#smrgSAHAF Kömür Kara -

Stok Kodu:
1199015478
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
181 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199015478
401603
Kömür Kara -
Kömür Kara - #smrgSAHAF
0.00
Şiirlerimizde hep sarışın kadınlar var. Oysa sevdiğimiz kadınlar esmer. Şiirlerde hep mavi gözlü kadınlara tutkunuz. Oysa sevdiklerimizin gözleri kara. Şiirlerimizde hep İstanbul'dan dem vuruyoruz. Oysa dönüp dolaşıp geldiğimiz yer, şu kara kömür, şu Zonguldak. Şiirlerimizde hep yaşam var ama biz ölüme vuruşuyoruz.

Böyle anlatır genç şair peşlerinden koştukları hayaller ile yaşadıkları gerçekleri.

Öykü İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Zonguldak'ta başlar. 16 yaşından büyük erkeklerin maden ocaklarında çalışmalarının zorunlu olduğu "mükellefiyet" döneminde geçer.

Genç şairler Mehmet Çelikel Lisesi'nde öğrencidirler.Edebiyat öğretmenleri Behçet Necatigil'dir. Salah Birsel, Necati Cumalı gibi şairlerle mektuplaşırlar. Yeni şiirin, Garip akımının temsilcileri olarak görülürler, hatta onlarla yarışırlar. Garip akımını Orhan Veli'den önce başlatmadıkları için hayıflanırlar. Yoksuldurlar.

Ve bir sorunları vardır : Verem...

Şiir yazar, yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlar, tartışırlar. Bir yandan ölümcül hastalıkla, bir yandan geçim derdiyle pençeleşmek zorundadırlar. Zonguldak'ta İstanbul vapurunu dört gözle beklerler, çünkü, gazete ve dergiler o vapurla gelmektedir. Ve onları İstanbul'a o vapur götürecektir.

Ve Ali, 16 yaşında bir çocuktur. Beş çocuklu bir maden ailesinin oğludur. Ali çalışkandır. Okumak, büyük kentlere gitmeyi düşlemektedir. Ama okul yerine kendini maden ocağında bulur. Mükellefiyet kararı onu ocağa sokar.Genç bir öğrenci olarak Reisicumhur'un oğlu Erdal İnönü'yü karşısında gördüğü ocağa...

20'li yaşlarında veremden ölen Zonguldak'lı şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun kısa ama dopdolu yaşam öykülerinden esinlenerek kaleme alınan bu senaryo , İkinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli yıllarında genç şairlerin ve kazmacı yamağı Ali'nin hayalleri ile yaşadıkları arasındaki farkın öyküsüdür.

Şiirlerimizde hep sarışın kadınlar var. Oysa sevdiğimiz kadınlar esmer. Şiirlerde hep mavi gözlü kadınlara tutkunuz. Oysa sevdiklerimizin gözleri kara. Şiirlerimizde hep İstanbul'dan dem vuruyoruz. Oysa dönüp dolaşıp geldiğimiz yer, şu kara kömür, şu Zonguldak. Şiirlerimizde hep yaşam var ama biz ölüme vuruşuyoruz.

Böyle anlatır genç şair peşlerinden koştukları hayaller ile yaşadıkları gerçekleri.

Öykü İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Zonguldak'ta başlar. 16 yaşından büyük erkeklerin maden ocaklarında çalışmalarının zorunlu olduğu "mükellefiyet" döneminde geçer.

Genç şairler Mehmet Çelikel Lisesi'nde öğrencidirler.Edebiyat öğretmenleri Behçet Necatigil'dir. Salah Birsel, Necati Cumalı gibi şairlerle mektuplaşırlar. Yeni şiirin, Garip akımının temsilcileri olarak görülürler, hatta onlarla yarışırlar. Garip akımını Orhan Veli'den önce başlatmadıkları için hayıflanırlar. Yoksuldurlar.

Ve bir sorunları vardır : Verem...

Şiir yazar, yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlar, tartışırlar. Bir yandan ölümcül hastalıkla, bir yandan geçim derdiyle pençeleşmek zorundadırlar. Zonguldak'ta İstanbul vapurunu dört gözle beklerler, çünkü, gazete ve dergiler o vapurla gelmektedir. Ve onları İstanbul'a o vapur götürecektir.

Ve Ali, 16 yaşında bir çocuktur. Beş çocuklu bir maden ailesinin oğludur. Ali çalışkandır. Okumak, büyük kentlere gitmeyi düşlemektedir. Ama okul yerine kendini maden ocağında bulur. Mükellefiyet kararı onu ocağa sokar.Genç bir öğrenci olarak Reisicumhur'un oğlu Erdal İnönü'yü karşısında gördüğü ocağa...

20'li yaşlarında veremden ölen Zonguldak'lı şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun kısa ama dopdolu yaşam öykülerinden esinlenerek kaleme alınan bu senaryo , İkinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli yıllarında genç şairlerin ve kazmacı yamağı Ali'nin hayalleri ile yaşadıkları arasındaki farkın öyküsüdür.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat