Türklüğün her yönden taşıyıcıları olan Türkmenlere, kötü anlamlarda "Kızılbaş" diye yakıştırılan bu iftiranın kaynağı hep merak konusu olmuştur. Bu iftiranın, oluştuğu muhit veya kültür dairesi, Türk sahası olamaz. Türk değerleri, Türk tasavvuru, Türk inanç alemi değil kendi soyuna, hiç bir topluluğa böyle bakmaya müsait değildir. Bu olsa olsa Türk çevresine yabancı, Türk algılayış biçimini kavrayamayan kozmopolit, "Mozaik" kimlik meraklısı muhitin eseri olmalıdır. Bu iftira, asırlardır atılmakta, ancak hiç bir örneğe ve belgeye de dayandırılamarnıştır.
Oysa bu Alevi Türkmenler, milli kimliklerine Türk gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı, Türk hayat tarzını yaşamaktadırlar. Onlar namuslarına büyük hassasiyet gösterirler, kendi muhitlerinden olmayanlarla, kız almak veya vermek gibi bir ilişkiden bile kaçınırlar. Tarihin hiçbir devrinde, ne beylerin ne sultanların ne de padişahların saraylarının zevk alemlerinin süsü olan, her cinsten cariyeler sürüsünde, onların obalarından çadırlarından çıkma Türkmen kızları görülmemiştir. Türk töresi, zenginlerin, sultanların saraylarına kızlarını ne pahasına, hangi şekilde olursa olsun göndermek için bir çok topluluğun adet haline getirdiği bu ilişkiye kapalıdır. Onun içindir ki. Selçuklu ve Osmanlı sultanlarından. Türkmen anadan doğan bir kaç kişi vardır. Türkmen kızı evinden obasından gelinliğiyle ancak evinin izzetli hatunu olmak, ana olmak için çıkar. Bu iftira, yalnız bu topluluğa değil topyekün Türk aile kurumuna atılmış bir iftira sayılmalıdır." (Arka kapaktan)
Türklüğün her yönden taşıyıcıları olan Türkmenlere, kötü anlamlarda "Kızılbaş" diye yakıştırılan bu iftiranın kaynağı hep merak konusu olmuştur. Bu iftiranın, oluştuğu muhit veya kültür dairesi, Türk sahası olamaz. Türk değerleri, Türk tasavvuru, Türk inanç alemi değil kendi soyuna, hiç bir topluluğa böyle bakmaya müsait değildir. Bu olsa olsa Türk çevresine yabancı, Türk algılayış biçimini kavrayamayan kozmopolit, "Mozaik" kimlik meraklısı muhitin eseri olmalıdır. Bu iftira, asırlardır atılmakta, ancak hiç bir örneğe ve belgeye de dayandırılamarnıştır.
Oysa bu Alevi Türkmenler, milli kimliklerine Türk gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı, Türk hayat tarzını yaşamaktadırlar. Onlar namuslarına büyük hassasiyet gösterirler, kendi muhitlerinden olmayanlarla, kız almak veya vermek gibi bir ilişkiden bile kaçınırlar. Tarihin hiçbir devrinde, ne beylerin ne sultanların ne de padişahların saraylarının zevk alemlerinin süsü olan, her cinsten cariyeler sürüsünde, onların obalarından çadırlarından çıkma Türkmen kızları görülmemiştir. Türk töresi, zenginlerin, sultanların saraylarına kızlarını ne pahasına, hangi şekilde olursa olsun göndermek için bir çok topluluğun adet haline getirdiği bu ilişkiye kapalıdır. Onun içindir ki. Selçuklu ve Osmanlı sultanlarından. Türkmen anadan doğan bir kaç kişi vardır. Türkmen kızı evinden obasından gelinliğiyle ancak evinin izzetli hatunu olmak, ana olmak için çıkar. Bu iftira, yalnız bu topluluğa değil topyekün Türk aile kurumuna atılmış bir iftira sayılmalıdır." (Arka kapaktan)