1199082173
468051
https://www.simurgkitabevi.com/kuran-i-kerimden-ayetler
Kur'an - ı Kerim'den Ayetler - #smrgSAHAF
0.00
Akif 'in dünyasının merkezi Kur'ân'dır. Bunu, kendisi açıkça belirtmiştir. Ona göre yapılacak iş, doğrudan doğruya Kur'ân'dan alıp ilhamı Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı şeklinde özetlenebilir. Niçin? Çünkü, Kur'ân-ı Kerîmin prensiplerini uygulayarak, mükemmel ve örnek bir millet olunacağını bu millet tarihinde tecrübe etmiştir. Düşünen şiirin edebiyatımızda en bariz örneğini veren Akif, edebiyatın birbirine aykırı iki tatbikatını, Kur'ân-ı Kerimin bir ayetini tefsir ederek anlatır. Şuarâ sûresine adını veren bu ayetin mealini şöyle verir: “Şâirlerin arkasından ancak sapıklar gider. Görmüyor musun ki onlar her vadide dolaşıyorlar. Hem yapmadıkları şeyi söylüyorlar. Yalnız iman ederek yararlı işler yapanlarla Allah'ı sık sık hatırlayanlar; bir de zulüm gördükten sonra intikam alanlar için söz yoktur. Zulmedenler ise nasıl bir akıbete uğradıklarını anlayacaklardır” (Şuarâ sûresi, 225-227). Ayetin tefsirini yazarken de şu açıklamaya yer verir: “Gerçekten, her vadiye dalıp çıkan, yalancılıktan başka san'at sermayesi olmayan, mevzuu tükendikçe ötekinin berikinin namusuna hücum eden, herkesin özel hayatını açmak için dilini maymuncuk gibi kullanan, bir mazmun, bir kafiye uğrunda bin hakikati, bin hikmeti kurban ediveren, bir nükte hatırı için, hatıra gelmeyecek rezilliğe kucak açan bu serserilerin etrafında daima bir sürü kopuk dolaşır ki, bunlar o herzevekillerin kustukları hezeyanları nimet kabul eder de gezdikleri yerlere saçıp dururlar! İşte gerek bu mahiyetteki şairler, gerek onların yardakçıları, mensub oldukları millet için birer musibettirler.
Akif 'in dünyasının merkezi Kur'ân'dır. Bunu, kendisi açıkça belirtmiştir. Ona göre yapılacak iş, doğrudan doğruya Kur'ân'dan alıp ilhamı Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı şeklinde özetlenebilir. Niçin? Çünkü, Kur'ân-ı Kerîmin prensiplerini uygulayarak, mükemmel ve örnek bir millet olunacağını bu millet tarihinde tecrübe etmiştir. Düşünen şiirin edebiyatımızda en bariz örneğini veren Akif, edebiyatın birbirine aykırı iki tatbikatını, Kur'ân-ı Kerimin bir ayetini tefsir ederek anlatır. Şuarâ sûresine adını veren bu ayetin mealini şöyle verir: “Şâirlerin arkasından ancak sapıklar gider. Görmüyor musun ki onlar her vadide dolaşıyorlar. Hem yapmadıkları şeyi söylüyorlar. Yalnız iman ederek yararlı işler yapanlarla Allah'ı sık sık hatırlayanlar; bir de zulüm gördükten sonra intikam alanlar için söz yoktur. Zulmedenler ise nasıl bir akıbete uğradıklarını anlayacaklardır” (Şuarâ sûresi, 225-227). Ayetin tefsirini yazarken de şu açıklamaya yer verir: “Gerçekten, her vadiye dalıp çıkan, yalancılıktan başka san'at sermayesi olmayan, mevzuu tükendikçe ötekinin berikinin namusuna hücum eden, herkesin özel hayatını açmak için dilini maymuncuk gibi kullanan, bir mazmun, bir kafiye uğrunda bin hakikati, bin hikmeti kurban ediveren, bir nükte hatırı için, hatıra gelmeyecek rezilliğe kucak açan bu serserilerin etrafında daima bir sürü kopuk dolaşır ki, bunlar o herzevekillerin kustukları hezeyanları nimet kabul eder de gezdikleri yerlere saçıp dururlar! İşte gerek bu mahiyetteki şairler, gerek onların yardakçıları, mensub oldukları millet için birer musibettirler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.