İkinci çıkışımız ise bu fizik âlemden semâvî/rûhânî âleme tekrar yeniden doğuşumuzla gerçekleşecektir. Her doğum sancılı bir süreçtir. Bu nedenle hayat yolculuğunda karşımıza bir sünnetullah olarak çıkan/çıkacak her zorluk, çile, ıstırap, sancı mânevî/semâvî doğumumuz için bize sunulan bir fırsattan/imkândan başka bir şey değildir. Anlaşılıyor ki, kozadan çıkabilmek bir idrâk/farkındalık olayıdır. Bunun için de insânın kozaya/eşyâya bağlı/bağımlı olan sınırlı, dar, nesnel olan aklından kozmik/metafizik akıl olan Akl-ı Meâda ulaşması gerekir.
Rabbim! Sen bile gizli bir hazine olmaya rızâ göstermedin. Bilinmek/tanınmak istedin ve Gayb-ı Mutlakından, yani Amâ adı verilen Dipsiz Karanlık kozandan tecellî ederek kendini Ehadiyyetten Vâhıdiyyete dönüştürerek açığa çıkardın. Üstelik bu tecellin Halk-ı Cedîd, yani Yeniden Yaratılış olarak an be an devam etmektedir. Rabbim! Bizler de, Senin sonsuz sayıdaki özelleştirilmiş ve sınırlandırılmış tecellîlerinden başka bir şey değiliz. Halbuki âlem her an ifnâ/yok olup bir sonraki anda yeniden doğarken, Sen de Kendini bu birbirlerini izleyen tecellîlerle izhâr etmektesin. Rabbim! Anlamaya/anlatmaya çalıştığımız bu hakîkatin idrâkini gönlümüzde ve zihnimizde zinde/canlı tutmayı nasip et bize. Her solukta değişen kozamızın perdelerinden kurtar bizi. Bu âleme Hz. Peygamberin gözünden bakma zevkini/neşesini fazlından lutfet bize. Çok iyi biliyorum ki, bu sadece benim niyâzım değil, senin de niyâzındır.
İkinci çıkışımız ise bu fizik âlemden semâvî/rûhânî âleme tekrar yeniden doğuşumuzla gerçekleşecektir. Her doğum sancılı bir süreçtir. Bu nedenle hayat yolculuğunda karşımıza bir sünnetullah olarak çıkan/çıkacak her zorluk, çile, ıstırap, sancı mânevî/semâvî doğumumuz için bize sunulan bir fırsattan/imkândan başka bir şey değildir. Anlaşılıyor ki, kozadan çıkabilmek bir idrâk/farkındalık olayıdır. Bunun için de insânın kozaya/eşyâya bağlı/bağımlı olan sınırlı, dar, nesnel olan aklından kozmik/metafizik akıl olan Akl-ı Meâda ulaşması gerekir.
Rabbim! Sen bile gizli bir hazine olmaya rızâ göstermedin. Bilinmek/tanınmak istedin ve Gayb-ı Mutlakından, yani Amâ adı verilen Dipsiz Karanlık kozandan tecellî ederek kendini Ehadiyyetten Vâhıdiyyete dönüştürerek açığa çıkardın. Üstelik bu tecellin Halk-ı Cedîd, yani Yeniden Yaratılış olarak an be an devam etmektedir. Rabbim! Bizler de, Senin sonsuz sayıdaki özelleştirilmiş ve sınırlandırılmış tecellîlerinden başka bir şey değiliz. Halbuki âlem her an ifnâ/yok olup bir sonraki anda yeniden doğarken, Sen de Kendini bu birbirlerini izleyen tecellîlerle izhâr etmektesin. Rabbim! Anlamaya/anlatmaya çalıştığımız bu hakîkatin idrâkini gönlümüzde ve zihnimizde zinde/canlı tutmayı nasip et bize. Her solukta değişen kozamızın perdelerinden kurtar bizi. Bu âleme Hz. Peygamberin gözünden bakma zevkini/neşesini fazlından lutfet bize. Çok iyi biliyorum ki, bu sadece benim niyâzım değil, senin de niyâzındır.