#smrgKİTABEVİ Kızıl Günlükleri - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Cinius Sosyal Matbaası
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256072626
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
278
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
182,00
Havale/EFT ile:
176,54
Bu üründen 2 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199227414
614153
https://www.simurgkitabevi.com/kizil-gunlukleri-2024
Kızıl Günlükleri - 2024 #smrgKİTABEVİ
182.00
Adım Anna Pavlova.
Sizlere anlatacağım hikaye 1924 yılının Sovyet Rusya'sında başlıyor. Evet. Bu tarihi bildiğinizi biliyorum.
Sovyetlerin ağladığı bir tarihtir. İnsanlığın göz yaşlarını dökerek kalplerine gömdüğü yıldır. Evet. Lenin'in öldüğü yıldı 1924. Ve ben 18 yaşında genç bir kızdım. Dünyaya geldiğimde ise, pek de şanslı olduğumu söyleyemeyeceğim. Ne de olsa ailelerimizi ve kaderlerimizi seçemeyiz.
Benim de öyle olmuştu. Fakir bir ailede dünyaya geldim. Fakirliği tadarak büyüdüm, zor yıllar geçirdim. İlk okula giderken pabuçlarım delik, önleri ise yırtıktı. Ayakkabı alacak paramız yoktu ve Moskova bildiğiniz gibi en soğuk şehirlerden biriydi.
Babam bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, 5 çocuklu ailesine bakmaya çalışırken zorlanıyordu. Çoğu zaman eve yorgun gelir, üstü pis, suyun akmamasından duş alamadan, üzerindekileri çıkartıp yeni bir şeyler giyerdi. Sonra da bizlere aldırmadan odasına çıkıp 1 saat boyunca yatardı. Kalktığında ise biraz bir şeyler yer, sonra kitap okuyup evdeki herkesi zorla yatırıp sessiz olunmasını isterdi.
Tuhaf bir adamdı doğrusu...
Sizlere anlatacağım hikaye 1924 yılının Sovyet Rusya'sında başlıyor. Evet. Bu tarihi bildiğinizi biliyorum.
Sovyetlerin ağladığı bir tarihtir. İnsanlığın göz yaşlarını dökerek kalplerine gömdüğü yıldır. Evet. Lenin'in öldüğü yıldı 1924. Ve ben 18 yaşında genç bir kızdım. Dünyaya geldiğimde ise, pek de şanslı olduğumu söyleyemeyeceğim. Ne de olsa ailelerimizi ve kaderlerimizi seçemeyiz.
Benim de öyle olmuştu. Fakir bir ailede dünyaya geldim. Fakirliği tadarak büyüdüm, zor yıllar geçirdim. İlk okula giderken pabuçlarım delik, önleri ise yırtıktı. Ayakkabı alacak paramız yoktu ve Moskova bildiğiniz gibi en soğuk şehirlerden biriydi.
Babam bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, 5 çocuklu ailesine bakmaya çalışırken zorlanıyordu. Çoğu zaman eve yorgun gelir, üstü pis, suyun akmamasından duş alamadan, üzerindekileri çıkartıp yeni bir şeyler giyerdi. Sonra da bizlere aldırmadan odasına çıkıp 1 saat boyunca yatardı. Kalktığında ise biraz bir şeyler yer, sonra kitap okuyup evdeki herkesi zorla yatırıp sessiz olunmasını isterdi.
Tuhaf bir adamdı doğrusu...
Adım Anna Pavlova.
Sizlere anlatacağım hikaye 1924 yılının Sovyet Rusya'sında başlıyor. Evet. Bu tarihi bildiğinizi biliyorum.
Sovyetlerin ağladığı bir tarihtir. İnsanlığın göz yaşlarını dökerek kalplerine gömdüğü yıldır. Evet. Lenin'in öldüğü yıldı 1924. Ve ben 18 yaşında genç bir kızdım. Dünyaya geldiğimde ise, pek de şanslı olduğumu söyleyemeyeceğim. Ne de olsa ailelerimizi ve kaderlerimizi seçemeyiz.
Benim de öyle olmuştu. Fakir bir ailede dünyaya geldim. Fakirliği tadarak büyüdüm, zor yıllar geçirdim. İlk okula giderken pabuçlarım delik, önleri ise yırtıktı. Ayakkabı alacak paramız yoktu ve Moskova bildiğiniz gibi en soğuk şehirlerden biriydi.
Babam bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, 5 çocuklu ailesine bakmaya çalışırken zorlanıyordu. Çoğu zaman eve yorgun gelir, üstü pis, suyun akmamasından duş alamadan, üzerindekileri çıkartıp yeni bir şeyler giyerdi. Sonra da bizlere aldırmadan odasına çıkıp 1 saat boyunca yatardı. Kalktığında ise biraz bir şeyler yer, sonra kitap okuyup evdeki herkesi zorla yatırıp sessiz olunmasını isterdi.
Tuhaf bir adamdı doğrusu...
Sizlere anlatacağım hikaye 1924 yılının Sovyet Rusya'sında başlıyor. Evet. Bu tarihi bildiğinizi biliyorum.
Sovyetlerin ağladığı bir tarihtir. İnsanlığın göz yaşlarını dökerek kalplerine gömdüğü yıldır. Evet. Lenin'in öldüğü yıldı 1924. Ve ben 18 yaşında genç bir kızdım. Dünyaya geldiğimde ise, pek de şanslı olduğumu söyleyemeyeceğim. Ne de olsa ailelerimizi ve kaderlerimizi seçemeyiz.
Benim de öyle olmuştu. Fakir bir ailede dünyaya geldim. Fakirliği tadarak büyüdüm, zor yıllar geçirdim. İlk okula giderken pabuçlarım delik, önleri ise yırtıktı. Ayakkabı alacak paramız yoktu ve Moskova bildiğiniz gibi en soğuk şehirlerden biriydi.
Babam bir fabrikada işçi olarak çalışıyor, 5 çocuklu ailesine bakmaya çalışırken zorlanıyordu. Çoğu zaman eve yorgun gelir, üstü pis, suyun akmamasından duş alamadan, üzerindekileri çıkartıp yeni bir şeyler giyerdi. Sonra da bizlere aldırmadan odasına çıkıp 1 saat boyunca yatardı. Kalktığında ise biraz bir şeyler yer, sonra kitap okuyup evdeki herkesi zorla yatırıp sessiz olunmasını isterdi.
Tuhaf bir adamdı doğrusu...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.