19. yüzyıl sonlarında başlayan ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam eden olayları anlatan bu hatırat, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk ağızdan gün gün anlatımıdır.
Eskişehir'de geçen çocukluk yıllarından sonra gençlik yılları Birinci Dünya Savaşı'na denk düşer. Küçük Zabit Mektebi'ne kaydolduktan sonra Osmanlı ordusunun Irak cephesine gönderilir. Bağdat, Musul, Samarra ve Cizre gibi yerlerde meşakkatli günler geçirir. Daha sonra binlerce kilometre uzakta, Kuzey Avrupa'nın dondurucu soğuğunda Galiçya cephesinde bulunur. Bu dondurucu soğuktan sonra Filistin'in sıcağında bulur kendini. Burada İngiliz esaretini yaşar. Türk milletinin şahlanmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı'nda Kütahya ve Eskişehir cephelerinde çarpışır.
Kurtuluş Savaşı gazisi olan babam Mehmet Tevfik Fırat'ın hatıraları sadece kendi hatıraları olmayıp; günümüzden yüz yıl önce bu topraklarda yaşayan Ahmetlerin, Mehmetlerin, Alilerin, Zeyneplerin, Ayşelerin, Fatmaların birer hikayesidir.
19. yüzyıl sonlarında başlayan ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam eden olayları anlatan bu hatırat, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk ağızdan gün gün anlatımıdır.
Eskişehir'de geçen çocukluk yıllarından sonra gençlik yılları Birinci Dünya Savaşı'na denk düşer. Küçük Zabit Mektebi'ne kaydolduktan sonra Osmanlı ordusunun Irak cephesine gönderilir. Bağdat, Musul, Samarra ve Cizre gibi yerlerde meşakkatli günler geçirir. Daha sonra binlerce kilometre uzakta, Kuzey Avrupa'nın dondurucu soğuğunda Galiçya cephesinde bulunur. Bu dondurucu soğuktan sonra Filistin'in sıcağında bulur kendini. Burada İngiliz esaretini yaşar. Türk milletinin şahlanmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı'nda Kütahya ve Eskişehir cephelerinde çarpışır.
Kurtuluş Savaşı gazisi olan babam Mehmet Tevfik Fırat'ın hatıraları sadece kendi hatıraları olmayıp; günümüzden yüz yıl önce bu topraklarda yaşayan Ahmetlerin, Mehmetlerin, Alilerin, Zeyneplerin, Ayşelerin, Fatmaların birer hikayesidir.