#smrgKİTABEVİ Küresel Kapitalizm ve Göçmen Emeği - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Berdan Matbaacılık
ISBN-10:
6256478015
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199216474
603079
https://www.simurgkitabevi.com/kuresel-kapitalizm-ve-gocmen-emegi-2023
Küresel Kapitalizm ve Göçmen Emeği - 2023 #smrgKİTABEVİ
0.00
Artı-değer kuramına göre emek ve sermaye arasında sürekli bir çatışma söz konusudur. Kâr, emek sömürüsüne dayanmakta, bu arada bazı emek kategorileri diğerlerine göre daha fazla sömürülmektedir. İşçi sınıfının önemli bir bölümünü oluşturan göçmen işgücü, özellikle de kayıtdışı/kaçak göçmen işgücü, bu bağlamda en savunmasız, en güvencesiz işgücü olarak en fazla sömürülen emek kategorisini oluşturmaktadır.
Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda da belirtildiği üzere sermaye her zaman emeğin pazarlık gücünü kırarak daha çok kâr elde etmek için artı-değerin kaynağı olan işçi sınıfını kontrol altında tutmayı, bir yandan da emek kategorileri arasında yarattığı hiyerarşik bölünme sayesinde ücretleri baskılayarak kâr maksimizasyonu sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için de Marx'ın deyimiyle her koşulda çalışmaya hazır bir Yedek İşgücü Ordusu'nun elinin altında hazır bulunmasını istemektedir. İşte Marx'ın kendi döneminde bahsettiği ve sermayenin ücret pazarlığında alternatif emek olarak bir köşede durmasını istediği bu Yedek İşgücü Ordusu'nun günümüzdeki karşılığı göçmen işçilerdir. Diğer bir deyişle “Göçmen işçiler” neo-liberal küresel kapitalizmin Yedek Göçmen İşgücü Ordusu'dur. Sermayenin kârını güvence altına alabilmek için emek piyasasını parçalara bölerek işgücünü ve ücret maliyetlerini kontrol ettiği Böl-Parçala-Yönet stratejisi aslında, neo-liberal süreçte göçmen emeğinin denetimine yönelik uygulanan devlet politikalarının özünü yansıtmaktadır.
Bu kitapta, teorik referans olarak Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda vücut bulan Emeğin Emeğe Kırdırılması olgusu, günümüz kapitalizmine uyarlanmakta ve bu bağlamda göçmen işçiler Yedek Göçmen İşgücü Ordusu olarak konumlandırılarak, göçmen emeğinin küresel kapitalizmdeki rolü sorgulanmaktadır. Özellikle bugün hâkim olan neo-liberal kapitalist sistemde düzensiz göç kapsamında artış kaydeden kayıtdışı göçmen işgücü sorunu küresel bağlamdan kopmadan ama Türkiye'nin kendine özgü koşullarında ele alınmaktadır. Ayıca çalışma boyunca konunun dünya kapitalizmi bağlantısı ve emek-sermaye çatışmasına dayanan boyutu da göz ardı edilmemektedir. Aynı şekilde yapılan analiz esas olarak neo-liberal dönemle sınırlı olmakla birlikte, kapitalizmin geçirdiği tarihsel süreçlerden bağımsız bir yaklaşımın eksik ve yetersiz olacağı düşünülerek, makalede tarihsel ve bütünsel bir yaklaşım benimsenmektedir.
Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda da belirtildiği üzere sermaye her zaman emeğin pazarlık gücünü kırarak daha çok kâr elde etmek için artı-değerin kaynağı olan işçi sınıfını kontrol altında tutmayı, bir yandan da emek kategorileri arasında yarattığı hiyerarşik bölünme sayesinde ücretleri baskılayarak kâr maksimizasyonu sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için de Marx'ın deyimiyle her koşulda çalışmaya hazır bir Yedek İşgücü Ordusu'nun elinin altında hazır bulunmasını istemektedir. İşte Marx'ın kendi döneminde bahsettiği ve sermayenin ücret pazarlığında alternatif emek olarak bir köşede durmasını istediği bu Yedek İşgücü Ordusu'nun günümüzdeki karşılığı göçmen işçilerdir. Diğer bir deyişle “Göçmen işçiler” neo-liberal küresel kapitalizmin Yedek Göçmen İşgücü Ordusu'dur. Sermayenin kârını güvence altına alabilmek için emek piyasasını parçalara bölerek işgücünü ve ücret maliyetlerini kontrol ettiği Böl-Parçala-Yönet stratejisi aslında, neo-liberal süreçte göçmen emeğinin denetimine yönelik uygulanan devlet politikalarının özünü yansıtmaktadır.
Bu kitapta, teorik referans olarak Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda vücut bulan Emeğin Emeğe Kırdırılması olgusu, günümüz kapitalizmine uyarlanmakta ve bu bağlamda göçmen işçiler Yedek Göçmen İşgücü Ordusu olarak konumlandırılarak, göçmen emeğinin küresel kapitalizmdeki rolü sorgulanmaktadır. Özellikle bugün hâkim olan neo-liberal kapitalist sistemde düzensiz göç kapsamında artış kaydeden kayıtdışı göçmen işgücü sorunu küresel bağlamdan kopmadan ama Türkiye'nin kendine özgü koşullarında ele alınmaktadır. Ayıca çalışma boyunca konunun dünya kapitalizmi bağlantısı ve emek-sermaye çatışmasına dayanan boyutu da göz ardı edilmemektedir. Aynı şekilde yapılan analiz esas olarak neo-liberal dönemle sınırlı olmakla birlikte, kapitalizmin geçirdiği tarihsel süreçlerden bağımsız bir yaklaşımın eksik ve yetersiz olacağı düşünülerek, makalede tarihsel ve bütünsel bir yaklaşım benimsenmektedir.
Artı-değer kuramına göre emek ve sermaye arasında sürekli bir çatışma söz konusudur. Kâr, emek sömürüsüne dayanmakta, bu arada bazı emek kategorileri diğerlerine göre daha fazla sömürülmektedir. İşçi sınıfının önemli bir bölümünü oluşturan göçmen işgücü, özellikle de kayıtdışı/kaçak göçmen işgücü, bu bağlamda en savunmasız, en güvencesiz işgücü olarak en fazla sömürülen emek kategorisini oluşturmaktadır.
Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda da belirtildiği üzere sermaye her zaman emeğin pazarlık gücünü kırarak daha çok kâr elde etmek için artı-değerin kaynağı olan işçi sınıfını kontrol altında tutmayı, bir yandan da emek kategorileri arasında yarattığı hiyerarşik bölünme sayesinde ücretleri baskılayarak kâr maksimizasyonu sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için de Marx'ın deyimiyle her koşulda çalışmaya hazır bir Yedek İşgücü Ordusu'nun elinin altında hazır bulunmasını istemektedir. İşte Marx'ın kendi döneminde bahsettiği ve sermayenin ücret pazarlığında alternatif emek olarak bir köşede durmasını istediği bu Yedek İşgücü Ordusu'nun günümüzdeki karşılığı göçmen işçilerdir. Diğer bir deyişle “Göçmen işçiler” neo-liberal küresel kapitalizmin Yedek Göçmen İşgücü Ordusu'dur. Sermayenin kârını güvence altına alabilmek için emek piyasasını parçalara bölerek işgücünü ve ücret maliyetlerini kontrol ettiği Böl-Parçala-Yönet stratejisi aslında, neo-liberal süreçte göçmen emeğinin denetimine yönelik uygulanan devlet politikalarının özünü yansıtmaktadır.
Bu kitapta, teorik referans olarak Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda vücut bulan Emeğin Emeğe Kırdırılması olgusu, günümüz kapitalizmine uyarlanmakta ve bu bağlamda göçmen işçiler Yedek Göçmen İşgücü Ordusu olarak konumlandırılarak, göçmen emeğinin küresel kapitalizmdeki rolü sorgulanmaktadır. Özellikle bugün hâkim olan neo-liberal kapitalist sistemde düzensiz göç kapsamında artış kaydeden kayıtdışı göçmen işgücü sorunu küresel bağlamdan kopmadan ama Türkiye'nin kendine özgü koşullarında ele alınmaktadır. Ayıca çalışma boyunca konunun dünya kapitalizmi bağlantısı ve emek-sermaye çatışmasına dayanan boyutu da göz ardı edilmemektedir. Aynı şekilde yapılan analiz esas olarak neo-liberal dönemle sınırlı olmakla birlikte, kapitalizmin geçirdiği tarihsel süreçlerden bağımsız bir yaklaşımın eksik ve yetersiz olacağı düşünülerek, makalede tarihsel ve bütünsel bir yaklaşım benimsenmektedir.
Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda da belirtildiği üzere sermaye her zaman emeğin pazarlık gücünü kırarak daha çok kâr elde etmek için artı-değerin kaynağı olan işçi sınıfını kontrol altında tutmayı, bir yandan da emek kategorileri arasında yarattığı hiyerarşik bölünme sayesinde ücretleri baskılayarak kâr maksimizasyonu sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için de Marx'ın deyimiyle her koşulda çalışmaya hazır bir Yedek İşgücü Ordusu'nun elinin altında hazır bulunmasını istemektedir. İşte Marx'ın kendi döneminde bahsettiği ve sermayenin ücret pazarlığında alternatif emek olarak bir köşede durmasını istediği bu Yedek İşgücü Ordusu'nun günümüzdeki karşılığı göçmen işçilerdir. Diğer bir deyişle “Göçmen işçiler” neo-liberal küresel kapitalizmin Yedek Göçmen İşgücü Ordusu'dur. Sermayenin kârını güvence altına alabilmek için emek piyasasını parçalara bölerek işgücünü ve ücret maliyetlerini kontrol ettiği Böl-Parçala-Yönet stratejisi aslında, neo-liberal süreçte göçmen emeğinin denetimine yönelik uygulanan devlet politikalarının özünü yansıtmaktadır.
Bu kitapta, teorik referans olarak Marx'ın Yedek İşgücü Ordusu Kuramı'nda vücut bulan Emeğin Emeğe Kırdırılması olgusu, günümüz kapitalizmine uyarlanmakta ve bu bağlamda göçmen işçiler Yedek Göçmen İşgücü Ordusu olarak konumlandırılarak, göçmen emeğinin küresel kapitalizmdeki rolü sorgulanmaktadır. Özellikle bugün hâkim olan neo-liberal kapitalist sistemde düzensiz göç kapsamında artış kaydeden kayıtdışı göçmen işgücü sorunu küresel bağlamdan kopmadan ama Türkiye'nin kendine özgü koşullarında ele alınmaktadır. Ayıca çalışma boyunca konunun dünya kapitalizmi bağlantısı ve emek-sermaye çatışmasına dayanan boyutu da göz ardı edilmemektedir. Aynı şekilde yapılan analiz esas olarak neo-liberal dönemle sınırlı olmakla birlikte, kapitalizmin geçirdiği tarihsel süreçlerden bağımsız bir yaklaşımın eksik ve yetersiz olacağı düşünülerek, makalede tarihsel ve bütünsel bir yaklaşım benimsenmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.