Birinci bölümde Avrupalı kuramsal tarihçilerin kendi tarih sayfalarını ne gibi hayal ürünleriyle doldurdukları anlatılırken, buna paralel olarak Türklüğe yönelik iftiralar ve çarpıtmalar, bölücü faaliyetlerin arka planı da inceleniyor ve cevaplandırılıyor.
Yazarın ifadesiyle kitap, Türk milliyetçiliğinin savunma hattının güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmış. Kitapta, Avrupa strateji mahfillerinde Alevilere ve Aleviliğe dair "üretim"ler sergilendiği gibi, Kürdoloji sözde biliminin iddialarına da cevap veriliyor.
Kitabın ikinci bölümünde, Türklüğün tarihteki derinliği üzerinde bugüne kadar ortaya çıkarılan bilimsel nitelikli bilgiler değerlendiriliyor. Arap tarihi, Germen tarihi, Latin tarihi, Fransız tarihi ve İngiliz tarihiyle kıyaslamalara da kitapta yer verilmiş.
Üçüncü bölümde tarihte adı geçen kavim adlarıyla Türk adının ve boy adlarının etimolojisi inceleniyor.
Dördüncü bölümde, Sumer matematiğinin gücünün önüne perde gibi örtülen Grek matematiğine dair eleştirilere yer verilmiş.
Beşinci bölüm, Avrupa'nın günümüzdeki etnik yapılanmasında Türk kavimlerinin etkisi ve belirleyici konumu inceleniyor.
Altıncı bölüm, yazarın ifadesiyle bir karalama defteri.
Tarihin oluşumunda rol oynayan ve insanı aşan 14 etken tek tek mercek altına alınmış. Dünyanın yörünge değişikliklerinin ve dönme eksenindeki kaymaların, güneş lekelerinin, güneş rüzgârlarının, atmosferin yapısındaki değişikliklerin, depremlerin, manyetik alandaki değişmelerin, salgın hastalıkların, hammadde kaynaklarının sınırlı olmasının, göktaşı çarpmalarının ve gelecekteki muhtemel tehlikelerin, uzaydaki karanlık bulutların, yanardağ patlamalarının, Gulf stream sıcak su akıntısının tarihin bilinen biçimini almasında oynadığı roller inceliyor.
Kitabın bu bölümü Türk kavimlerinin tarihteki baskın rolünün nedenlerini de inceliyor. Söz konusu son bölüm, aynı zamanda, Stephan Hawking'in "insan soyunun önümüzdeki binyılda varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğine emin değilim", şeklindeki karamsar ifadesinin ayrıntılı bir açıklaması niteliğindedir.
Birinci bölümde Avrupalı kuramsal tarihçilerin kendi tarih sayfalarını ne gibi hayal ürünleriyle doldurdukları anlatılırken, buna paralel olarak Türklüğe yönelik iftiralar ve çarpıtmalar, bölücü faaliyetlerin arka planı da inceleniyor ve cevaplandırılıyor.
Yazarın ifadesiyle kitap, Türk milliyetçiliğinin savunma hattının güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmış. Kitapta, Avrupa strateji mahfillerinde Alevilere ve Aleviliğe dair "üretim"ler sergilendiği gibi, Kürdoloji sözde biliminin iddialarına da cevap veriliyor.
Kitabın ikinci bölümünde, Türklüğün tarihteki derinliği üzerinde bugüne kadar ortaya çıkarılan bilimsel nitelikli bilgiler değerlendiriliyor. Arap tarihi, Germen tarihi, Latin tarihi, Fransız tarihi ve İngiliz tarihiyle kıyaslamalara da kitapta yer verilmiş.
Üçüncü bölümde tarihte adı geçen kavim adlarıyla Türk adının ve boy adlarının etimolojisi inceleniyor.
Dördüncü bölümde, Sumer matematiğinin gücünün önüne perde gibi örtülen Grek matematiğine dair eleştirilere yer verilmiş.
Beşinci bölüm, Avrupa'nın günümüzdeki etnik yapılanmasında Türk kavimlerinin etkisi ve belirleyici konumu inceleniyor.
Altıncı bölüm, yazarın ifadesiyle bir karalama defteri.
Tarihin oluşumunda rol oynayan ve insanı aşan 14 etken tek tek mercek altına alınmış. Dünyanın yörünge değişikliklerinin ve dönme eksenindeki kaymaların, güneş lekelerinin, güneş rüzgârlarının, atmosferin yapısındaki değişikliklerin, depremlerin, manyetik alandaki değişmelerin, salgın hastalıkların, hammadde kaynaklarının sınırlı olmasının, göktaşı çarpmalarının ve gelecekteki muhtemel tehlikelerin, uzaydaki karanlık bulutların, yanardağ patlamalarının, Gulf stream sıcak su akıntısının tarihin bilinen biçimini almasında oynadığı roller inceliyor.
Kitabın bu bölümü Türk kavimlerinin tarihteki baskın rolünün nedenlerini de inceliyor. Söz konusu son bölüm, aynı zamanda, Stephan Hawking'in "insan soyunun önümüzdeki binyılda varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğine emin değilim", şeklindeki karamsar ifadesinin ayrıntılı bir açıklaması niteliğindedir.