Fas'ın çöllerinden Marakeş pazarına gelen gizemli bir yolcu, masalcıların arasında kendi öyküsünü anlatmaya başlar: Kadir Gecesi'nde ölüm döşeğindeki babası, erkek gibi yetiştirilmiş Zehra'ya aslında bir kadın olduğunu söyleyince Zehra trajediyle masal arasında gidip gelerek kadınlığı, erkekleri ve Kuzey Afrika'nın tozlu yaşamını yeni baştan öğrenecektir. Zehra'nın, Kuzey Afrika'nın egzotik atmosferinde, hayallerle rüyaların birbirine karıştığı şiirsel bir itiraf gibi sunulan hikâyesi, yazarı Tahar Ben Jelloun'a 1987 yılında Fransa'nın en saygın edebiyat ödülü Goncourt'u kazandırmıştı. Sinemaya da aktarılan Kutsal Gece, yazarın bir önceki romanı Kum Çocuk'la birlikte ustalığının dünya tarafından tanındığı en önemli yapıtıdır.
"Yaşam öyküm işte burada yazılı: Her kırışık, bir yüzyıldır, kış gecesinde bir yoldur, sisli bir sabahta berrak bir pınardır, ormanda bir buluşmadır, bir kopuştur, bir mezarlıktır, kavurucu bir güneştir… İşte tam sol elimin üstünde bulunan şu kırışık, bir yara izi; ölüm bir gün geldi ve bana yardım elini uzattı. Belki de beni kurtarmak için. Sırtımı döndüm ve onu geri çevirdim. Her şey çok basittir, yeter ki ırmağın akışını değiştirmeye kalkışmayalım." (Tanıtım Bülteninden)
Fas'ın çöllerinden Marakeş pazarına gelen gizemli bir yolcu, masalcıların arasında kendi öyküsünü anlatmaya başlar: Kadir Gecesi'nde ölüm döşeğindeki babası, erkek gibi yetiştirilmiş Zehra'ya aslında bir kadın olduğunu söyleyince Zehra trajediyle masal arasında gidip gelerek kadınlığı, erkekleri ve Kuzey Afrika'nın tozlu yaşamını yeni baştan öğrenecektir. Zehra'nın, Kuzey Afrika'nın egzotik atmosferinde, hayallerle rüyaların birbirine karıştığı şiirsel bir itiraf gibi sunulan hikâyesi, yazarı Tahar Ben Jelloun'a 1987 yılında Fransa'nın en saygın edebiyat ödülü Goncourt'u kazandırmıştı. Sinemaya da aktarılan Kutsal Gece, yazarın bir önceki romanı Kum Çocuk'la birlikte ustalığının dünya tarafından tanındığı en önemli yapıtıdır.
"Yaşam öyküm işte burada yazılı: Her kırışık, bir yüzyıldır, kış gecesinde bir yoldur, sisli bir sabahta berrak bir pınardır, ormanda bir buluşmadır, bir kopuştur, bir mezarlıktır, kavurucu bir güneştir… İşte tam sol elimin üstünde bulunan şu kırışık, bir yara izi; ölüm bir gün geldi ve bana yardım elini uzattı. Belki de beni kurtarmak için. Sırtımı döndüm ve onu geri çevirdim. Her şey çok basittir, yeter ki ırmağın akışını değiştirmeye kalkışmayalım." (Tanıtım Bülteninden)