#smrgSAHAF Küçük Asya Seyahatnamesi: Anadolu'da Bir İngiliz Subayı, 1876 - 1998
Sert 1876 kışında, Küçük Asya denilen Anadolu'da at sırtında Üsküdar'dan Kars'a zorlu bir yolculuk...
Zihninde, Türkler anlatıldığı kadar korkunç insanlar mıdır?' sorusuyla yola çıkan Burnaby'nin gözlemleri, Anadolu'nun değişik ırklarından insanlarıyla yaşadığı komik, trajik olaylar...
Anadolu'da yüz yıl öncesinin gündelik hayatından ve ilginç insanlarından günümüze yansımalar...
"Türk ulusunu yerin dibine batıran, onu dünyada akla gelebilecek her türlü kötülükle suçlayan ülkemizin insanları, hikâyeler yazmayı bırakıp, Anadolu'da küçük bir yolculuğa çıksalar iyi ederler. 'Şeytan, betimlendiği kadar kara değildir' diyen eski bir atasözü vardır. Kendilerini Hıristiyan sayan yazarlar, birçok konularda Küçük Asya'daki Türkler'den ders alsalardı keşke....
Polonyalı, kaymakamı işaret ederek, 'Çok enerjik bir adam' dedi. 'Onun gibi yöneticiler çok olsaydı, Türkiye şimdiki gibi zor durumda kalmazdı. Bu ülkede en büyük yanlış, kaymakamların sürekli değiştirilmesi. İyi bir yöneticimiz olunca, onu hiçbir zaman altı aydan uzun bir süre görevinin başında bırakmıyoruz. Bu kaymakam da bu kadar zamandır bu görevde. İnsanları soymayan, kesinkes dürüst olan bir kişi. Onu mutlaka kaybedeceğiz'...
Radford. 'Bu Muhammet hiç de kötü biri değilmiş, Efendim' dedi. 'Bu Türkler'in akılları fikirleri midelerinde, ama kalpleri de hiç boş değil" (Arka kapaktan)
Sert 1876 kışında, Küçük Asya denilen Anadolu'da at sırtında Üsküdar'dan Kars'a zorlu bir yolculuk...
Zihninde, Türkler anlatıldığı kadar korkunç insanlar mıdır?' sorusuyla yola çıkan Burnaby'nin gözlemleri, Anadolu'nun değişik ırklarından insanlarıyla yaşadığı komik, trajik olaylar...
Anadolu'da yüz yıl öncesinin gündelik hayatından ve ilginç insanlarından günümüze yansımalar...
"Türk ulusunu yerin dibine batıran, onu dünyada akla gelebilecek her türlü kötülükle suçlayan ülkemizin insanları, hikâyeler yazmayı bırakıp, Anadolu'da küçük bir yolculuğa çıksalar iyi ederler. 'Şeytan, betimlendiği kadar kara değildir' diyen eski bir atasözü vardır. Kendilerini Hıristiyan sayan yazarlar, birçok konularda Küçük Asya'daki Türkler'den ders alsalardı keşke....
Polonyalı, kaymakamı işaret ederek, 'Çok enerjik bir adam' dedi. 'Onun gibi yöneticiler çok olsaydı, Türkiye şimdiki gibi zor durumda kalmazdı. Bu ülkede en büyük yanlış, kaymakamların sürekli değiştirilmesi. İyi bir yöneticimiz olunca, onu hiçbir zaman altı aydan uzun bir süre görevinin başında bırakmıyoruz. Bu kaymakam da bu kadar zamandır bu görevde. İnsanları soymayan, kesinkes dürüst olan bir kişi. Onu mutlaka kaybedeceğiz'...
Radford. 'Bu Muhammet hiç de kötü biri değilmiş, Efendim' dedi. 'Bu Türkler'in akılları fikirleri midelerinde, ama kalpleri de hiç boş değil" (Arka kapaktan)