Rosa Luxemburg politik solun ve devrimci sosyalist düşünce evreninin önde gelen eyleyicilerinden biridir.
Rosa bir düşünürden daha fazlasıydı, çünkü tarih ve burjuvazi karşısında devrimci bir ayıraçla konumlandırdı kendini. Kadınların muhalif dünyadaki kararlılıkları ve mücadeleleri bizzat onun sesinden işitildi.
Mücadeleci, açık sözlü, uzlaşmaz, yetenekli, üretkendir… Mahkemelerde yargılanan değil, yargılayandır… Birçok devrimci gibi kaç kere tutuklandıysa da hapishaneler “ödünsüz devrimci”liğini (Trotskiy) engelleyememiştir … Yeni bir dünya kurma coşkusunu hiç yitirmeyen coşkulu bir kadındır Rosa... Görev insanıdır…
Rosa, O bütün dünya solunun ve devrimcilerinin yoldaşı, aşkı olarak kalacak ve elbette bütün dünya devrimcilerinin ortak hafızasını temsil edecek daima.
1919'da devlet görevlileri tarafından katledilişinden sonra Rosa, varlığından hiçbir şey kaybetmedi: Devlet ve zenginler, savaş çığırtkanları ve milliyetçiler, din, güç ve ırk düşkünleri, cinsiyet yücelticiler ona hala düşman ve onun fikirlerini hala tehdit olarak görüyorlar. Devrimciler ve ezilenler onunla hala aynı fikirdeler, onun fikirleri hala dünya devrimcilerinin gökkuşağı. Onun fikirleri ve hayatı, dünya devrimcileri için hala mücadeleci bir ekosistem koruması yaratıyor o ekosistemde huzur veren koruyucu bir meşe ağacı. Devrimciler için Rosa hala “yükseklerde uçan” mücadeleci “bir kartal” (Lenin).
Rosa'nın fikirleri ve etkileyici olduğu kadar ilham verici olan yaşam öyküsü, Kate Evans'ın harika çizgileri ve anlatısı sayesinde okurun dünyasına açılıyor.
Rosa'nın özel hayatını, yoldaşlığını, mücadelesini-devrimciliğini, hapishaneleri, devletin vahşetini ve işkencelerini Rosa'nın yoldaşları ve izleyicileri olan mücadeleci Kürt-Türk-Laz … kısaca bu coğrafyanın kadınlarından daha iyi kim bilebilir ki..?
Rosa Luxemburg politik solun ve devrimci sosyalist düşünce evreninin önde gelen eyleyicilerinden biridir.
Rosa bir düşünürden daha fazlasıydı, çünkü tarih ve burjuvazi karşısında devrimci bir ayıraçla konumlandırdı kendini. Kadınların muhalif dünyadaki kararlılıkları ve mücadeleleri bizzat onun sesinden işitildi.
Mücadeleci, açık sözlü, uzlaşmaz, yetenekli, üretkendir… Mahkemelerde yargılanan değil, yargılayandır… Birçok devrimci gibi kaç kere tutuklandıysa da hapishaneler “ödünsüz devrimci”liğini (Trotskiy) engelleyememiştir … Yeni bir dünya kurma coşkusunu hiç yitirmeyen coşkulu bir kadındır Rosa... Görev insanıdır…
Rosa, O bütün dünya solunun ve devrimcilerinin yoldaşı, aşkı olarak kalacak ve elbette bütün dünya devrimcilerinin ortak hafızasını temsil edecek daima.
1919'da devlet görevlileri tarafından katledilişinden sonra Rosa, varlığından hiçbir şey kaybetmedi: Devlet ve zenginler, savaş çığırtkanları ve milliyetçiler, din, güç ve ırk düşkünleri, cinsiyet yücelticiler ona hala düşman ve onun fikirlerini hala tehdit olarak görüyorlar. Devrimciler ve ezilenler onunla hala aynı fikirdeler, onun fikirleri hala dünya devrimcilerinin gökkuşağı. Onun fikirleri ve hayatı, dünya devrimcileri için hala mücadeleci bir ekosistem koruması yaratıyor o ekosistemde huzur veren koruyucu bir meşe ağacı. Devrimciler için Rosa hala “yükseklerde uçan” mücadeleci “bir kartal” (Lenin).
Rosa'nın fikirleri ve etkileyici olduğu kadar ilham verici olan yaşam öyküsü, Kate Evans'ın harika çizgileri ve anlatısı sayesinde okurun dünyasına açılıyor.
Rosa'nın özel hayatını, yoldaşlığını, mücadelesini-devrimciliğini, hapishaneleri, devletin vahşetini ve işkencelerini Rosa'nın yoldaşları ve izleyicileri olan mücadeleci Kürt-Türk-Laz … kısaca bu coğrafyanın kadınlarından daha iyi kim bilebilir ki..?