Ebubekir Hazım Tepeyran, Küçük Paşa romanında, yirminci yüzyıl başlarındaki kırsal kesim gerçekliğimizi ayrıntılı biçimde sergiler. Romanda, köylünün durumu, yüzyıllardır ihmal edilmiş ve ezilmiş olması, canlı ve çarpıcı bir tahlil gücüyle, ülke sorunlarıyla iç içe tasvir edilir; ülke gerçeklerinin, dönemin sorunlarının altı çizilir. Köy kent çelişkisi, yönetimin despotik tutumu, savaşların getirdiği yıkımlar ve bütün bunlar içinde Anadolu insanının dramı, zengin bir gözlem gücünün ürünü olarak romanda yansıtılır.
Bu özellikleri nedeniyle, edebiyat tarihimizin üstünde en çok durduğu romanlarımızdan biri olan ve ilk kez 1910 yılında basılan Küçük Paşa, 100 yıl sonra tekrar okuyucu karşısına çıkıyor.
Ebubekir Hazım Tepeyran, Küçük Paşa romanında, yirminci yüzyıl başlarındaki kırsal kesim gerçekliğimizi ayrıntılı biçimde sergiler. Romanda, köylünün durumu, yüzyıllardır ihmal edilmiş ve ezilmiş olması, canlı ve çarpıcı bir tahlil gücüyle, ülke sorunlarıyla iç içe tasvir edilir; ülke gerçeklerinin, dönemin sorunlarının altı çizilir. Köy kent çelişkisi, yönetimin despotik tutumu, savaşların getirdiği yıkımlar ve bütün bunlar içinde Anadolu insanının dramı, zengin bir gözlem gücünün ürünü olarak romanda yansıtılır.
Bu özellikleri nedeniyle, edebiyat tarihimizin üstünde en çok durduğu romanlarımızdan biri olan ve ilk kez 1910 yılında basılan Küçük Paşa, 100 yıl sonra tekrar okuyucu karşısına çıkıyor.