#smrgSAHAF Konstantinopolis'in Romanı -

Stok Kodu:
1199070650
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
224 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Çeviren:
Ela Güntekin
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199070650
456552
Konstantinopolis'in Romanı -
Konstantinopolis'in Romanı - #smrgSAHAF
0.00
Türkiye Avrupa'ya girecek mi? Yunanistan'ın mı yoksa İran'ın mı komşusu? Otoriter bir Müslüman millet mi yoksa laik ve demokratik bir ülke mi? Bu tartışmalar hâlâ sürüyor. Ancak kabul edilmesi gereken bir gerçek var: Roma İmparatorluğu, Bizans imparatorluğu ya da Osmanlı İmparatorluğu adı altında bu ülkenin eski başkenti, iki bin yıl boyunca kıtamızın kaderinin yüreğinde yer almıştır.

Hun, Pers, Arap ya da Tatar istilaları onun surlarına çarparak kesintiye uğramıştır. Hıristiyanlık, onun sayesinde kıtayı manastırlarıyla donatarak entelektüel hayatın canlılığını korumasını sağlamıştır. Ancak Konstantinopolis sadece bir kale değildi. Öncelikle bir üniversite ve bir şölendi. Bu uç uçarı ve sefih dev metropol kültürün, modanın ve sanatın bin bir kandilini yakmıştır. Merovenjler küflü topraklarında aylaklık ederken, orada Platon ve dans, Aristoteles ve ıtriyatçılık öğretiliyordu. Bin Bir Gece Masalları'nın sitesi, basileusiarın ve kibar fahişelerin başkenti, gelecekteki medeniyetimizi icat etmekteydi.

Konstantinopolis'in Romanı tarih ansiklopedisi niteliğinde bir kitap olmak istememiştir. Amacı, Kentler Kenti'nin bir zamanlar nasıl olduğu duygusunu uyandıran mekânları, kişileri, âlemleri ve dramları hatırlatmaktı. Kan göllerinden görkemli törenlere, acımasız tasfiyelerden ustalıklı saray entrikalarına uzanan bir gezintidir.

Aynı zamanda kara roman ve fotoroman olan bu kitap Konstantinopolis'in tarihi -bizim tarihimiz- içinde yapılan tuhaf ve tüyler ürpertici bir gezintidir. (Arka kapaktan)

Türkiye Avrupa'ya girecek mi? Yunanistan'ın mı yoksa İran'ın mı komşusu? Otoriter bir Müslüman millet mi yoksa laik ve demokratik bir ülke mi? Bu tartışmalar hâlâ sürüyor. Ancak kabul edilmesi gereken bir gerçek var: Roma İmparatorluğu, Bizans imparatorluğu ya da Osmanlı İmparatorluğu adı altında bu ülkenin eski başkenti, iki bin yıl boyunca kıtamızın kaderinin yüreğinde yer almıştır.

Hun, Pers, Arap ya da Tatar istilaları onun surlarına çarparak kesintiye uğramıştır. Hıristiyanlık, onun sayesinde kıtayı manastırlarıyla donatarak entelektüel hayatın canlılığını korumasını sağlamıştır. Ancak Konstantinopolis sadece bir kale değildi. Öncelikle bir üniversite ve bir şölendi. Bu uç uçarı ve sefih dev metropol kültürün, modanın ve sanatın bin bir kandilini yakmıştır. Merovenjler küflü topraklarında aylaklık ederken, orada Platon ve dans, Aristoteles ve ıtriyatçılık öğretiliyordu. Bin Bir Gece Masalları'nın sitesi, basileusiarın ve kibar fahişelerin başkenti, gelecekteki medeniyetimizi icat etmekteydi.

Konstantinopolis'in Romanı tarih ansiklopedisi niteliğinde bir kitap olmak istememiştir. Amacı, Kentler Kenti'nin bir zamanlar nasıl olduğu duygusunu uyandıran mekânları, kişileri, âlemleri ve dramları hatırlatmaktı. Kan göllerinden görkemli törenlere, acımasız tasfiyelerden ustalıklı saray entrikalarına uzanan bir gezintidir.

Aynı zamanda kara roman ve fotoroman olan bu kitap Konstantinopolis'in tarihi -bizim tarihimiz- içinde yapılan tuhaf ve tüyler ürpertici bir gezintidir. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat