#smrgKİTABEVİ Kızılay Emri Altında Plevne ve Erzurum'da Rus - Türk Harbi / 1877 - 1778 - 2022
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Tarih
ISBN-10:
6254193798
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
352 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Samir Müfütoğlu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
175,50
Havale/EFT ile:
170,24
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199204099
590395
https://www.simurgkitabevi.com/kizilay-emri-altinda-plevne-ve-erzurumda-rus-turk-harbi-1877-1778-2022
Kızılay Emri Altında Plevne ve Erzurum'da Rus - Türk Harbi / 1877 - 1778 - 2022 #smrgKİTABEVİ
175.50
Genç bir Avustralyalının Avrupa'da yapılan son büyük muharebelerdeki tecrübelerinin sade ve doğru bir hikâyesi olmayı hedef tutan bu kitabı halkın hükmüne sunarken birkaç açıklama sözünün lüzumunu duyuyorum.
Birinci olarak, bu hatıraları ne için yirmi sene geçirdikten sonra ortaya koymuş olduğum sorulabilir. Ben bu soruya, işi pek çok bir operatör olduğum için elimde “irfan ve edebiyat”a, hasredecek pek az vaktim vardı, diye cevap vermeliyim ve şunu da itiraf ediyorum ki kendimde bir kitap yazmak için gerekli edebî çalışma kudretini de duyamıyorum. İşin doğrusu, dostum Mr. Sandes benim teklifim üzerine, “koltuk sandalyesi ve ocakbaşı dili”ni edebî ve yayımlanabilir bir şekle koymayı vaat etmeseydi ve böylece kendi yakın dostlarımın sigaralarını içerek hatıralarımı dinlerken, ilgi verici saymak lütuf ve nezaketini gösterdikleri olgulardan bazılarını bütün dünyaya anlatma kudretini bana vermeseydi, bu kitap ihtimal hiç yazılmayacaktı.
“Doğu meselesi”nin kocaman bir gölge gibi Avrupa'nın üstünde kendini gösterdiği ve Türk İmparatorluğu'nun varlığının bile tehdit olunduğu böyle bir zamanda Osmanlı erlerinin askerlik faziletlerini anlatan bu kitabın gerçekten ilgi uyandırmasını ümit edebilir miyim?
Birinci olarak, bu hatıraları ne için yirmi sene geçirdikten sonra ortaya koymuş olduğum sorulabilir. Ben bu soruya, işi pek çok bir operatör olduğum için elimde “irfan ve edebiyat”a, hasredecek pek az vaktim vardı, diye cevap vermeliyim ve şunu da itiraf ediyorum ki kendimde bir kitap yazmak için gerekli edebî çalışma kudretini de duyamıyorum. İşin doğrusu, dostum Mr. Sandes benim teklifim üzerine, “koltuk sandalyesi ve ocakbaşı dili”ni edebî ve yayımlanabilir bir şekle koymayı vaat etmeseydi ve böylece kendi yakın dostlarımın sigaralarını içerek hatıralarımı dinlerken, ilgi verici saymak lütuf ve nezaketini gösterdikleri olgulardan bazılarını bütün dünyaya anlatma kudretini bana vermeseydi, bu kitap ihtimal hiç yazılmayacaktı.
“Doğu meselesi”nin kocaman bir gölge gibi Avrupa'nın üstünde kendini gösterdiği ve Türk İmparatorluğu'nun varlığının bile tehdit olunduğu böyle bir zamanda Osmanlı erlerinin askerlik faziletlerini anlatan bu kitabın gerçekten ilgi uyandırmasını ümit edebilir miyim?
Genç bir Avustralyalının Avrupa'da yapılan son büyük muharebelerdeki tecrübelerinin sade ve doğru bir hikâyesi olmayı hedef tutan bu kitabı halkın hükmüne sunarken birkaç açıklama sözünün lüzumunu duyuyorum.
Birinci olarak, bu hatıraları ne için yirmi sene geçirdikten sonra ortaya koymuş olduğum sorulabilir. Ben bu soruya, işi pek çok bir operatör olduğum için elimde “irfan ve edebiyat”a, hasredecek pek az vaktim vardı, diye cevap vermeliyim ve şunu da itiraf ediyorum ki kendimde bir kitap yazmak için gerekli edebî çalışma kudretini de duyamıyorum. İşin doğrusu, dostum Mr. Sandes benim teklifim üzerine, “koltuk sandalyesi ve ocakbaşı dili”ni edebî ve yayımlanabilir bir şekle koymayı vaat etmeseydi ve böylece kendi yakın dostlarımın sigaralarını içerek hatıralarımı dinlerken, ilgi verici saymak lütuf ve nezaketini gösterdikleri olgulardan bazılarını bütün dünyaya anlatma kudretini bana vermeseydi, bu kitap ihtimal hiç yazılmayacaktı.
“Doğu meselesi”nin kocaman bir gölge gibi Avrupa'nın üstünde kendini gösterdiği ve Türk İmparatorluğu'nun varlığının bile tehdit olunduğu böyle bir zamanda Osmanlı erlerinin askerlik faziletlerini anlatan bu kitabın gerçekten ilgi uyandırmasını ümit edebilir miyim?
Birinci olarak, bu hatıraları ne için yirmi sene geçirdikten sonra ortaya koymuş olduğum sorulabilir. Ben bu soruya, işi pek çok bir operatör olduğum için elimde “irfan ve edebiyat”a, hasredecek pek az vaktim vardı, diye cevap vermeliyim ve şunu da itiraf ediyorum ki kendimde bir kitap yazmak için gerekli edebî çalışma kudretini de duyamıyorum. İşin doğrusu, dostum Mr. Sandes benim teklifim üzerine, “koltuk sandalyesi ve ocakbaşı dili”ni edebî ve yayımlanabilir bir şekle koymayı vaat etmeseydi ve böylece kendi yakın dostlarımın sigaralarını içerek hatıralarımı dinlerken, ilgi verici saymak lütuf ve nezaketini gösterdikleri olgulardan bazılarını bütün dünyaya anlatma kudretini bana vermeseydi, bu kitap ihtimal hiç yazılmayacaktı.
“Doğu meselesi”nin kocaman bir gölge gibi Avrupa'nın üstünde kendini gösterdiği ve Türk İmparatorluğu'nun varlığının bile tehdit olunduğu böyle bir zamanda Osmanlı erlerinin askerlik faziletlerini anlatan bu kitabın gerçekten ilgi uyandırmasını ümit edebilir miyim?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.