• Duygu ve düşünce, olduğu ve durduğu yerde daha muhkem ve daha güzelken, yazar denilen modern zamanların söz dizicisi tarafından, telif etmek yerine, mevcut bütünlüğünden koparılıp adeta özel ve kişisel bir göğe mahsus kılınmıştır. Onun için her yazar bir başka yazarı yazar.
• Belki de onun için gökyüzünü çalışma odasına sığdırır gibi hayatı sayfalara sığdırmaya kalkar ve yaptığı şeyi anlatacak yüzü kolay kolay bulamaz kendinde. Kendi eserini başkasının takdir edip dikkate alması, yazara söz konusu suçu dolaylı itiraf imkânı sağlar. Onun yaptığı, tabiattan basit bir aparma ve intihal değil, tabiattan apardığını bozup değiştirerek kendisine aitmiş süsü verip tabiata yutturmaya kalkmasıdır.
• Çıkan her kitap sonunda, sevinç yerine duyulan burukluğun ve üstüne üstlük kitaba dahil olanın bir daha geriye iade edilmez oluşunun doğurduğu çaresizliğin, yazarı yazdığı kitaplar. Konusunda sessiz ve ketum bırakan bir yanı var. Yığınlar onun için bu kadar sessiz ve okuyucu bu yüzden fazlasıyla alıngan.
• Keşke sessizliğe rağmen ilk parantez açılmasaydı ve şerh düşülmeseydi göğe.
• Keşke her şey gök boşluğunda asılı bir hayret olarak kalsaydı!
• Duygu ve düşünce, olduğu ve durduğu yerde daha muhkem ve daha güzelken, yazar denilen modern zamanların söz dizicisi tarafından, telif etmek yerine, mevcut bütünlüğünden koparılıp adeta özel ve kişisel bir göğe mahsus kılınmıştır. Onun için her yazar bir başka yazarı yazar.
• Belki de onun için gökyüzünü çalışma odasına sığdırır gibi hayatı sayfalara sığdırmaya kalkar ve yaptığı şeyi anlatacak yüzü kolay kolay bulamaz kendinde. Kendi eserini başkasının takdir edip dikkate alması, yazara söz konusu suçu dolaylı itiraf imkânı sağlar. Onun yaptığı, tabiattan basit bir aparma ve intihal değil, tabiattan apardığını bozup değiştirerek kendisine aitmiş süsü verip tabiata yutturmaya kalkmasıdır.
• Çıkan her kitap sonunda, sevinç yerine duyulan burukluğun ve üstüne üstlük kitaba dahil olanın bir daha geriye iade edilmez oluşunun doğurduğu çaresizliğin, yazarı yazdığı kitaplar. Konusunda sessiz ve ketum bırakan bir yanı var. Yığınlar onun için bu kadar sessiz ve okuyucu bu yüzden fazlasıyla alıngan.
• Keşke sessizliğe rağmen ilk parantez açılmasaydı ve şerh düşülmeseydi göğe.
• Keşke her şey gök boşluğunda asılı bir hayret olarak kalsaydı!