir kaygı. Ve günün birinde onlara çok daha fazla benzeyeceğimizi biliyor olmanın sonsuz hüznü...” - Pierre Murat, Télérama
“Bir gün şehre farklı bir film çıkagelir. Yüzeyinde basit, neredeyse alçakgönüllü bir görünüm takınıp hikâyesini ve evrenindeki karakterleri parça parça inşa eder. İzlerken ritmiyle büyülenirsiniz. Film de size çaktırmadan burnunuzun ucuna kadar sokulur, en beklemediğiniz anda da gırtlağınıza yapışır. Kış Uykusu benim için böyle bir filmdi. Beni mahvetti...” - Nandia Foteini Vlachou, I know where I'm going
“Kış Uykusu'nu izledikten sonra insan, filmin 196 dakikalık süresi içinde hayatının belli belirsiz bir değişim geçirdiği hissine kapılıyor. Ancak bu değişimin ne olduğunu ve nedenini kestirmek kolay olmuyor. Ya da belki hepimiz salondan çıkarken gerçekleşen değişimin ne olduğunu aslında biliyoruz ama tıpkı Kapadokya'daki ıssız otelin sakinleri gibi küçük dünyalarımızda bir böcek gibi yaşadığımızı kabul etmekten korktuğumuz için kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz... Kış Uykusu'nu bir başyapıt, karanlık ve dumanlı bir destan kılan şey, uçsuz bucaksız derinliği ve insan olma halinin türlü inceliklerini, tüm dikenleri ve renkleriyle çekinmeden anlatıyor oluşudur...” - Karolina Ginalska, El Espectador Imaginario
“Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu'nu seyrederken, kendi kendime niçin dedim. Niçin her bir anın hakkını veren bu filmin, onca övgü ve yüceltmenin yanında ‘çok uzun' diye muzipçe dedikodusu yapıldı? Neydi uzun olan; diyaloglar mı, sahneler mi, hiç kesintiye uğramayan asap bozucu tutarlılığı mı? Sanıyorum seyircinin katlandığı dürüstlüktü uzun olan. Nuri Bilge Ceylan'ın ve muazzam bir senarist olan Ebru Ceylan'ın teklif ettiği hikâye, kolay kolay kimsenin teslim alamayacağı itiraftı. Düşünce üstüne düşünmenin –hele bu topraklarda– ne kadar güç olduğunu hatırlatmaktı. Acı bir dille içten içe eğlendiren tuhaf bir açık sözlülüktü perdeye yansıyan...” - Sema Kaygusuz, T24
“Bu müthiş film, üzerimde hayatım boyunca çıkmayacak bir iz bıraktı, ruhumda tuhaf bir tedirginlik, korku ve melankoli uyandırdı. Hayatları yitip gitmiş bu karakterlerle uzaktan bile olsa bir tür bağımızın olabileceği düşüncesinin yol açtığı sinsi bir kaygı. Ve günün birinde onlara çok daha fazla benzeyeceğimizi biliyor olmanın sonsuz hüznü...” - Pierre Murat, Télérama
“Bir gün şehre farklı bir film çıkagelir. Yüzeyinde basit, neredeyse alçakgönüllü bir görünüm takınıp hikâyesini ve evrenindeki karakterleri parça parça inşa eder. İzlerken ritmiyle büyülenirsiniz. Film de size çaktırmadan burnunuzun ucuna kadar sokulur, en beklemediğiniz anda da gırtlağınıza yapışır. Kış Uykusu benim için böyle bir filmdi. Beni mahvetti...” - Nandia Foteini Vlachou, I know where I'm going
Elinizdeki kitapta Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu filmiyle ilgili pek çok şeyi bir araya getirmeye çalıştık. Sinopsis ve senaryodan yurtiçinde ve dışında film üzerine yazılmış yazılara; yönetmen, oyuncular ve bazı ekip üyeleriyle yapılmış söyleşilerden filmin oluşum sürecinde yönetmenin tuttuğu yapım güncesine kadar pek çok şey... Ve ilk defa gün yüzüne çıkan çok sayıda fotoğraf... Kitapta yer alan senaryo, kurguda atılmış sahneleri de içeren, senaryonun çekim öncesi orijinal ilk hali. Ceylan'ın önceki filmlerinde de yaptığımız gibi yine hiçbir şeyine dokunmadan yayımlıyoruz... Altın Palmiyeli bir Türk filminin nasıl süreçlerden geçerek ortaya çıktığı anlaşılabilsin ve hakkındaki her şey derli toplu bir yerlerde durabilsin diye...
“Kış Uykusu'nu izledikten sonra insan, filmin 196 dakikalık süresi içinde hayatının belli belirsiz bir değişim geçirdiği hissine kapılıyor. Ancak bu değişimin ne olduğunu ve nedenini kestirmek kolay olmuyor. Ya da belki hepimiz salondan çıkarken gerçekleşen değişimin ne olduğunu aslında biliyoruz ama tıpkı Kapadokya'daki ıssız otelin sakinleri gibi küçük dünyalarımızda bir böcek gibi yaşadığımızı kabul etmekten korktuğumuz için kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz... Kış Uykusu'nu bir başyapıt, karanlık ve dumanlı bir destan kılan şey, uçsuz bucaksız derinliği ve insan olma halinin türlü inceliklerini, tüm dikenleri ve renkleriyle çekinmeden anlatıyor oluşudur...” - Karolina Ginalska, El Espectador Imaginario
“Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu'nu seyrederken, kendi kendime niçin dedim. Niçin her bir anın hakkını veren bu filmin, onca övgü ve yüceltmenin yanında ‘çok uzun' diye muzipçe dedikodusu yapıldı? Neydi uzun olan; diyaloglar mı, sahneler mi, hiç kesintiye uğramayan asap bozucu tutarlılığı mı? Sanıyorum seyircinin katlandığı dürüstlüktü uzun olan. Nuri Bilge Ceylan'ın ve muazzam bir senarist olan Ebru Ceylan'ın teklif ettiği hikâye, kolay kolay kimsenin teslim alamayacağı itiraftı. Düşünce üstüne düşünmenin –hele bu topraklarda– ne kadar güç olduğunu hatırlatmaktı. Acı bir dille içten içe eğlendiren tuhaf bir açık sözlülüktü perdeye yansıyan...” - Sema Kaygusuz, T24
“Bu müthiş film, üzerimde hayatım boyunca çıkmayacak bir iz bıraktı, ruhumda tuhaf bir tedirginlik, korku ve melankoli uyandırdı. Hayatları yitip gitmiş bu karakterlerle uzaktan bile olsa bir tür bağımızın olabileceği düşüncesinin yol açtığı sinsi bir kaygı. Ve günün birinde onlara çok daha fazla benzeyeceğimizi biliyor olmanın sonsuz hüznü...” - Pierre Murat, Télérama
“Bir gün şehre farklı bir film çıkagelir. Yüzeyinde basit, neredeyse alçakgönüllü bir görünüm takınıp hikâyesini ve evrenindeki karakterleri parça parça inşa eder. İzlerken ritmiyle büyülenirsiniz. Film de size çaktırmadan burnunuzun ucuna kadar sokulur, en beklemediğiniz anda da gırtlağınıza yapışır. Kış Uykusu benim için böyle bir filmdi. Beni mahvetti...” - Nandia Foteini Vlachou, I know where I'm going
“Kış Uykusu'nu izledikten sonra insan, filmin 196 dakikalık süresi içinde hayatının belli belirsiz bir değişim geçirdiği hissine kapılıyor. Ancak bu değişimin ne olduğunu ve nedenini kestirmek kolay olmuyor. Ya da belki hepimiz salondan çıkarken gerçekleşen değişimin ne olduğunu aslında biliyoruz ama tıpkı Kapadokya'daki ıssız otelin sakinleri gibi küçük dünyalarımızda bir böcek gibi yaşadığımızı kabul etmekten korktuğumuz için kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz... Kış Uykusu'nu bir başyapıt, karanlık ve dumanlı bir destan kılan şey, uçsuz bucaksız derinliği ve insan olma halinin türlü inceliklerini, tüm dikenleri ve renkleriyle çekinmeden anlatıyor oluşudur...” - Karolina Ginalska, El Espectador Imaginario
“Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu'nu seyrederken, kendi kendime niçin dedim. Niçin her bir anın hakkını veren bu filmin, onca övgü ve yüceltmenin yanında ‘çok uzun' diye muzipçe dedikodusu yapıldı? Neydi uzun olan; diyaloglar mı, sahneler mi, hiç kesintiye uğramayan asap bozucu tutarlılığı mı? Sanıyorum seyircinin katlandığı dürüstlüktü uzun olan. Nuri Bilge Ceylan'ın ve muazzam bir senarist olan Ebru Ceylan'ın teklif ettiği hikâye, kolay kolay kimsenin teslim alamayacağı itiraftı. Düşünce üstüne düşünmenin –hele bu topraklarda– ne kadar güç olduğunu hatırlatmaktı. Acı bir dille içten içe eğlendiren tuhaf bir açık sözlülüktü perdeye yansıyan...” - Sema Kaygusuz, T24
“Bu müthiş film, üzerimde hayatım boyunca çıkmayacak bir iz bıraktı, ruhumda tuhaf bir tedirginlik, korku ve melankoli uyandırdı. Hayatları yitip gitmiş bu karakterlerle uzaktan bile olsa bir tür bağımızın olabileceği düşüncesinin yol açtığı sinsi bir kaygı. Ve günün birinde onlara çok daha fazla benzeyeceğimizi biliyor olmanın sonsuz hüznü...” - Pierre Murat, Télérama
“Bir gün şehre farklı bir film çıkagelir. Yüzeyinde basit, neredeyse alçakgönüllü bir görünüm takınıp hikâyesini ve evrenindeki karakterleri parça parça inşa eder. İzlerken ritmiyle büyülenirsiniz. Film de size çaktırmadan burnunuzun ucuna kadar sokulur, en beklemediğiniz anda da gırtlağınıza yapışır. Kış Uykusu benim için böyle bir filmdi. Beni mahvetti...” - Nandia Foteini Vlachou, I know where I'm going
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.