Kumru, Ordu'nun coğrafi anlamda belki en küçük ve en genç ilçelerinden birisidir. Ancak Kumru, kendisini oluşturan köylerin tarihi süreç içinde bağlı bulundukları Satılmış-ı Mezid Bey Nahiyesi/Kazası ve 17 Yüzyıldan itibaren Meydan ve Serkeş Kazaları adıyla, Ordu yöresinin Türkleşmesini sağlayan Hacı Emiroğulları Beyliği döneminden bu yana zaman içerisinde önemi artan, kısmen eksilen ama tarih içinde hep var olan bir bölgemizdir. Cumhuriyet döneminin çok genç bir ilçesi olmasına karşın, Osmanlı döneminde yüzyıllarca Canik Sancağı içinde Fatsa'yla birlikte önemli bölgelerden birisi olarak görülmektedir.
Bu eserle rivayete bağlı tarih anlayışından çok belgelerle desteklenen bilim tarih anlayışı belirtilmeye çalışılmıştır.
İçinde yaşadığımız coğrafya bize kendi özelliklerinden verir ve kendine benzetir en nihayetinde. Doğup büyüdüğümüz, üzerinde koşturduğumuz ve atalarımızı gömdüğümüz bu toprak, bizi var eden, sarıp sarmalayan bir anne gibi minnetle bakmamız gereken vatan parçasıdır. Neredeyse bin yıl öncesinden gelip yurt tuttuğumuz Kumru yöresine, geçmişte hizmeti geçenler, iz bırakanlar oldu. Kumru ve köylerini bir Türk yurdu haline getiren Oğuzların özellikle Çavuldur boyuna mensup kişiler buradaki yerleşim yerlerine, derelere, mezralara, tepelere, ormanlara birer isim verdiler. Bizler Kumru'ya ait isimleri, Oğuz Türklerinden özellikle de Danişmentliler'den devraldık.
Kumru'nun tarihsel coğrafyasına damgasını vuran Türk beyliği olan Danişmentliler, 1071-1178 yılları arasında Sivas, Tokat, Amasya, Malatya bölgelerinde egemen olmuştu. Kurucusu Melik Danişment Gazi idi. Danişment Gazi'nin torunu Melik Mehmet Gazi (Melik Muhammet Gazi), 1134 yılında Danişmentliler Beyliği'nin yöneticisi olduktan sonra Kumru'nun Türkleşme süreci de başlamıştır.